Bor ve ürünlerinde büyük atılım yaparak dünyada sayılı ülkeler arasına giren Türkiye şimdi de stratejik açıdan büyük bir proje daha hayata geçiriyor.
694 milyon tonluk rezerv ile dünyanın en büyük ikinci nadir toprak elementleri sahasını keşfeden Türkiye nisan ayında Eskişehir’deki pilot tesisi açacak.
Bu elementler havacılık, savunma, uzay sanayi, biyomedikal, fiber optik, lazer, sensör, rüzgâr türbinlerinin motor ve jeneratörleri, hibrit otomobil motorları, uydu, akıllı füzeler gibi alanlarda hayati öneme sahip. Yani Japonların dediği gibi teknolojinin tohumu.
F-35 uçamaz
Enerji Bakanı Fatih Dönmez ile Bandırma’daki bor karbür tesislerinin açılışında nadir toprak ile ilgili gelişmeleri de konuştuk. Dünyanın en büyük ikinci nadir toprak elementleri sahasını keşfettiklerini belirten Dönmez, “İnşallah nisan ayında oradaki pilot tesisimizi de hizmete alacağız. Tesis ilk etapta yılda 1200 ton üretim yapacak. 17 nadir toprak elementin yarısı Türkiye’de var. Önümüzdeki
Bakan Dönmez ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün açtığı Bandırma’daki Türkiye’nin ilk Bor Karbür Tesisi’ni gezdik. Dönmez savunma sanayinin gücüne güç katacak 2500 derecede ısıtarak oluşturulan dünyanın en sert üçüncü maddenin hikâyesini anlattı. Dönmez, “Türkiye artık üst lige çıktı. 1000 yıl dünyaya yetecek kaliteli bor bizde. Katma değerli ürünlerde ithalatı bitirip ihracatçı oluyoruz” diyor...
BANDIRMA
Bor ve ürünlerinde Türkiye büyük atılım yaparak dünyada sayılı ülkeler arasına girdi. Dünya bor rezervinin yüzde 73’üne sahip olan Türkiye savunma sanayii, nükleer, otomotiv, uzay ve havacılık ile zırhlı araçlar için olmazsa olmazlardan bor karbür üretmeye başlıyor.
Bakan Dönmez ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün açtığı Bandırma’daki Türkiye’nin ilk Bor Karbür Tesisini gezdik. Gezimize ETİ Maden Genel Müdürü Serkan Keleşler de katıldı. Dönmez savunma
Önce salgın, sonra yangınlar, ondan sonra deprem ve son olarak ise yine görülmemiş yağışlar ve seller.
Yani yeni dünya. Artık dünya eskisi gibi olmayacak gibi gözüküyor.
Yangınlar ve çok şiddetli yağışların artmasında iklim değişikliği ve küresel ısınmanın etkisi var.
Bu yağışlar sonrasında da yıllardır bazı illerde görülmeyen seller. En son Şanlıurfa yaşadı. Bir yılda yağan yağmurun yarısı bir anda yağdı deniyor.
Bu işin sonu nereye gider? Afetlere ne kadar hazırız?
İklim değişikliği ve küresel ısınma kendini daha da hissettirecek ve hayatımızı çok etkileyecek gibi gözüküyor.
Bir tarafta da kuruyan göller, susuzluk ve kuraklık bekleyen tehlike.
Önlemler, planlar ve yeni yol haritaları üzerinde çalışılıyor. Bu
Aselsan Genel Müdürü Haluk Görgün ile savunma sanayinin beyni ASELSAN’ı gezdik. Hava savunma sistemi başta olmak üzere yerli ve milli ürünleri Milliyet’e anlatan Görgün, ‘S300 ve S400’lere ihtiyacımız yok’ diyor.
Savunma sanayisinde yerlileşme yüzde 80’lere yaklaşıyor. Radar, kamera, insansız araçlar, silah ve elektronik harp sistemleri başta olmak üzere yerli üretilen ürünlerden bir çoğunda imzası olan ASELSAN en büyük yerli şirketlerden biri.
10 binin üstünde çalışanıyla ASELSAN, SİHA, İHA, Atak, Hürjet, MMU, TCG Anadolu gemisi, Kızılelma gibi büyük proje başta olmak üzere birçok yerli üretime elektronik sistemleriyle, yazılımlarıyla, görüntü sistemiyle, radarlarıyla destek veriyor.
