Ali Canip Olgunlu

Ali Canip Olgunlu

alicanipolgunlu@gmail.com

Tüm Yazıları

Siyah benekli, kırmızı renkli çiçeği olan gelincik başta Romalıların kültür dairesi içerisinde ve Osmanlı divan edebiyatında etkileyici anlamlarla karşımıza çıkar.

Mart ayının ikinci yarısından itibaren başta cennet bahçesi olarak adlandırdığımız Güneydoğu Anadolu bölgesi olmak üzere Akdeniz üzerinden Ege’ye doğru tüm coğrafyamız üzerinde nebat dünyasının ilkbahara özgü çiçeklerinden olan gelincikler boy göstermeye başlar.

Toplumlar yaşamış oldukları coğrafyalarda etraflarında dikkatlerini çeken bitki ve hayvanlara çeşitli anlamlar yüklemişlerdir. Bu bir çiçek, ağaç, dağ, nehir veya hayvan olmuştur. İnandırıcılık özelliğine, şekilsel ve biçimsel durumuna göre de aynı motif bir başka toplum tarafından kendi kültür dünyası ve inanç dairesine göre yeni bir anlam yüklenerek veya aynı anlamı muhafaza ederek benimsenmiştir.

Haberin Devamı

Roma’dan Osmanlı’ya gelincik çiçeği

Dağların ortası siyah benekli, kırmızı renkli çiçeği olan gelincik başta Romalıların kültür dairesi içerisinde ve Osmanlı divan edebiyatında oldukça etkileyici anlamlarla karşımıza çıkar. Anlamlı olanı her zaman dönemine göre anlamlandırmak gerekir. Bu bağlamda gerek Roma gerekse de Osmanlı edebiyatında “kara sevda”ya düşmüş kişileri ifade etmesinden dolayı anlamsal olarak bir izlek mahiyetindedir. Romalılar aşık olan ve kara sevdaya düşenlere gelincik çiçeğinden yaptıkları içeceği vererek bu kişilerin aşk acısını dindireceklerine inanırlardı. Öte yandan antik dönem Yunan dünyasının inanç biçimi olan mitolojide kendisine yer bulan tüm tanrı ve tanrıçalar için gelincik çiçeğinin önemi büyüktür.

Ölümsüzlük uykusu

Uyku tanrısı olan hypnos gelincik çiçeklerinden yaptığı tacı uyutmak istediği insanın başına koyardı. Uyku sorunu yaşayanlara çöre otu verilirken uyutulmak istenenlere de gelincik çiçeğinden medet umulurdu. Keza Bergama sağlık merkezi olan Asklepion’da bulunan uyku odalarındaki hastaların kolay uyumaları için gelincik çiçeğinden yararlandıkları bilinmektedir. Günümüzde de aktarlarda satılan gelincik çiçeği otunun uyku problemi olanlar tarafından satın alınıyor olması dikkat çekicidir. Divan edebiyatının son derece önemli bir kişiliği olan Taşköprülüzade Efendi’nin gelincik çiçeğine “ölümsüzlük uykusu” adını vermesi gelinciğin Roma dünyasından divan edebiyatına aynı anlamda taşınmış olduğunu gösteriyor.

Haberin Devamı

Gelini temsil eder

Divan edebiyatında insanın yüzü (cemal) türlü çiçek ve meyve ürünleriyle sembolleştirilmiştir. Yüzün bütünü ay (kamer) ile çevrelenirken yanaklar gelincik çiçeğiyle sembolleşmiştir. İnsanda güzel yüzdür, yüzde güzel gözdür; insanı insan yapan şey ağzından çıkan sözdür. Lakin insanı insan ı kamil yapan şey ise arkasından söylenen sözlerdir.

Arapça Şakayıku’n Numaniye adıyla bilinen gelincik çiçeği kırmızı olan renginden dolayı evliliğe hazırlanan gelini temsil eder. Çünkü günümüzde olduğu gibi gelinlikler beyaz değil kırmızı renkliydi. Kırmızı, cinsel korumacılığın bir izi olarak kırmızı renkle ifade bulmuştu. Ellere yakılan kına da aynı anlamın bir başka ifade biçimidir.

Lale i nu’man adıyla aşk acısı çeken aşığın yaralı bağrını hüzünlü bir şekilde her bahar gösterir. Ortasında bulunan siyah nokta adeta aşığının bağrının aşk acısıyla dağlanmış olduğunu başta sevgili olmak üzere herkese adeta duyurur. Bağrı, gönlü her geçen gün daha da yanar. Tıpkı gelincik çiçeğinin gövdesinin ortasında bulunan siyah noktanın gün be gün daha da koyulaşması siyahlaşması gibi. Gelincik için dün yaşanmıştır, bugün yaşanıyor ancak bir adım sonrası meçhuldür. Çünkü koparıldığı an hayatı son bulur. Tıpkı savaş anında hayatını her an kaybetme tehlikesi olan askerler gibi. Bu durumundan dolayı savaş meydanlarındaki askerlerin çiçeği olarak da anlamlandırılmıştır.

Haberin Devamı

Anadolu’da kimi zaman inanç kimi zaman vatan uğruna hayatını aniden kaybeden tüm askerlerin her biri birer gelinciktir. Başta Sarıkamış ve Çanakkale olmak üzere vatan uğruna yüreklerinden yara alarak şehit olmuş tüm askerlerimizi saygıyla anıyoruz. Anadolu’da karşımıza çıkan her gelincik tarlası içerisinde dolaşırken her bir gelinciği birer Mehmetçik olarak görelim. Koparmayalım; koklayarak şehit kokusu almaya bakalım...