Letonya’nın eti ne budu ne demeyin! Yenemiyorduk, takılıyorduk, üzülüyorduk. 4’ü resmi, 2’si özel 6 maçtan sadece birini kazanmışız…
O galibiyetimizi de babam dünyaya gelmeden, 1924 yılında özel maçta almışız. Puan maçı olsaymış; 97 yılda olduğu gibi 1924’te de boyumuzun ölçüsünü alırmışız!..
Adamlar her oynadığımızda çelmeyi takmışlar, her karşılaşmada canımızı sıkmışlar, öne geçtiğimiz maçlarda bile skoru koruyamamışız, 2 milyon nüfuslu ülkenin takımı karşısında…
**
Önceki gece de Almanlar gibi işi son dakikada bitirdik.
‘Ya tamam ya devam’ diyerekten Allah ne verdiyse son bölümlerde doğaçlama bir oyunla saldırdık, şansımız yanımızdaydı da hem şeytanın bacağını kırdık hem de bilinçaltına çöreklenmiş ‘Letonya’ya şansımız tutmuyor’ düşüncesini de böylelikle ortadan kaldırmış olduk…
**
Trabzonlu olmayan Trabzonsporluların, bordo-mavili takıma olan aşkını anlatmaya kelimeler yetmez. Trabzon’a gitmemelerine, şehri görmemelerine rağmen bu denli sevmelerinin, gidenlerin de bir daha, yetmedi bir daha gitmek istemesinin nedeni elbette Trabzonspor’dur.
O anlamda onlara ne kadar teşekkür edilse azdır.
**
Bordo-mavili camia bu kadar büyük bir aile olmuşsa, koca çınar olup kök salmışsa, yaprakları dünyayı sarıp sarmalamışsa, Trabzonlu olmayan Trabzonsporluların katkısı çok ama çok büyüktür.
Yolunuz nereye düşerse düşsün, nerede olursanız olsun yeter ki Trabzonsporlu olduğunuz öğrenilsin.
Hikayemizi okuyunca hak vereceksinizdir…
**
Hakemleri uzun uzadıya anlatmaya gerek yok, tahmin ettiğiniz, bildiğiniz gibi…
Bunlar Süper Lig’de görebildiklerimiz, izleyebildiklerimiz. Başına gelenler bilir, alt liglerde neler yaşanıyordur kim bilir?
Ekranlarda hakemleri eleştiren bazı eski hakemlerin yorumları da cabası. Birader, sizler farklı mıydınız sanki!
**
Trabzonspor’da işler yolunda; Avcı döneminde 18 puan son 17 yılın en iyi performansı…
22 dış saha maçında yenilmemeleri de kutlanılası…
**
Trabzonspor iki hafta bir eksik oynayarak, mecburiyetten vitesi beraberliğe takarak devam etti.
Konyaspor maçında Hugo, kırmızıyı hak etti, ancak Alanya karşılaşmasında Hüseyin’e gösterilen kart Trabzonsporluları canına ‘tak’ ettirdi!
Kayseri’de de beraberlik serisi devam ederse; ister istemez canlar sıkılırdı, moraller bozulurdu. Zira şampiyonluğa oynayan takımın üç maçta iki beraberliği, bir mağlubiyeti kabul edilesi bir durum değildir.
O yüzden Kayserispor karşılaşması Trabzonspor için çok ama çok önemli idi hele de Fenerbahçe maçı öncesi…
Hikmet Karaman’ın ekibi, rakip kim olursa olsun, evinde etkili ve de o denli coşkulu oynuyorlar; çok koşarak, iyi mücadele ederek karşı tarafa oyununu kabul ettirmeye çalıştıklarına defalarca şahit olduk.
