Ali Canip Olgunlu

Ali Canip Olgunlu

alicanipolgunlu@gmail.com

Tüm Yazıları

İnsan kimdir? Doğasına göre yaşayabilendir; kendi istek ve arzularına cevap vermekle birlikte bu istek ve arzularında bütünsel bir birliktelik yaratabilendir.

Hiçbir nehir asıl kaynağından yola çıktıktan sonra nihai hedefi olan denize az veya çok kirlenmeden ulaşamaz. İnsanoğlu da nehir gibidir. Yaradanın zamana ve mekana göre görevlendirdiği peygamberleri dışında her insan tıpkı bir nehir gibi dünyaya geldiği andan kısa bir süre sonra (aklının ve nefsinin istek ve arzularına uyarak) yavaş yavaş kirlenmeye başlar. Ve bu kirlenmenin en hızlı yaşandığı evre orta yaşlılık döneminde gerçekleşir.

Haberin Devamı

Her insan günah işler. Keza Yaradan bunu bildiği ve gördüğü için şefkat ve merhamet kapılarını tövbe ile insanoğluna açmıştır. Bu bağlam ve anlamda günah işlememek için Yaradan bize gerekli tüm detayları vermiş olmakla birlikte beşer bir yaratılmış olduğumuzdan dolayı da tövbe kapısını açık bizlere merhametini bağışlamıştır. İrili ufaklı her gün onlarca günah işlememize rağmen tövbe edemiyorsak Yaradan’ın merhamet kapısından da yararlanamıyoruzdur. Hem kusur işlemekteyiz hem de kusurlarımızdan haberdar değiliz. İnsan kusurlarıyla yüzleşebilirse o zaman af kapısına dayanır ve kirlenmemekten kurtulur. Keza günah afffedilir ama kirlenmiş insandan Yaradan merhametini saklı tutar.

Su gibi donmadan akmak

İnsan ömrü bir andan ibarettir. Bu an adlı kısacık zaman diliminde Yaradan’ın varlığı karşısında yok olabilirsek hem günahlardan korunur hem de kirlenmekten kurtuluruz. Zahiri varlıklar karşısında varlık ortaya koyma çaba, endişe ve gayret ihtiyacı duyanlar ister istemez bu maddi ve manevi mülkiyet kaygısı nedeniyle günah işlerler, kirlenirler. Ateş gibi arındırıcı alev olmak, su gibi donmadan akmak, hava gibi serin ve hafif süzülmek ve toprak gibi el vermek istiyorsak bu kısacık zamanı olan tecelligahta yol vererek yol almalıyız.

İnsan kimdir? Doğasına göre yaşayabilendir; kendi istek ve arzularına cevap vermekle birlikte bu istek ve arzularında bütünsel bir birliktelik yaratabilendir; karşısındakinin yaptıkları ve söylediklerine değil onun gönlünden geçirdiklerini anlayan ardından da anlamlandırabilendir; gönülden gönüle giden yolda sevgiyle yol alan ve saygıyla yol verendir; toplum içerisinden kopmadan hayatta elde ettiği başarılarıyla isim ve sıfatlarıyla büyürken tevazu erdemi sayesinde herkesin önünde küçülendir; cehaletleri ile haddini aşanlara hal diliyle hadlerini ifade edendir; salt tüm noksan davranışlarıyla insan aşılması gereken bir şeydir, kamil insan ise Yaradan’ın istek ve arzusudur.

Haberin Devamı

İyi ve adil olmalı

Var olmamızın sebebi olan Yaradan’ın istek ve arzularına cevap verememiş olmak acı bir durum olsa gerek. Yaradan merhamet, şefkat, adalet, cömertlik gibi üstün davranışları gönlümüze yerleştirmiştir. Çünkü birbirimize bu davranışlarla yaklaşmamızı ister. Merhamet yukarıdan (Yaradan’dan) aşağıya muhabbetle iner, aşağıdan (insan) yukarıya ise vefayla döner. Yaradan bütün muhabbetini bize her an gördermekteyken biz insanlar acaba neden birbirimize ve Yaradan’a karşı bu kadar vefasızız? Elbette bunun nedeni ben ve biz demeyi bilmediğimizden dolayıdır.

Haberin Devamı

Mal, makam, sıfat geçici ve asla ebediyen kalıcı olmayan şeylerdir. Her bir maddi manevi kazanımlarımızın sadece emanetçileriyiz. İnsan meşhur olmak ister; hem kendi nezdinde kendisine hem de başkasının nezdinde. Ancak bilinmelidir ki en meşhur insan en iyi olan insandır. Bu aşamada iyi ve adil olan insan da mutlaka insanına göre iyi ve adil olmalıdır. İyi, adil, cömert olmayan birisine fazlasıyla bu değerler kullanılırsa o zaman o kişiye vermiş olduğumuz zararı kısa süre sonra göstereceği vefasızlıkla anlarız. Yaradan iyiye ve kötüye dair hayretimizi artırsın. Ve her hayrette bize dayanma gücünü de bağışlasın...

Benliklerinin esiri insanlar insan-ı kamillerden şikayet ediyor. Şikayet ehli baştaki göz ve kulakla meşgul olduğu için elbette. Yaşamın ayrıntıları içinde kalanlar şikayet eden beşerlerdir.Yaşamda doğasına göre yaşayanlar bişerlerdir.