DEĞERLİ okurlarım, son günlerde bir taraftan Uluslararası Takas Bankası (Bank for International Settlements) diğer taraftan Dünya Ticaret Örgütü (World Trade Organization) birbiri ile alakasız gibi görülen iki istatistik yayınladı. Bu istatistikler bizim gazetelerimizde yer almadı. Ama aslında hem tüm dünyayı sarsan “global mali krizin” hem de bizim ülkemizde yaşadığımız 1994, 1998 ve 2001 krizlerinin nedeni bu istatistiklerde saklıydı.
Takas Bankası, yayınladığı istatistikte dünya döviz piyasalarında günlük cironun 4 trilyon Amerikan Dolarına ulaşmış olduğunu söylüyordu. Bu günde 4 trilyon dolar rakamını aklınızda tutun. Türkiye’nin milli geliri yılda 1 trilyon dolara yeni ulaştı. Yani döviz piyasalarında bir günde el değiştiren döviz, Türkiye’de 75 milyon nüfusun 4 yılda üretebildiği gelire eşit!
Bu dövizler dünya piyasalarında neden el değiştirir? Teori şöyle söyler: Döviz alışverişinin temel nedeni ülkeler arasındaki mal ve hizmet alışverişidir, yani ihracat ithalat işlemleridir. Bu işlemlerde kullanılan para dövizdir (Dolar, Euro). İşte bir ülkenin parasının döviz olarak değeri o ülkenin ihracat ithalat dengesine bağlıdır. Ülkenin ithalatı ihracatından fazla ise döviz rezervleri erir, döviz kıtlığı çekilir, döviz fiyatları yükselir, döviz ile satın alınan mallar pahalılanır, o malların ithalatı azalır. İhracart için de bunun tam tersi olur. Yani ihracat artar, ithalat azalır. Sonuçta ihracatla ithalat dengelenir.
Teori bu. Bu günün realitesinde sistem böyle işliyor mu? Bunun için de Dünya Ticaret Örgütü’nün (WTO) yayınladığı dünya ihracat rakamına bakmalıyız. Bu rakamlara göre 2009 yılında dünyada yapılan toplam ihracat 15,5 trilyon dolardır. Bir ülkenin ihracatı diğer ülkelerin ithalatı olduğuna göre bu işlemlerde el değiştiren döviz tutarı da yılda 15,5 trilyon olmaktadır. Dünyada mal ve hizmet alım satımı için el değiştiren döviz 15,5 trilyon; toplamda el değiştiren döviz ise günde 4 trilyon hesabı ile yılda (4 trilyon x 300 gün) 1 katrilyon 200 trilyon!
Yani 1 katrilyon 184,5 trilyon dolarlık döviz ticaret dışında el değiştiriyor. İşte bu korkunç meblağ, genellikle bizim spekülatif fonlar dediğimiz, likit borsalarda el değiştiren sıcak paradır. Bu sıcak para mal ve hizmet alım satımı için el değiştiren paranın tam 76,5 katıdır. Yada da ticaret için el değiştiren dövizin toplam döviz alış verişi içindeki payı sadece yüzde 1,3’tür.
İşte bu nedenle dünyadaki döviz kurlarını etkileyen artık teoride belirtildiği gibi mal ve hizmet ticareti, ya da ihracat ve ithalat dengesi değil, ülkeler arasında spekülatif karlar kovalayan, anlık kararlarla hareket eden, ülkelerin en ufak sorunları ile panikleyip kaçan paradır. Bu para ticaretten 76,5 kere daha büyüktür, ve kurları belirleyen de bu “sıcak” paranın hareketidir.
İşte Global Ekonominin ve ülkelerin geleceğini elinde tutanlar, paniklerden etkilenen, küçük spekülatif karlar için yüz milyarlarca doları bir ülkeden diğerine safra suyu gibi bir bilgisayar/internet emri ile hareket ettirenler, bu fonları yöneten büyük finans şirketleridir. Bu paranın hareketi, paniklerden ve spekülatif fırsatlardan etkilendiği için istikrarsızdır. O hareket istikrarsız olunca da ne kurların, ne faizlerin, ne de genelde ekonomilerin istikrarlı olmasına olanak vardır.
Dünya bu istikrarsızlığa çare bulana kadar bizim gibi ülkelerin kendini koruyacak ekonomik dalgakıranlar geliştirmesi zorunluğu vardır. Bu mümkündür. Yapılmazsa, bu gün kriz atlatılsa da yarın aynı boyutta yeni bir krizle karşılaşmak kaçınılmazdır, değerli okurlarım.