Ali Canip Olgunlu

Ali Canip Olgunlu

alicanipolgunlu@gmail.com

Tüm Yazıları

“Köşeyi dönmek” ne yazık ki gerçek anlamından oldukça uzaklaşmış bir deyimdir. Toplumsal dayanışma ve yardımlaşmanın sessizliğine, gizliliğine özgü bir davranış kaynaklıdır.

Ecdadımızın görgülü ve varlıklı insanları güler yüzleriyle, mütevazı davranışlarıyla, sosyal ve sınıfsal hiçbir kişiyi kategorize etmedikleri için maddi, manevi tüm birikimlerini herkesle cömertçe paylaşırlardı. Manevi cömertliğin sadakası iyi huylu ve adil davranıştır, maddi cömertliğin sadakası da ihtiyacı olanlara sessizce, verilecek kişinin dahi haberi olmadan gizlice yapılmasıdır. Veren cömert el ile alan mübarek el birbirinden haberdar olmamalıdır. Veren eli kibirden, alan eli de mahcubiyetten kurtarır. Selçuklu ve Osmanlı sosyal hayatının varlıklı insanları maddi birikimlerini manevi tevazularıyla daha da kıymetlendirmişlerdi. Günümüzde yardım eden birçok insanda olduğu gibi yaptıkları yardımı cümle alemin duyması için çaba göstermezler hatta büyük bir gizlilik içerisinde yaparlardı. Veren el herhangi bir beklenti içerisinde olursa o verilenin hiçbir kıymeti yoktur. Hadd-i zatında Yaradan’ın malı ve mülkünü yine Yaradan’ın kullarına paylaştırmak kadar asil bir ibadet var mıdır?

Haberin Devamı

Zenginlik cömertlik ve adaletin delilidir

Ecdadımız cami, medrese gibi eserlerinin duvar köşelerine hayır- sadaka çukurları açarlardı. Buralara yılın her zamanı, özellikle de Ramazan aylarında kıyafet, yiyecek ve para bırakılırdı. Her kimin ihtiyacı var ise oradan alır ve mümkün mertebe kimsenin görmemesi için binanın diğer köşesinden dönerek sadaka kuyusundan uzaklaşırdı. Bu bağlamda “köşeyi dönmek” sadaka çukuruyla binanın diğer duvarı arasında alınan yol üzerindeki eylemden kaynaklıdır.

Hz Mevlana der ki: “Çorba içtiğim halde doyamıyorum, kürk giydiğim zemheri soğuklarında ısınamıyorum. Aç olan insanların, üşüyen insanların olduğunu bildiğim için ne doyabiliyorum ne de ısınabiliyorum!”

Yüce Yaradan’ın sonsuz servetini biriktirerek diğer insanları Yaradan’ın servetinden mahrum kılanları Yaradan affetsin! Dünyanın güzelim nimetlerinden her kim mahrum kalmışsa bu yoksulluğun en temel nedenlerinin başında bir türlü doymak nedir bilmeyen, görgüden mahrum sadece maddi birikimi erlerinde sıkı sıkı tutan insanlardır. Onlara zengin denmemelidir. Zenginlik cömertlik ve adaletin delilidir. Paylaşmasını bilmediği halde maddi varlığı olanlar zengin değil aksine cimrilerdir.

Haberin Devamı

Gönlü zengin, yüzünün güleçliğinden dolayı yüzü zengin olanlara Yaradan verir; Yaradan’ın verdiğini yaratılmış olan herkese paylaştıranlarda cömertlik güzelliği peyda olur. Yaşarken Yaradan ile kavuşmak istiyorsan önce maddesel anlamda sessiz, cömert, manevi olarak ise herkesi kucaklayarak sesli cömert olalım; akabinde zaten bir adım öncesinden daha da maddi ve manevi zenginliği Yaradan hemen verecektir. Vermekle hiçbir şey eksilmez. Yaradan hemen o boşluğu kat be kat doldurur. Nevbahar mevsimi içerisinde Yaradan’ın tüm cömertliğinin en coşkulu zamanında hayy diyelim ve bir gün öncekinden daha cömert olmak için aşk ile kalalım...