Büyük depremler yaşıyoruz ve yine yaşayacağız. Depreme hazır olup olmadığımız yıllardır tartışılır. Belli bir süre böyle gider ama sonra unutulmaya başlanır.
Deprem uzmanları Türkiye’de 24 ilin diri fay üzerinde oturduğunu dile getiriyor. Yani depremler ülkesiyiz.
Uzmanlar İstanbul, İzmir, Adana gibi bazı iller için uyarılar vermeye başladı.
Özellikle konut stoku eski ve dar sokakları çok olan İstanbul için ayrı çalışmak gerekiyor.
Son Hatay ve Kahramanmaraş depreminde 26 bin bina yıkılmış. Hasarlı bina sayısı ise bundan fazladır. 8 bine yakın artçı deprem yaşandı. 11 şehir etkilendi ama bazı şehirler yeni baştan farklı yerlerde yeniden kurulacak gibi gözüküyor.
Bir çok ilde ‘evlerimiz sağlam mı ve fay hattı yakın mı?’ diye araştırmalar arttı. Bu süreçlerde devlete düşen görevler var vatandaşlara düşen görevler var.
Herkesin daha hazırlıklı olması gerekiyor. Dersler çıkarıp bundan sonrasına yönelik tedbirlerimizi almamız çok önemli.
Hem yeniden şehirlerin kurulması sürecinde hem de bundan sonra yapılacak binal
Asrın felaketinin ardından yaraları sarmak için 11 ilde yeni binalarla yeni şehirler yaratılacak.
Özellikle iki binadan birinin yıkıldığı Hatay’da Çevre Bakanlığı, ayrıntılı bir şehirleşme planı hazırlıyor.
Ünlü mimarlardan ve mühendislerden görüş almaya başlayan Çevre Bakanlığı zemin araştırmasından sonra çok kat izni vermeden yerel ve yatay mimari ile yeni şehirleri yaratacak.
Yeni şehirleri yaratırken başrolde yine TOKİ olacak. Binalar yatay mimari ile en fazla 3-4 katlı olacak ve ova yerine yüksekteki sağlam zeminlere yapılacak. İzmir ve Düzce örneği de dikkate alınarak büyük dönüşüm gerçekleştirilecek.
İzmir’de son depremin ardından yeni binalar dağlara doğru yapılmış ve 4-5 katı geçmemişti.
Büyük deprem yaşayan Düzce’de ise yapılaşma uygun zeminlere çok kat verilmeden yatay mimari olarak yapılmıştı. Yani yeni yapılaşmada Düzce model İzmir örnek olacak.
Zeminin durumuna göre 11 ilde yeni binalar ve yapılaşma olacak. Hatay’da özellikle fay hatlarına ve zeminin durumuna göre belli yerlerde
Deprem hepimizin büyük acısı oldu.
Bunu da gösterdi ve gösteriyor yaraları sarmak için tek yürek olanlar.
Tüm Türkiye seferber oldu yardımlar için. Kimisi bölgeye gitti kimisi bir şeyler gönderdi. Kimi maddi yardım yaptı.
Ayrıca madencilerimiz, Mehmetçik, doktorlarımız ve sayamadığım on binlerce kişi. Kimi eliyle kazdı kimi kepçeyle. Kimi yol gösterdi kimi yemek pişirdi.
Devlet de yaraları sarmak için elinden geleni yaptı, yapıyor. Tüm kaynaklar bölgede.
Bir de gizli kahramanlar var kimsenin bilmediği ve bilemeyeceği. Sağınıza solunuza baksanız binlerce hikâye duyarsınız.
Bunlardan birini duyunca gözlerim doldu. Hastanedeki görünmeyen eller.
Ankara’da kimsesi olmayan ya da yalnız olan depremzedeler de tedavi altında.
Beton yığınlarının altında günlerce kaldıktan sonra güneşle buluşanlar. Kurtarma çalışması yaparken çaresizlik yaşayanlar. Yaralıları iyileştirmeye çalışırken gece gündüz çalışanlar. Ve bunların tüm topluma psikososyal etkisi. Yani travma. Bilim adamları depremzedeler başta olmak üzere tüm toplumda deprem sonrası travmaların yaşanacağını dile getiriyor.
Travmalar nasıl geçer? Bu süreç nasıl atlatılabilir? Afetlerin etkisi nasıl azaltılabilir? Tüm bunları 1999 depreminden sonra aksaklıkları gözlemleyerek bir makale hazırlayan Sağlık Bakanlığı Toplum Bilimleri Kurulu üyesi olan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan ile konuştuk. İlhan şunların altını kalın çizgilerle çiziyor:
Psikososyal destek
Depreme maruz kalan vatandaşlarımızın barınma, beslenme gibi ihtiyaçları mutlaka giderilmeli. Varsa yakınları ile temasları bir şekilde sağlanmalı. Yakınları ile olabildiğince birlikteliği sağlanmalı ki bu vatandaşlar psikososyal etkilenmesin. 99 depremini yaşayanlar bilir, depreme maruz kalanlara psikososyal destek sağlanmalı. Kayıp
Acımız büyük.
