Hıristiyan inancının evrensel boyutlara taşındığı coğrafya Anadolu’dur. Yuhanna, ‘İncil’ini birinci yüzyılın sonlarında Batı Anadolu’nun o dönemdeki en önemli şehri olan Efes’te yazmıştır.
Söz hakikatin neticesidir. İnsanı tüm duyu ve duygularıyla çeken haldir. Halin meyvesi de sözdür elbette. Yuhanna ‘İncil’inin girişinde “Başlangıçta söz vardı” cümlesinde kullanılan sözün kaynağı Yaradan; muhatabı ise insandır. İnsanın değeri söze olan ilgisi ile doğru orantılıdır. Sözün değerini sözden anlayanlar bilir. Keza insanı insan yapan şey ağzından çıkan sözdür, insanı insan-ı kamil yapan da arkasından söylenen sözlerdir.
Dört İncil yazarından bir tanesi olan Yuhanna, ‘İncil’ini birinci yüzyılın sonlarında Batı Anadolu’nun o dönemdeki en önemli şehri olan Efes’te yazmış, tamamlamıştır. Matta, Markos ve Luka İncillerine göre mistik farklılığı nedeniyle onlardan ayrı tutulur. Diğer üç İncil benzer (sinoptik) olarak gruplandırılır. Matta, Markos ve Luca, İsa’nın öğretisini simgeler yoluyla anlatırken, Yuhanna buna karşılık konuşmalar (diyalog) ile dile getirir. İlk üç İncil yazarı daha çok İsa’nın yaşamıyla ve ona ilişkin olgular mozaiği ile ilgiliyken Yuhanna’nın yaklaşımı tanrıbilim üzerinedir.Hıristiyan inancının evrensel boyutlara taşındığı coğrafya Anadolu’dur. İlk yedi konsil Anadolu’da toplandı, ilk yedi kilise Anadolu’da oluşturuldu ve başta Santa Barbara, St Nikolas olmak üzere birçok aziz ve azizenin tüm hayatları Anadolu’da geçti.
Mistik yönü ağır basan Yuhanna ‘İncil’i “Başlangıçta söz vardı” diye başlar. Aslolan sebep elbette başlangıçta Yaradan olduğu için Yaradan’ın varlığının edebi ve ebedi sonsuzluğunu ifade etmek akabinde de karanlık adam Heraklitos’un şehri olan Efes’in elbette söze yani logosa yabancı olmamasıdır. Yuhanna şöyle devam eder: “Söz Tanrı’yla birlikteydi ve söz Tanrı’ydı. O’ydu başlangıçta Tanrı’yla birlikte olan. Kurulu düzen o’nun istek ve kendi kendisiyle olan aracılığı ile oluştu. Ve oluşlardan bir teki dahi onsuz olmadı. Yaşam ondaydı ve yaşam insanların ışığıydı.
Yuhanna’nın söz “logos” yani ilahi kelam olarak tercüme edeceğimiz girişinin İslami kaynaklarda bulduğu karşılık vahdet-i mevcuttur. Bunun, gerçeğin gerçekliğine dair en üst tarif ve tanımı ise vahdet-i vücut olacaktır. Ezeli ve edebi olan Yaradan kendi kendisine ol “kün” dedi ve tüm kainat onun sayısız tecellileri ile isim-sıfatlar şekillerinde vücut buldu. Her şeyde Yaradan’dan bir parça vardır ama her şey bir araya gelse dahi bu Yaradan’ın toplamı anlamına gelmez. Yaradan’ın zat’ı isim ve sıfatlarından bağımsız sadece kendi kendisine ait olan bir özdektir. Yaradan’ın her çağa göre uygun olarak söylediği ve her çağın peygamberleri, ardından velileri ve insan-ı kamil meşreplileri vasıtasıyla söylettiği sözlere yaklaşanlar onun sözcüleridir.
“Kapıyı çalın, açılacaktır”
Yuhanna ‘İncil’inden söze ilişkin öğütler:
- Senden dilekte bulunana ver ve ödünç isteyeni geri çevirme. Birisine yardım ederken önünde boru öttürme. Yardımı gizli yap. Gizlilikte gören sadece Yaradan’dır. Verdiğini açık edersen bu Yaradan nezdinde karanlıklara kaldırılır.
- Oruç tutarken iki yüzlüler gibi suratlarınızı yozlaştırmayın. Oruçluyken sararan yüzünü avuçlarınla ovala ki, yüzüne renk gelsin ve kimse oruçlu olduğunu anlamasın.
- Yeryüzünde kendinize gömüler biriktirmeyin. Burada güve ve pas yok eder, hırsızlar da gelip çalar. Bunun yerine göklerden gömüler biriktirin. Gömün neredeyse yüreğin de oradadır.
- Hiç kimse iki efendiye uşaklık edemez. Hem Yaradan’a hem de altına uşaklık edemezsiniz.
- Dileyin, size verilecektir; arayın bulacaksınız. Kapıyı çalın size açılacaktır. Çünkü dileyen alır, arayan bulur çalana kapı açılır.
- İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız siz de onlara öyle davranın. Çünki ruhsal yasanın da peygamberlerin de anlamı budur...
Yuhanna ‘İncil’inden insansal gerçekliklere dair yaptığım bu alıntıların muhatabı, Hıristiyan inancında olmakla birlikte dünyayı kana boğan Amerika ve bazı Batılı ülke yöneticileridir. Tasavvufi yaradansal sözleri (derinliğinden dolayı) anlamaktan uzak olduklarını bildiğimiz için İncil’i kendilerine hatırlatmayı dünya barışı için uygun gördük...