ASELSAN Genel Müdürü Haluk Görgün Milliyet’i Gölbaşı’ndaki yeni tesislerini gezdirdi. 70 bin metrekarelik yeni tesislerinde ağırlıklı olarak hava savunma sistemlerini ürettiklerini belirten Görgün, Roketsan ve SAGE ile birlikte geliştirdikleri SİPER
Deprem yaralarını sarmak için herkes seferber olmuş durumda. Bunlardan biri de savunma sanayiinin dev şirketi ASELSAN. Depremin ilk dakikalarından itibaren alarm vermiş ve neler yapılabileceğine yönelik şirket içi seferberlik ilan etmiş. Bu gibi seferberlik durumları için kurulan ASELSAN Sosyal İnovasyon Liderleri Derneği hemen toplanmış ve özellikle mühendislerden neler yapılması gerektiğine yönelik farklı fikirleri alarak harekete geçmiş. Bölgeye hemen ilk etapta haberleşme sistemlerinden termal kameralara, güneş enerjili kamera sistemlerinden yaka kameralarına, solunum cihazlarından arama kurtarma ekibine kadar yararlı olacak şeyler gönderilmiş.
ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün ile deprem sonrası şirketlerinin neler yaptığını konuştuk.
ASELSAN’ın ilk saatlerden itibaren alarm verdiğini ve bölgeye hem teknik hem de insani yardım gönderdiği dile getiriyor Görgün. Jandarma için kurulan haberleşme ve iletişim ağının sürekliliği için personel ve teknik malzeme gönderdiklerini belirten Görgün, “AFAD ve
'O değil bu isimlerden biri olsun. Seçilen Cumhurbaşkanı istediklerimizi yapmazsa tekrar seçime gideriz. Bu bakanlık kimde olacak? Listede kaç vekilimiz olacak?’...
Tüm bunlar daha aday açıklanmadan yaşanan tartışmalar. Bu tartışmalar nereye gidecek önümüzdeki günlerde göreceğiz ama bunlar bana geçmişteki koalisyon dönemlerini hatırlatıyor.
Şöyle bir baktığımızda bu tartışmalar ve koalisyon krizi nedeniyle sürekli erken seçimler yaşanmış. Türkiye bu tartışmalardan dolayı geçmişte çok şeyler kaybetti.
Yani zordur koalisyon hükümeti. 3 partili bile tartışmalar eksik olmaz, olmamıştır.
Millet İttifakı’nda adaylık krizinin olduğunun herkes farkındaydı. O nedenle açıklanması ve hatta görüşülmesi de son toplantılara bırakılmıştı.
Ve adayın konuşulduğu ilk toplantıda masa dağıldı. Beklenen oldu deniyor. Bundan sonra ne olacak?
Görünen 6’lı masa 5’e düşmüş durumda. Şimdi tartışılan muhalefet kanadından seçime 2 aday ile gidilip gidilmeyeceği.
Kemal Kılıçdaroğlu aday.
Bugünlerde tartışılan en önemli konu bu. Hükümet de deprem ve kentsel dönüşüm seferberliği başlattı.
Bilim adamları ve deprem uzmanları başta olmak üzere çeşitli kesimlerden görüşler alınacak. Bilim Kurulları oluşturulacak.
‘Kentsel dönüşüm nasıl olmalı?’ sorusunun uzun uzun tartışılması lazım.
Neden mi? Çünkü özellikle İstanbul’da bina bazlı yapılan rant aracı kentsel dönüşüm yerine geniş alan bazlı kentsel dönüşüm yapılmalı.
Deprem denince eski konut stokunun çok olduğu İstanbul ve İzmir akla geliyor. İki büyük ilimizin bu eski bina stokunu biran önce geniş alan bazlı yenilemesi lazım.
Fay hatlarından uzaklaşmak ve yatay mimariye geçmek gerekiyor.
Burada vatandaşa da büyük görevler düşüyor. Herkesin kentsel dönüşüme destek vermesi ve üzerine düşeni yapması gerekiyor.
Her il için ayrı planlar
‘Hatay geri dönecek’...
İki binasından biri yıkılan Hatay sokaklarındaki bu yazı etkiliyor insanı.
Yardım seferberliği başlatıldı. Herkes elinden geleni yapmaya çalışıyor.
Hatay’ı ve depremden etkilenen 11 ili ayağa kaldırma zamanı.
Büyük şirketler konteyner kentler kurma yarışına girdi. Hatta aldığım bilgi konteyner şirketleri yapımı yetiştiremiyormuş ve sıra olmaya başlamış.
AFAD da bölgede 100 bine yakın konteyner kuracak. Kalıcı konutlar için de ilk kazmalar vuruldu.
Barınma ve yaraları sarmak için seferberlik var.
Aynı seferberliğin istihdam için de başlatılması gerekiyor.