Hava sıcaklıkları mevsim normallerinin üstünde seyredince attım kendimi Kartepe’ye... Aralık ayının son haftasında 18-20 derece sıcaklık açık havada yürüyüş için süper. İlk gün Sapanca, Uzunkum’daki parkurda yürüdüm. İkinci gün İzmit Körfezi sahilindeki Seka Park’ı, üçüncü gün yürüyüş için Ormanya’yı tercih ettim. Her birinin kendine özgü güzelliği olan üç farklı doğa parçasında her gün birer saat yürümek acayip iyi geldi bana... Sapanca Gölü ve İzmit Körfezi’ne paralel yürüyüş parkurlarında herhangi bir yenilikle karşılaşmadım, ama şimdiye kadar her yanını arşınladığım Ormanya’daki ‘Ormanın Sesleri’ bölümünü ilk kez gördüm. Ormanya Doğal Yaşam Parkı’nı gezenlerden burada ve doğadaki hayvanların seslerini en yüksek seviyede dinlemek isteyenlere hizmet eden bir yenilik ‘Orman Sesleri’ düzenekleri...
Açıldığı 2018 yılından itibaren Ormanya’da görev yapan Kocaeli
Sadece Amerika kıtasında değil dünyanın her yerinde fanatik hayranları olan müzik starları, rakiplerinin konserlerine gidiyor, birinin film galası olduğunda diğeri destek için oraya gidiyor.
Örnek mi?
Taylor Swift ile Beyonce’un dostluğu... Sadece ikisi değil rekabetin dostluk ve dayanışmaya engel olmadığını gösteren starlar...
Bizde Taylor Swift ve Beyonce gibi dünyaca tanınan yıldızlar yok, ama dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü sananlar ve rakiplerini küçümseyenler çok...
Bir şarkıcı sözü ve müziği kendisine ait olmayan bir şarkı üzerinden sosyal medyada, “Mekanın sahibi geldi. Bebeleri pistten alalım” diye yazıyorsa, kendini dev aynasında görüyor ve rakiplerini küçümsüyordur.
‘İyi insan’ farkı
Dilin kemiği yok, ama iyi kalplilik diye de bir gerçek var.
Bir şarkıcı veya oyuncu, rakipleri kendisine sorulduğunda her birine bir kulp bularak, medyada gündem olabilir ama bunun benim gözümde bir kıymeti yoktur.
Yıldız Tilbe’yi hangi haber kızdırdı bilmiyorum, ama gazetecilik etiği konusunda yazdıklarını önemli buluyorum. İşte Yıldız Tilbe’nin gazetecilere etik hatırlatması yaptığı X’teki o paylaşımı:
“Bir gazeteci, gazete veya basın TV vs... Gözüyle görmediği bir haberi gerçekmiş gibi haber yapmamalıdır. Eğer yalan ve iftira haberleri ile işini yapıyorsa, yaptığı işe ve okuyucusuna da saygısı yoktur, sevgisi de yoktur. Çok ayıp ya...”
‘Alice’yi yakından takip edenler bilir, yıllardır büyük bir titizlikle üstünde durduğum konuların başında geliyor bu...
Gazetecilere meslek etiğini hatırlatan haberci değil, haber kaynağı olunca o yüzden önemsedim bunu.
Umarım Yıldız Tilbe’nin kastettikleri şarkıcının yazdıklarından gerekli dersi çıkarır.
Söz ‘meslek etiği’nden açılmışken, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi ve seslendirme sanatçısı Suha Çalkıvik’in sokaklarda insanlarla ayaküstü röportaj yapanlara uyarısına da yer vermek isterim. İşte Çalkıvik’in X’te bu konuda
Tam 18 yıldır ekranlarda... Hayatta ne varsa “Arka Sokaklar”da da o var. Rıza Babası’ndan Baş Komiser Hakan’ına kendi fenomenlerini yaratan dizinin sırrını ekiple konuştuk.
Türk televizyon tarihinde 18 sezondur prime time kuşağında yayınını sürdüren başka bir dizi yok… Erler Film’in sahibi Türker İnanoğlu’nun “500 bölüm sürecek bir dizi bu” diyerek 2006’da çekmeye başladığı dizinin 658’inci bölüm çekimlerine konuk oldum. İnanoğlu’nun sağlık sorunları nedeniyle 42 bölüm haklarını D Media’ya devrettiği dizinin senaristi, yönetmeni ve başrol oyuncularıyla konuştum. Senarist Ozan Yurdakul, yönetmen Orhan Oğuz ve başrol oyuncuları Zafer Ergin ile Özgür Ozan, 18 yıldır “Arka Sokaklar”da. İlker İnanoğlu 2007, Ozan Çobanoğlu 2016’dan beri dizide. Orhan Oğuz’un oğlu Tunç Oğuz’un 6’ncı sezondan beri oynadığı dizinin en yenisi Burcu Kara. Özlem Çınar ise “Arka Sokaklar”ın başından itibaren oynayıp 2019’da ayrıldıktan sonra bu yıl tekrar dönen
Yılmaz Güney’in eşi Fatoş Güney, çocukları Yılmaz ve Güney Pütün adına avukat Bişar Abdi Alınak, hakim Sefa Mutlu’nun Nevşehir’in Suvermez köyündeki mezarının açılmasını talep etti. Avukatın Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurmasının nedeni çok açık:
13 Eylül 1974’te Adana’nın Yumurtalık ilçesinde hakim Sefa Mutlu’yu silahla vurarak öldürdüğü için Yılmaz Güney’in boynuna asılan ‘katil’ damgasını söküp atmak.
