Gaziantep her yönüyle öncü kentlerimizden biri, bir de artık kangrene dönüşen eğitim sorununu halletseler, onları hiç kimse tutamaz!
Cumartesi akşamı Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’nin (GGC) Basın Ödülleri töreni vardı. Yerel medyayı ödüllendirdiler. Sedat Ergin, Yavuz Donat, Nazlı Çelik, İsmail Küçükkaya, Sabiha Doğan ve ben de ulusal basını temsilen oradaydık. Ayrıca Türkiye’nin dört bir tarafından Cemiyet başkanları, siyasetçiler ve yerel yöneticiler vardı. Bize de meslek onur ödülü verdiler.
Meslek kuruluşları arısındaki rekabete orada vakıf olduk. Görünen o ki Gazeteciler Cemiyeti ile Türkiye Gazeteciler Federasyonu arasında ciddi bir yarış var!
Federasyon Başkanvekili Mehmet Ali Dim, “77 Gazeteciler Cemiyeti bize üye. Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti de bunların en önemlilerinden bir tanesi” diyerek havasını attı ve adeta İstanbul’a gönderme yaptı. Rekabet iyidir. Yeter ki mesleğe ve üyelerine katkısı olsun!..
GGC’nin genç Başkanı İbrahim Ay’a, hem böylesi keyifli bir gece hem de meslektaşlarını sadece ödüllendirmekle kalmayıp, konut sahibi yaptığı için de canı gönülden teşekkürler.
Geceden notlar
Törene katılanlar kısa konuştular ama çarpıcı sözler söylediler. İşte onlardan bazıları:
Fatma Şahin (Büyükşehir Belediye Başkanı): Benim çalışma arkadaşlarıma her gün söylediğim bir şey var. Bu işin yüzde 20’si teknik, yüzde 80’i iletişim. Bu yüzden basını ikiz kardeş olarak görüyorum.
Mehmet Gökdağ (CHP Gaziantep Milletvekili): Basın ne kadar özgürse, demokrasi o kadar güçlüdür. Demokrasi ne kadar gelişmişse, basın da o kadar özgürdür.
Nejat Koçer (Ak Parti Gaziantep Milletvekili): Gaziantep Türkiye’nin ihracatta 5., istihdamda 8. şehri. Dünyada gastronomi şehirler ağında da 8 şehirden biri.
Çiğdem Karaaslan (Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı): 15 Temmuz’da omuz omuza ve dik durmuşken, siz gazetecilerin varlığı, sadece siyaset için değil, ülkemiz için de önemli bir değerdir.
Biz “duayen” gazeteciler de günün ve basının önemine uygun bir çift laf ettik! Ayrıca, eğitim ve bilimle başarılılarının daha kalıcı ve güçlü olacağına vurgu yaptık…
Sanat Merkezi
Gaziantep Sanat Müzesi ile farklı bir açılım yapmış.
Eski adliye binası ülkemizin en güzel sanat merkezlerinden biri haline gelmiş.
Öğretiyorlar, üretiyorlar, sergiliyorlar.
Sanatın hemen her alanında iddialılar. En çok hoşuma giden Çocuk Sanat Merkezi, cam işçiliği ve cam yer mozaikleri oldu.
“Bakan Başkan” Şahin, zoru başarmış ve umarız devamı gelir.
Lezzete gelince, çok güzel mekânlar açılmış ama eski tatları bulduğumuzu söylemek yalan olur.
Maraş dondurması
Kahramanmaraş’ta tarihi çarşı dışında gezecek çok yer olmayınca, biz de kendimizi yemeğe vurduk.
Maraş deyince zaten akla ilk gelen dondurma ama Kahramanmaraş’a gidip de dondurmayı Mado’dan yerseniz, bana olduğu gibi size de gülerler. Yaşar, Kervan ve diğerlerini de denemediyseniz vay halinize...
Paça çorbasından kebaplara, lahmacundan tatlılara, diğer kentlere fark attılar ve fiyatlar inanılmaz ucuz! Tıpkı uçaklar gibi!
Özetin özeti: Ülkemizin her yeri öylesine güzel ki her fırsatta gezin derim!