İlk yarının kısa bir özetini yapmak gerekirse; Trabzonspor’a hücum eden takımların arkada bıraktığı geniş alanı bordo-mavili takım oyuncuları hızlı ve ayağa isabetli pas yaparak çıktıklarında ne kadar etkili olduklarını gördük…
Ancak Trabzonsporlu oyuncular bilhassa
‘VAR’ın henüz futbol ile tanışmadığı yıllardı‘ VAR’ın henüz futbol ile tanışmadığı yıllardı…Trabzonspor derbi maçlarından birini oynuyor…Günlerce sonucu merak edilen karşılaşmada bordo-mavili takım attığı golle öne geçer. Tahminimiz odur ki…An itibariyle; izleyenlerin bir bölümü ‘ofsayt’, diğer bölümü ‘değil’ demekle meşguldü…
**Golün tekrarı ekranlarda defalarca gösterilirken, telefonumuz aç karga yavrusu gibi ötmeye başladı birden…Arayan kişi o yıllar ya ortaokul son sınıf ya da lise 1’de okuyan Hamza A. Yılmaz idi…
**İki gözünden rahatsız olan, tedavi olmak için ailesiyle Ordu, Ankara, İstanbul hattında mekik dokuyan Hamza, Ordu’da ikamet ediyordu. Arada bir telefonda sohbet eder, konumuz Trabzonspor ile başlayıp sağlık temennilerimizle son bulurdu.
**Polis ailenin çocuğuyla şöyle de bir anımız vardır, bizi derinden etkileyen… Gözlerine teşhis konulup tedavisine başlanıldığında, moral vermek için
Sahada üç Türk oyuncu bulundurma zorunluluğu sadece teknik adamları değil, milyonlarca futbolseveri matematiğe, kadro yapmaya zorluyor! Her karşılaşma öncesi her birimizin elinde kalem, kâğıt; olmadı bir daha diyerekten sil baştan yapıyoruz da… Dün Trabzonsporluların o anlamda hesap-kitap yapma gibi bir şansları yoktu; mecburen dört Türk oyuncuyla çıktılar sahaya!
Bir takımın defansı et, tırnak birlikteliği taşımıyorsa, o takımın futbolun kolektif boyutunu sahaya yansıtmasının mümkün olmadığına bir kez daha şahit olduk…
Son haftaların formda, üçte üç yapmış, özgüveni tavan yapmış Alanyasporlu oyuncular, ayağa hızlı paslarla çıkacaklarını, hızlı adamlarının koşu koridorlarına atacakları toplarla gol arayacaklarını kime sorsanız tahmin ederdi, Trabzonspor defansı hariç! Trabzonspor gibi şampiyonluğa oynayan bir takım bu tip golleri yememeli, defansı bu hataları yapmamalı...
Oyunu kendi alanında kabul eden, kademeli savunma anlayışında hata yapmayan takımlara gol atmak kolay değil, böyle durumlarda ya bireysel yetenekleri olan oyuncularınız devreye girecek ya
Konyaspor maçında kendine ait rekoru egale eden, inanılmaz kurtarışlara imza atan Uğurcan Çakır, taraflı tarafsız herkesi kendine bir kez daha hayran bıraktı.
Hiçbir başarı tesadüf değildir.
Trabzonspor’un kaptanı çok çalışarak, inanarak, ilginç hikayeler yaşayarak buralara gelmiştir.
Konyaspor maçı sonrası spor kamuoyunun dilinde, sosyal medyanın gündeminde 1. Sırayı alınca, bir şarkı sözünde olduğu gibi bizim de gözümüzde canlandı ‘mazi’…
Bakınız 4 Mayıs 2018’te neler yazmışız Trabzonspor’un gözbebeği, ülke futbolunun geleceği kalecisi için…
Buyurun ilginç ve de başarı dolu hikâyeyi birlikte okuyalım-hatırlayalım…
İlhan Palut, Konyaspor’da iyi işler yapmaya devam ediyor. Lig’deki konumları tesadüf değil, mağlubiyeti olmayan üç takımdan biri, Beşiktaş ve Trabzonspor diğerleri.
**
Bir hafta içinde Galatasaray’ın (6) Fenerbahçe’nin (3), Beşiktaş’ın (2) puan kaybetmeleri, Trabzonspor’a altın tepside sunulan ikram gibi, yeme de yanında yat!
Rakipleri kaybettiğinde, Trabzonspor’un aynı hafta takılma alışkanlığı, hastalığı vardır genelde…
**
Henüz dakika dolmadan, 42. Saniyede Cornelıus’un ayağından gelen golle, Trabzonsporlular o dakika günün onlar için tahmin edildiği kadar zor olmayacağını düşünseler de, Hugo’nun 8. Dakikada gördüğü kırmızı, tahminleri altüst etmekle kalmadı, Avcı’nın oyun planlarını da bozdu…
**