Aşk yolun suyudur. Aşk kimi zaman suyun kıymetini bilen sudaki balıktır, kimi zaman toprağı incitmeden toprak üzerinde yürüyen derviş meşrepli yolcunun adıdır.
Bilenle bilinenlerin bir olma hali vuslattır. İnsan hal, dil ve gönül ehli ise her şeyde mutlaka bir şey “cevher” bulur; bunu böyle bilemeyen ve anlayamayanlar ise hemen hemen her şeyin değerini tam olarak değerlendiremediklerinden dolayı hiç “değersiz, yok” sayarlar.
Suyun içerisinde olan balık hiçbir zaman suyun kıymetini bilmez; günün birinde sudan ayrı kaldığında elbette çırpınır durur. Ve balığın çırpınmasının asıl sebebi susuz kaldığından dolayı değildir; su içerisindeyken neden bu kadar bolluğun kıymetini bilememiş olmasına yönelik pişmanlığı ve keşkesidir.
İnsanoğlu da sudaki balık gibidir; başta sağlık ve huzur olmak üzere sahip olduğu en büyük zenginliğin değerini hiçe sayarak sağlık ve huzurunu nefsi istek ve arzuları elde etmek için tüketir, harcar. Bir gün sağlık bozulunca ve huzuru kaybedince bu uğurda kazandığı her şeyi harcasa dahi genellikle ne sağlığını ne de huzuru yeniden kazanır.
Gönlü aşk ateşiyle yanan, dili kuş dili olan insan iyiden iyiye her zaman iyi ki diyerek göz yaşı döker. Öyle ya! Sevgilinin gönlündeki ateşe sebep; iyikisinin sözünden gelen gül kokusudur. Sözlerin içerisinden gelen gül kokusu ne zaman sevgilinin gönlüne düşse o ateş harlanır ve gözlerden yaşlar damla damla akarak leblere “sevgiliye hasret dudaklara” doğru yol alır. Ateşten suya doğru yolu olan herkes cennet bahçesinin ortasındadır. Bu bahçenin pınarları pırıl pırıl; ağaçları, çiçekleri türlü türlüdür. Kıymet bilen sudaki balık, yükseklikten başı dönmeyen göklerdeki simurg meşrepliler “Eğer benimleysen ve hiç kimseyle değilsen sen zaten herkeslesin” diyerek cennet bahçesinin bir başka yeri olan gönlü serinletir, huzurla doldururlar.
Sevgililerin en sevgilisi yüce Yaradan’dır. O izin vermezse kimsenin gözünden sudaki damlaya benzeyen yaşlar dökülmez. Sevgili sudan ibarettir sevilen ise balık. Sevgili bilmelidir ki o’nun istek ve arzusuyla sevmektedir; her şeyin aslının aslı önemli olduğu için seven de sevilen de o’ ndan başka bir şey değildir. O’nu o’nun tecellileriyle görüyoruz, biliyoruz, seviyoruz. Sana seninle yaklaşan, seni sana sensiz gösteren insanlar aşıktır. Aşk’a aşık olanlardan da aşk’ın göz yaşları herhalde bal şerbet tadında dökülür.
Tevhit olan karadaki denize asıl kaynağından çıktığı gibi kirlenmeden ulaşmak için yaradansal ahlakla yol alan herkese “Aşk olsun”. Aşk yolun adıdır, yolun suyudur. Aşk kimi zaman suyun kıymetini bilen sudaki balıktır, kimi zaman toprağı incitmeden toprak üzerinde yürüyen derviş meşrepli yolcunun adıdır.