Eğitim ve bilimde marka olmadan bir ülkenin kalkınması mümkün değil.
Bu konuda bugüne kadar yüzlerce yazı yazdım.
Dünya bilimine katkı sıralaması ile kalkınmış ülkeler arasındaki korelasyon bunun bir örneği.
Konu, dün Antalya’da başlayan Eğitim Kongresi’nde yine gündeme geldi.
Bakan Yılmaz, kendinden önceki konuşmacıya hitaben “Memiş Bey, eğitimimiz neyse, ekonomimiz de odur dedi. Ben de ekonomimiz neyse eğitimimiz de odur diyorum” şeklinde konuştu.
Kimilerine göre, bu durum, yumurta tavuk hikâyesi gibi algılansa da güçlü ekonomilerin, güçlü eğitim modellerini ortaya koyduğunu söylemek mümkün değil.
Örnek mi istiyorsunuz.
Bakın petrol zengini Arap ülkelerine.
Çok güçlü ekonomileri var ama eğitim ve bilimde geldikleri nokta da ortada!
Bugüne kadar kaç Nobel aldılar, kaç marka yarattılar?..
Aslında Bakan Yılmaz yaptığı konuşmada, eğitimin önemine vurgu yaparken, kendi savını değil, diğer savı destekliyor:
Bugün Türkiye’nin petrolü yok, doğal gazı yok, çok görünür bir altın madeni de yok. Ancak ürettiği gelir bakımından dünyada ilk 20 arasında. Bu bir başarıysa ki biz öyle düşünüyoruz. Bu başarı eğitimli insanların başarısıdır. Dışarıdan birileri gelip de Türkiye’yi dünyada milli gelir bakımından 20 ülke arasına sokmadı...
Yüzde 60 hedefi
Dünyadaki genel eğitim ve mesleki teknik eğitim oranlarına bakıldığında, gelişmiş ülkelerdeki oranın yüzde 60 mesleki ve teknik eğitim, yüzde 40 da genel eğitim şeklinde olduğunu görürüz.
Bizde ise tam tersi.
Gelen her Milli Eğitim Bakanı da ne zaman mesleki teknik eğitim söz konusu olsa, yüzde 60’ı hedeflediklerini söyler.
Oysa aynı sözleri, 70’li yılların hemen başında aynı koltukta oturan Orhan Oğuz da söylemişti.
Aradan neredeyse 50 yıl geçti ve hâlâ aynı noktadayız, aynı vaatlerde bulunuyoruz:
“Mesleki ve teknik eğitimin ortaöğretimdeki payı yüzde 44. Bu oranı yüzde 60’a çıkarmak öncelikli hedefimizdir...”
İşte bakan Yılmaz’ın konuşmasından diğer önemli satır başları:
Önceliğimiz mesleki eğitim!
- Bakanlığımızın bu dönem öncelikli gündemi meslek eğitimidir.
- Meslek eğitimini memleket meselesi olarak görüyoruz.
- Vereceğimiz mesleki eğitimin kalitesi ve yeterliliği, ülkemizin yeni yüzyıldaki yerini belirleyecektir.
- Yüksek katma değer ürünler üreten, ürettiğini ihraç eden, ihraç ettiği alanda marka olan bir Türkiye istiyoruz.
Bunun yolu, nitelikli mesleki ve teknik eğitimden geçmektedir.
Vasıfsız işgücü!
- Ülkemizde vasıfsız iş gücü fazlalılığı var.
- Sanayicinin de kalifiye eleman bulma sorunu var. İş gücü talebi ile iş gücü arzı arasında bir uyumsuzluk var.
- Bu durum, esas itibarıyla mesleki ve teknik eğitim ile iş dünyası arasındaki kopukluğu göstermektedir.
- Mesleki ve teknik eğitimde ifade edilen, teorik bilginin alındığı esas eksikliğin beceri eğitiminde olduğudur.
- Biz de bu eksiklikleri gidermek için mesleki ve teknik eğitim kurumlarımızı iş gücü talep eden meslek teşekküllerine devretmeye hazır olduğumuzu da ifade ettik.
AB’den daha iyiyiz!
- Gençlerin yüzde 20’ye yakını işsiz ise meslek eğitimi kesinlikle iyi değildir diye ifade ediliyor.
- Ancak tek başına bu rakamı dikkate alarak bir yargıda bulunursanız bu hatalı olur.
- Yunanistan’da genel işsizlik yüzde 23, genç işsizlik yüzde 48. İspanya’da işsizlik yüzde 18, genç işsizlik yüzde 45, İtalya’da genç işsiz oranı yüzde 38.
- Peki, o zaman bunlara bakarak, Türkiye 20’nin altında. Bizim bu AB üyesi ülkelerden çok daha iyi olduğumuz mu söylenecek?
- Türkiye’de genç işsizlik yüzde 20’nin altında, Fransa, Polonya, Hırvatistan dahil 15 AB ülkesinden daha iyi bir orana sahibiz.
Eğitim ihmal edilemez
- Eğitimi ihmal eden her şeyi ihmal etmiştir.
- 2017 bütçesinde yine en büyük pay eğitime ayrılmıştır.
- OECD ülkeleri arasında ortalama harcaması milli eğitime ayırdığı pay gayri safi hasılanın yüzde 5.2’si. Türkiye de hemen hemen bu rakamı yakaladı. Dolayısıyla, ama ne diyoruz, bu kaynağı daha etkin, daha nitelikli, daha verimli kullanmamız lazım.
- Ülkemizi Cumhuriyet’in 100. yılında yüksek gelir grubuna taşımak ve en yüksek insani gelişmişlik seviyesine çıkarmak istiyoruz. Bunu da ancak ve ancak kaliteli bir eğitimle yapabiliriz.
Eğitimi yaygınlaştırmak kadar, kalitesini de artırmak gerekir ki şu andaki mesleki eğitimden memnun olanı görmek gerçekten de çok zor...
www.edutr.com’da yapılan ankete göre mesleki ve teknik eğitimden memnuniyet oranı yüzde 95 hayır yönünde.
Özetin özeti: Eğitim, iyi bir eğitim yoksa, gerisi teferruattır!..