Daha önce bu talepleri reddeden yargı, bu kez fethi kabire izin verse ne olacak?
O zaman mahkemenin ‘Kasten insan öldürmek’ten verdiği 19 sene hapis cezası ‘Kastın aşılması sonucu insan öldürmek’ suçuna dönüşse cezanın hafiflemesi dışında ne değişecek? Yılmaz Güney’i Sefa Mutlu’nun katili olmaktan çıkaracak mı bu?
Hayır... ‘Kasten’ ya da ‘kazayla’, sonuçta Yılmaz Güney’in sıktığı kurşunla öldü Sefa Mutlu...
Buna rağmen 49 yıl önce de Yılmaz Güney’i
Aleyna Tilki, müzik dünyasının bazı ünlülerinin yoluna taş koyduğunu ve ekmeğiyle oynadıklarını açıkladığında ‘olağan şüpheliler’ kimlerdi?
Gülşen ve Hadise...
Gülşen, ‘feminist şarkıcı’ vurgusuna rağmen -söylenenleri üzerine almadı, iddiaları umursamadı veya bu yolu bilerek seçti- Aleyna Tilki’ye yanıt vermedi.
Hadise’nin ise Aleyna Tilki’nin ardından sosyal medyada Ece Seçkin ve İrem Derici’yle de karşı karşıya getirilince yaptığı toplu açıklama şuydu:
“Bu güzel ve başarılı kadınlardan o polemik asla çıkmaz arkadaşlar, ama daha çok eğleniriz, o ayrı... Aleyna da, İrem de, Ece de dinlemekten ve izlemekten keyif aldığım kadınlar. Her birimiz kendi yolunda ilerleyen çok başarılı kadınlarız. Elbette düştüğümüz, kalktığımız anlar olacaktır ve oldu da... Ama hep birbirimize destek olarak daha da güçleneceğiz. Çünkü daha çok şarkılar söyleyeceğiz ve dans edeceğiz.”
Kıvançla bekliyor!
O zaman Hadise şayet ‘destek’ konusunda samimiyse Aleyna ile bir düet
Türkiye’deki radyo, televizyon ve internet tabanlı yayıncılık yapanların uyması gereken kurallar kanunlarda belli. 6112 Sayılı Kanun gereğince önce Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’ndan (RTÜK) yayın lisansı almak ve bir temsilci atamak şart.
Alman kamu yayıncısı Deutsche Welle (DW), bunları yerine getirmeden yayına başlayınca, RTÜK konuyu yargıya taşıdı ve ‘erişim engeli’ geldi.
Deutsche Welle’nin Türkçe Yayınlar Sorumlusu Erkan Arıkan’ın gazeteci Uğur Şahin’e yaptığı şu açıklamayı okuyunca şaşırdım:
“RTÜK Kanunu’na göre öngörülen koşullar DW Yasası ile uyumlu değil. DW, vergi mükelleflerinin parasıyla finanse edilen ve görevi gazetecilik hizmetlerini dünya çapında çeşitli dillerde erişilebilir kılmak olan bir kamu yayıncısı. Bağımsız bir şekilde haber yapıyor ve gazetecilik faaliyetlerimizi sansürsüz sürdürüyoruz. Türkiye’deki yasa ise bunu yapmamızı engelleyecektir. RTÜK yasası, ayrıca DW’nin içerik sorumluluğunu bir Türk vatandaşına devretmesini gerektiriyor. Bu da bizim
Dilan Polat ve Engin Polat, zenginliklerini insanların gözlerinin içine sokarken, “Bu kadar parayı nasıl kazanıyorsunuz? Bu değirmenin suyu nereden?” diye sorulunca, onları savunan avukatlar kimlerdi?
Biri aynı zamanda mali müşavir olan Ahmet Gün, diğeri Çağdaş Çelik.
Ahmet Gün, müvekkilleriyle birlikte tutuklandı.
Çağdaş Çelik, Polat çiftinin vekilliğinden çekildi.
Dilan Polat ve Engin Polat’ın yeni avukatları Hüseyin Kaya günlerdir ne yapıyordu?
Kaya, müvekkilleri hakkındaki soruşturmanın kara parayla ilgisi olmadığını, varsa kaçırdıkları vergi, cezasını ödemeye hazır olduklarını söylüyordu.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı henüz iddianamesini hazırlamadı, ama avukat Kaya, ön alıp isnat edilen ve edilecek suçları hafifletmenin peşine düştü. Avukat, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK), emniyet güçleri ve savcıların aylardır beyhude uğraştıkları, çünkü müvekkillerinin vergi kaçırma dışında suçları olmadığına söyleyip duruyordu.