Yarın sadece takvimsel yeni bir yılın ilk günü olmasın. Kendimize açmış olduğumuz davada çıkan sonuçları hayata geçirme günü olsun
Rahat uyuyamaz kendisinden memnun olmayan insan. Kim bilir kaç kişi geride bıraktığımız yıl içerisinde uykusuz geceler geçirmiştir? Her ne sebepten olursa olsun uykusuz gecelere maruz kalan insanlar için yarın takvimsel olarak psikolojik bir eşikten geçme günü olarak görülebilir. Şayet hayatımızda memnun olmayıp da üstesinden gelmeye yönelik güç, cesaret odaklı imkanlardan yoksunsak veya bu güçlere sahip olmakla birlikte onları aktif hale getiremiyorsak yeni yılın ilk gününün psikolojik eşiğinin imkanlarını kullanabiliriz.
Mutlaka bir telafisi vardır
İnsan kendinde beğenmediği davranışlarını düzeltme, istek, arzularına cevap verebilme sürecini daha fazla vakit kaybetmeden gerçekleştirmelidir. Kimi zaman “Artık her şey için çok geç!” diyerek kendi kendimizi motivasyon dışına itmekteyiz. Oysaki irili ufaklı yapılan tüm hataların mutlaka bir telafisi vardır. İnsanlar doğaları gereği hata yaparlar; hata yapmamak için çok gergin bir pozisyon içerisinde hayatımızı dar sınırlar içerisine sokmamalıyız. Hatalarımızı elbette en asgari seviyeye indirgemeliyiz ancak hata yapmaktan daha önemli olan kirlenmemektir. Her insan hata yapar ve aşk ehli olan sevgili onu mutlaka affeder. Esirgeyen ve bağışlayan yaradana yakın olan her sevgili de elbette affeder. Şayet kirletmemiş ve kirlenmemişsen elbette. Kendi nezdinde kendine karşı temizliğinden dolayı temiz kokuyorsan sorun yoktur.
“Her şey için çok geç” ümitsizlik sözü hata yapanlar için geçersizdir. Bu nedenle yeni bir yıla girerken insan öncelikle kişiliğine, istek ve arzularına, sosyo - kültürel tüm donanımlarına, sevgiliye, memlekete, hayvanlara ve doğanın tüm yaratımlarına karşı yapılan hataları için kendi kendisine dava açmalıdır. Keza; “Aşk davaya benzer, cefa çekmek ise şahide; kendine açtığın davayı kazanmak istiyorsan birçok şahide ihtiyacın olduğunu unutma. Bu yılın son gününde kendine açacağın davada mahkeme salonun gönlün olsun dostum. Hakim de savcı da avukat da sensin. Son defa uykusuz gece geçirmek istiyorsan bu davayı bu gece sonlandır. Hükmü adilce ver ve yarın 01.01.2018 gününde geride bıraktığın yıl gibi eski olan “sen”i bırak. Yeni olan sen ile yeni yola uyanık olarak başla.
Tüm dava boyunca sakın çok geç deme çünkü; “Her şey için çok geç diyenlere bir o kadar şey için de erken olduğunu unutma. Lakin acele etmelisin; keza erken olarak düşündüğümüz birçok şey için de yarın çok geç olabilir.”
Özgün ve özgür kişilikler
Bir şeyin nasıl yapılacağını bilirken başkaları tarafından nasıl yapılamadığını seyretmek son derece zor bir durumdur. Bundan daha kötüsü ise kendi istek ve arzularının ne olduğunu bilirken bunu hayata geçirebilme özgürlüğünden mahrum olmaktır. Üstelik imkanların dahilinde olmakla birlikte özgür olamamak! Ben ve biz demeyi bilememenin geçmişten getirdiği bir sonuçtan ibarettir bu durum. Kimileri benlikleri için ben der. Ve bu tür insanlar bencil olduklarından dolayı özgürdürler. Kimileri ise güç ve cesaret gördüğü, bulduğu, aldığı insanların güçlerine dayanarak onların tüm görkemini suistimal ederek güçsüzlerin yanıbaşında durma mecburiyeti gösterirler.
Neden bu böyle demeden vardır bir sebebi diyebilenler özgün ve özgür kişiliklerdir. Her istediğini her zaman ve imkan dahilinde yapabilir olmanın özgürlük olmadığını bilmek durumundayız. Özgürlük biçim ve içerikten yoksun sebepler yerine insanoğlunun yaratımlarının sonucu olan nedenleri koymaktır.
Yarın sadece takvimsel yeni bir yılın ilk günü olmasın. Yarın kendimize açmış olduğumuz davada çıkan sonuçları hayata geçirme günü olsun. Yeni yıl sevgili olarak görülen her şey ve herkesle yeniden doğuş olarak hayata geçsin. Kendi takvimsel tarihimizi başlatmak için sadece yılda bir kez yakalayabileceğimiz bu psikolojik takvimsel eşikten başarıyla atlayalım.