Eğitim her yerde sorun ama bizim gibi genç nüfusun yoğun olduğu ülkelerde daha büyük bir sorun! Çünkü hızla gelişen teknolojinin çocuk ve gençler üzerindeki rolü, aileyi de okulu da silindir gibi ezdi geçti!
Sosyal medya ve dijital öğrenme, gençler arasında, eğitimi sorgular hale getirdi.
Her bilgiye internetten rahatlıkla ulaşabiliyorsak, okula ne gerek var diyenlerin sayısı artıyor.
Bu yüzden eğitim ve öğretimin tarifinin yeniden yapılması ve öneminin hatırlatılması gerekiyor.
Eğitim ve öğretim iki ayaklı bir süreç. Öğrenmeyi, öyle ya da böyle, her ortamda gerçekleştirebilirsiniz, peki ya eğitim?
Son yıllarda, sınav odaklı eğitim yüzünden tüm dikkatimizi testlere yönelttik. Hangi dersten kaç soru sorulsun, tek basamaklı mı, çok basamaklı mı olsun, bunları tartıştık.
Asıl büyük resmi hiç göremedik. Sorunların bu kadar büyük olması biraz da bu yüzden!
Eğitim, hayatın kendisi demekken, onu ıskaladık.
A’dan Z’ye yaşadığımız tüm sıkıntıların kökeninde işte bu ıskalama var.
Sınavlar yüzünden ülke ve millet başta olmak üzere tüm değerlere karşı ne aidiyet hissi yaratabildik ne de sevgi, saygı kazandırabildik.
Demokrasi, hukuk, eşitlik, kardeşlik, özgürlük, kültür, yaşam biçimimiz derin yaralar alırken, üç maymunu oynayan nesiller yetiştirdik.
Oysa eğitim, hemen her alanda donanım ve dik duruştur!
Kökeninde disiplin vardır ama bu disiplin, dayatma değil, öğrenmeyle taçlandırılan erdemli kazanımlar bütünüdür.
Eğitim ve öğretime yön verenlerin olaylara biraz da bu çerçeveden bakmalarının zamanı geldi de geçiyor!
TYT, YKS bilmecesi
Milyonlarca üniversite adayı, veli ve öğretmen tedirgin. Ortalık toz duman. YÖK’ün dayatmasına iyi diyen yok gibi ama ona rağmen Ankara’da derin bir sessizlik var.
Üniversiteye giriş böyle mi kalacak?
Onca itirazı ciddiye alan devlet yetkilisi çıkmayacak mı?
YÖK’ün açıkladığı yeni sistemde ciddi sorunlar var.
Düzeltmeye çalışıyor ama görünen o ki daha da karışacak.
Bu yüzden, sınavlardan önce, mutlaka köklü bir revizyona gidilmeli, yoksa çok baş ağrıtır!
YÖK, Yekta Saraç döneminde daha dışa açık hale gelmişti. Ama son aylarda, sanki onun da önceki başkanlardan hiç farkı kalmadı.
Umarız, yanılan biz oluruz.
Yoksa bu sürecin sonunda en çok üzülen kendisi olur.
Çünkü insani duyarlılıkları hâlâ önceki başkanlardan çok daha yüksek...
Peki, TYT ve YKS bu haliyle uygulanırsa ne olur?
Daha önce defalarca yazdık, yazmaya da devam edeceğiz. Çünkü ölçme değerlendirme ve seçicilik acısından çok fazla zaafları var.
Matematik içerisinde Fizik, Kimya, Biyoloji; Türkçe testinde Tarih, Coğrafya, Felsefe grubu soruları soracağım demek, aklı ve bilimi hafife alıp, adaylarla dalga geçmektir.
YÖK, ille de bunu yapacaksa, TYT’yi, Türkçe-Matematik testi olmaktan çıkartıp, Genel Yetenek ya da Genel Yeterlilik Sınavı’na dönüştürmeli.
İşte o zaman hiç kimse itiraz etmez.
Sosyal eşitliği de daha fazla sağlamış olur.
YKS’de ise soru ve puan çeşitliliği kesinlikle artırılmalı, yoksa bu sistem de kalıcı olmaz.
Özetin özeti: Eğitimde sular artık durulsun ve eğitim hak ettiği noktaya gelsin...