Eğitimde ciddi mesafeler kaydettik. Osmanlı’dan bugüne geldiğimiz nokta, mucize
sayılabilir.
Cumhuriyet hükümetlerinin hemen hepsi, istisnasız eğitime büyük destek verdi. Son
15 yılda da yatırımlar çok öne çıktı. Ama eğitimin ruhunu kaybettik. Dahası sayısal olarak büyürken, kaliteden taviz verdik ve uluslararası arenada, kendimize yer bulamadık. Üreten, tasarruf eden, ayağını yorganına göre uzatan nesiller değil, tüketen bir toplum yetiştirdik… Eğitim için kafa yoranlar, asıl buna ağırlık vermeli!.. Yurtdışı eğitim sezonu açıldı. Fuarlar yapılıyor, üniversite temsilcilerinin birileri gidiyor, diğerleri geliyor. Türkiye, sadece ekonomik alanlarda değil, eğitimde de, gelişmiş ülkeler için çok iyi bir pazar. Hemen hepsi, her yıl binlerce gencimize eğitim olanağı sunuyor ve bundan çok memnunlar. En iyilerine burs verip, eğitilmiş insan gücü açığını kapatıyorlar, diğerlerinden de ciddi paralar kazanıyorlar. Eğitim için gidenler de diplomayla fark yaratıp iş arayışında bir adım öne geçmenin telaşında. Yani alan memnun veren memnun…
Ama yine de yurtdışına giderken çok ama çok dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü yanlış adımlar gelecek hayallerini maceraya dönüştürebiliyor. Bu konuda en doğru zaman, en doğru adres ve en doğu ülkeler hangileri, bu süreçte bunları tek tek
sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.