Yaşanana sadece deprem diyemeyiz.
Çok büyük bir felaket.
9 saat arayla dünyanın hiçbir yerinde 7.7 ve 7.6 şiddetinde iki deprem olmamıştır sanırım.
Ve arkasından 6’nın üstü de dahil olmak üzere 1000’in üstünde artçı deprem fırtınası.
Uzmanlar 130 atom bombası patlaması şiddetinde diyor ilk depremle ilgili. 6 metrelik kayma olduğu belirtiliyor.
Ben Düzce’de 3.9’u yaşayınca korkmuştum. Bölgedeki yaşanan depremin nasıl olabileceğini bile hayal edemiyorum.
10 ilimizde tablo kötü.
Savunma sanayinde yerlileşme yüzde 80’lere doğru gidiyor. Her gün yeni sürpriz bir proje çalışması duyuruluyor.
Son duyduğum bilgi ise Türkiye’nin en büyük askeri gemisi olacak TCG ANADOLU Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi ile uçuş kalkış testlerine başlayan Türkiye’nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA’nın büyük bir iş birliği yapacağı yönünde.
Hem de müthiş bir iş birliği. Akdeniz’i birlikte gezerek dünyaya ‘biz de buradayız’ mesajı verecekler.
Bayraktar KIZILELMA, özellikle kısa pistli gemilerden kalkış ve bu gemilere iniş kabiliyetiyle muharebe sahasında devrim gerçekleştirecek gibi gözüküyor. Duyduğum bilgi ise Kızılelma’nın kısa pistlerin yansıra ilerde dikey kalkış ve iniş yapabileceği yönünde. Bu da gerçekleştiği zaman Türkiye şampiyonlar liginde liderliğe doğru ilerlemiş olacak.
Kısa pistlere iniş özelliği ile Kızılelma TSK tarafından denizaşırı görevlerde de önemli roller üstlenecek. Bu kabiliyetiyle Mavi Vatan’ın korunmasında da aktif görev
Bakan Hulusi Akar ile Kars’taki kış tatbikatında bir araya geldik. Akar Yunanistan’dan ABD’ye, terörle mücadeleden komutanlara eleştirilere, Türkiye’nin gücünden bölgedeki gelişmelere, Suriye ile görüşmelerden NATO’ya, F-16 gelişmelerinden Ukrayna savaşına kadar birçok konuda dünyaya sınır hattından net mesajlar verdi...
KARS
Kars’tayız. Hava eksi 19 derece. Biz Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile tipi de zor fotoğraf çektirirken Mehmetçik kış tatbikatında yerli savunma sanayi araç ve silahlarını başarıyla kullandı, Türkiye’nin gücünü 16 ülkenin katıldığı tatbikatta dünyaya gösterdi. Akar sohbetimizde sınır tatbikatından ABD ve Avrupa başta olmak üzere dünyaya net mesajlar verdi. Türkiye’nin dünya tarafından özne olduğunun bilinmesini ve hesapların ona göre yapılmasını isteyen Akar, ABD ve Avrupa’yı eleştirdi. Yunanistan’ın hayaller içinde olduğunu, Avrupa’nın da masanın altından tekme atmaya çalıştığını belirten Akar, “Çatlasalar da patlasalar da motoru
KARS
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile birlikte dün Kars’taki Kış Tatbikatı 2023’ü izledim.
Tatbikata Türkiye ile birlikte 17 ülke katıldı. Eksi 19 derecedeki tatbikatın son gününde F-16’lar hedefleri tam isabetle vururken yeni nesil yerli lazer güdümlü füzeler de hedefleri başarılı şekilde imha etti. Bunlardan biri tanksavar olan cirit füzesi 5 kilometreden atılarak hedefleri vurdu.
Ayrıca yerli taaruz helikopterimiz olan ATAK ile de yerli füzeler UMTAS ve cirit hedefleri imha etti. Tatbikatta birçok yerli savunma sanayi araç, silah ve mühimmatı da kullanıldı. Benim tatbikatta gördüğüm lazer güdümlü füzeler başta olmak üzere yerli savunma sanayi ürünlerinin kış şartlarında görevlerini başarıyla yaptığı oldu.
Konuk bakanlar da izledi
2 hafta süren tatbikatın son gününü Bakan Akar konuk bakanlar Azerbaycan Milli Savunma Bakanı Zakir Hasanov ve Gürcistan Savunma Bakanı Juansher Burchuladze ile birlikte izledi. Ayrıca Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanlarını da tatbikatta hazır