Söz masalcı ile dinleyicilerin gönüllerine iner, masalcının masallarında her çağda geçerli mesajlar olmalıdır
Bol ve yüksek inançlı insanların ülkesi anlamına gelen “Turabdin”den merhaba.
Süryani, Keldani, Yezidi, Nasturi ve Türk kültür dairesindeki insanların inançları ile harmanlanmış bu bölgenin merkezi yerleşkesi elbette Mardin şehridir. Şehir Süryani ve Artuklu medeniyetleri eserlerinin kubbeleri ile süslenmiş durumdadır. Şehre aşağıdan (Mezopotamya) yukarıya (Kale) veya tam aksi istikametinde bakıldığında insanın ya güvercin gibi olması ya da kubbeden kubbeye süzülerek akan bir uçurtma olması geliyor.
Söz masalcıyla gönüllere iner
Bu şehirde masal anlatıcıları şehrin dar sokakları arasından şahmeranı gönülden gönüle anlatırlarken meydana gelen o gizemli ortamın sessizliğini; gökten uçurtmalar vasıtasıyla yere düşen üç elma aniden hayrete dönüştürür. Masalcı zaman zaman dinleyiciler arasında dolaşan derin bakışlarını üç elmanın ortaya düşmesi ile üç noktada duran kişilere çevirir ve “Gökten üç elma düştü; bir tanesi masal anlatana, diğeri dinleyene, üçüncücü ise masalı yapacağı uçurtma vasıtasıyla göklerde süzüle süzüle herkese anlatacak olan uçurtmacıya” diyerek masala ara verir.
Söz masalcıyla dinleyicilerin gönüllerine iner; uçurtmacı vasıtasıyla da yukarıdan aşağıya rahmetle, kubbeden kubbeye hayretle salına salına dolaşır. Bu sırada masalcı birkaç zaman önce masalını anlatttığı marangozcular kahvesinin Mezopotamya’ya bakan terasına çıkar ve asil başını uçurtmaya çevirir. Yukarıda dalgalanan uçurtmaya, aşağıda seyreyleyen masal dinleyicilerine bakarak bir sonraki masalın başlangıç cümlesini zihninde kurar: “Rahmet yukarıdan aşağıya iner, lakin aşağıdan yukarıya da vefa ile döner...” Masalcının masallarında her çağda geçerli mesajlar olmalıdır. Masalında mesaj yoksa o masalcı “masal anlatıyor” değerindedir; masalı boyunca hissederken hissettiriyorsa ve bununla birlikte kendimizde beğenmediğimiz kusurlarımızı belirgin hale getiriyorsa o masalcı mucize gerçekleştiriyordur.
Kadim Mardin şehrinin masalcısı Tacettin mucize gerçekleştirirken onu sürekli dinleyerek uçurtmalar yapan Zahit Mungan ise bakışlarımızı uçurtmaları vasıtasıyla göklere çeviriyor. Masalcı gönlümüzün derinliklerine indi, uçurtmacı Zahit dinleyenleri göklere yükseltti. O halde: Gönüllere inebilenler yükseklere çıkabilenleri yeryüzünün genişlikleri beklemekte. Mardin’in dokusu masalcı Tacettin düş gücünün kaynağı iken şehrin karada açan yelkenlileri olan kubbeleri ise uçurtmacı Zahit’in seyir alanı. Masalcı hayal dünyasının içinde derinleşiyor; uçurtmacı ise hayallerinin izinde iyiden iyiye uçurtmalarının büyüklüğü ile yükseliyor.
Anadolu’ya yeniden üç elma düştü. İsimleri “aşk”, “merhaba”, “eyvallah”. Renkleri kırmızı, sarı ve mavi. Masalcıya aşk olsun, uçurtmacıya merhaba; masal dinleyerek derinleşen akabinde de uçurtmayı seyreyleyerek yükselebilen dinleyicilere ise “eyvallah”. Merhabanın sahibine bir kez daha Anadolu’dan merhaba; aşkın sahibine de binlerce defa gönül evimizden hamdolsun....