Birkaç okurumuz, dünkü yazıma atfen, kaldırım gibi sıradan işleri bırak da daha ciddi konularla uğraş diye mesaj göndermiş.
Gazeteciliğe başladığımda, ille de eğitim dediğimde de, aynı tepkiyle karşılaşmıştım. Çünkü eğitim muhabirliği, eğitim servisi, eğitim sayfası da yoktu, eğitimi ciddiye alan da...
Siyaset, ekonomi, dış haberler, spor, kültür sanat, polis-adliye, magazin gibi çok popüler alanlar varken, eğitim de neyin nesiydi, kimi ilgilendirirdi, kim okurdu!..
Önemli olan kendi doğrularımdı. Eğitimde karar kıldım ve o gün bugündür eğitim yazıyorum.
Arada bir de kaldırımlar gibi yine önemsiz konularla uğraşıyorum!..
Kaldırım bir ülkenin aynasıdır!
Kaldırımları, daha doğrusu detayları, eğitimi ve her şeyden önce de insan olmayı niye çok önemsiyorum?
İsterseniz gelin tespitlere oradan başlayalım:
. Anayasa değişikliği elbette çok önemli! Ama kaldırımdaki langur lungurluğu görmeyenler, anayasa değişikliğinin ayrıntılarını da göremez!
. Ekonomik krizler ve savurganlık elbette çok önemli. Ama kaldırımlar için harcanan paraların hesabını soramayan, kendi kesesinin hesabını da yapamaz!
. Kuvvetler ayrılığı ve özellikle de hukuk devleti elbette çok önemli! Ama kaldırımlardaki arabeski görmeyen, kuvvetler ayırımının da farkına varamaz.
. Sanat, spor, estetik, entelektüel birikim, elbette çok önemli. Ama kaldırımlardaki çirkinliklere dikkat etmeyenler, yürümek için kaldırım şart diyemeyenler, ne sanatı ciddiye alır ne de sporu!
. Demokrasi, özgürlük, eşit haklar elbette çok önemli! Ama kaldırım işgallerine isyan etmeyenler, kaldırımda yürüme özgürlüğünün farkında olmayanlar, demokratik haklarından da bir haber olurlar...
. İnsan hakları elbette her şeyin ötesinde! Ama yürüdüğü yola sahip çıkmayan ya da çıkamayanlar, kendi haklarına daha sahip çıkamazlar.
. Siyaset tabii ki çok önemli. Demokrasinin olmazsa olmazı. Ama eğer her seçim öncesinde, sil baştan değiştiriyor ve kaldırımda istikrarı sağlayamıyorsanız, siyasette de istikrar sağlayamazsınız.
. Saygı, sevgi, hoşgörü, temizlik elbette çok önemli! Ama eğer bu değerleri kaldırımlarda sağlayamazsanız, ülkede de hayata geçiremezsiniz...
Önemli olan ne?
Önem ve öncelik dediğimiz şey, kişiye, zamana, ortama göre değişen izafi bir kavram.
Birileri için önemli olan bir şey, diğerleri için hiçbir şey ifade etmeyebilir.
Tıpkı benim kaldırım takıntımı pek çoklarının dikkate almadığı gibi.
Oysa her şey birbiriyle çok ilintili.
Benim vurgulamaya çalıştığım nokta, kaldırımlarını dikkate alamayan bir toplum, ne anayasasını ciddiye alır ne de eğitim sistemindeki müfredat değişiklerini...
İşte bu yüzden her konu, her ayrıntı, her tavır çok önemlidir.
Dün metroya bindim.
İçerisi pırıl pırıldı, dışarı çıktım çöplük gibiydi.
İçerisi de belediyeye ait, kapı önü de.
Birini temiz tutan, diğerini niye tutamıyor?
Ya da içeride çöpü yere atamayan ya da atamayanlar, kapı önüne çıkınca niye tam tersini yapıyor?
Özetin özeti: Eğitim sadece okulda yaşanan bir süreç değil, hayatın ta kendisidir! Onu ve onun vitrini olan kaldırımları ciddiye almıyorsanız, gerisi teferruattır..