Ankara’nın kafasına sanki taş düştü ki dün hem Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’dan hem de YÖK Başkanı Yekta Saraç’tan eğitim, öğretmen ve eğitim fakültelerine yönelik takdire şayan mesajlar geldi...
Vaatler güzel de uygulama nasıl olur, işte onu Allah bilir.
Bu yüzden, alkışlamak için henüz erken olsa da ilk adım için biraz da kinayeli tebrikler.
Çünkü YÖK, eğitim fakültelerine baraj getirmekte gecikti. MEB de öğretmenliğin kutsal meslek olup olmadığını hâlâ başkalarına soruyor!..
Detaya girmeden önce, gelin isterseniz dünkü açıklamalara bir göz atalım:
Meslek Kanunu
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, iyi yetişmiş ve mesleğe uygun bireylerin öğretmen olarak istihdamını sağlamak, öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimini sürekli kılmak, öğretmenlik mesleğine yönelik algıyı iyileştirmek ve mesleğin statüsünü güçlendirmek için Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu çıkarmak istiyoruz demiş!
Bakanlığın öğretmenlerle ilgili faaliyetlerine ilişkin bilgi veren Yılmaz, aday öğretmen yetiştirme sürecine yönelik yönerge çıkardıklarını hatırlattıktan sonra şunları söylemiş:
“Öğretmen Strateji Belgesi’ni hazırladık. Kalkınma Bakanlığı’na, Yüksek Planlama Kurulu’na sunulması için gönderdik. Muhtemelen Kalkınma Bakanlığı diğer bakanlıkların görüşlerini alıyor. Bu görüşler alındıktan sonra bizim amacımız yüksek nitelikli, iyi yetişmiş ve mesleğe uygun bireylerin öğretmen olarak istihdamını sağlamak, öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimini sürekli kılmak, öğretmenlik mesleğine yönelik algıyı iyileştirmek ve mesleğin statüsünü güçlendirmek. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu çıkarmak istiyoruz. Birçok kanunda öğretmenliklerle ilgili düzenlemeler var, bunların hepsini bir araya getirmeyi amaçlıyoruz...”
Eğitim fakültesine baraj
Tıp, hukuk, mühendislik, mimarlık derken, baraj gelmedik alan kalmayacaktı ki nihayet eğitim fakültelerine de baraj geliyor...
YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç, dün, daha nitelikli öğretmen adayları yetiştirmek amacıyla eğitim fakültelerine de taban puan uygulaması şartı getireceklerini söyledi.
Saraç, “2017-2018 eğitim-öğretim yılından itibaren diğer bazı fakültelerde uygulandığı gibi, öğrenci girdisinin kalite ve niteliğini artırmak, böylece daha nitelikli öğretmen adayları yetiştirmek amacıyla eğitim fakülteleri için de taban puan uygulaması şartı getireceğiz” dedi.
Nerede söyledi?
YÖK Konferans Salonu’nda, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve üniversitelerin eğitim bilimleri fakültelerinin dekan ve dekan yardımcılarının katıldığı toplantıda. Bakın daha neler neler söylemiş:
- Öğretmen yetiştirme konusunda, dünyanın pek çok ülkesinden çok daha derin bir tecrübeye sahip olduğumuz anlaşılıyor. Bu açık ve seçik. İlk öğretmen okulu günümüzden 168 yıl kadar önce kuruldu. Zaman içinde öğretmen yetiştirmeye dönük 30’dan fazla farklı ad altında okul açıldı. Bugün itibarıyla temel kaynak, eğitim fakülteleridir.
- Öğretmen yetiştirme, 1980’e kadar MEB’in tasarrufundayken, 1980’den sonra bu YÖK’e devredildi.
- Devlet üniversitelerinde 75, vakıf üniversitelerinde 17 eğitim fakültesi var. Devlet üniversitesinde 3, vakıf üniversitelerinde ise bir eğitim fakültesi henüz eğitime başlamadı.
- Öğrenci sayısı devlet üniversitelerinde 200 bine, vakıf üniversitelerinde ise 13 bine yaklaştı.
- Eğitim fakültelerinde 20 bin 114 yüksek lisans, 3 bin 347 doktora öğrenci var.
- Bu fakültelerde 5 bin 500 civarında öğretim elemanı görev yapıyor.
- Eğitim fakültelerinin kontenjanları ise son iki yıldan beri yaklaşık yüzde 10 oranında azaltıldı, bu tedrici olarak devam edecek.
- İkinci öğretim programları kapatılmaya başlandı, ancak Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık ile Okul Öncesi Öğretmenliği ikinci öğretim programları devam edecek.
Sonuç?
Her şey iyi güzel de peki eğitim fakültelerine girişte ilk kaç binden öğrenci alınacak?
İşte o henüz belli değil.
Öğretmene verilecek değer, açıklanan barajdan belli olacağı için, sanki asıl onu beklemek gerekiyor!
Bakanlığın, öğretmenliğin önemli bir meslek olduğunu teyit ettirmek için ondan bundan fikir alması ise kabul edilemez.
Sakın ola kimse yasalar bunu emrediyor demesin.
Eğer öyle düşünüyorlarsa, ilk yapacakları iş, o yasayı değiştirmek olmalı!..
Özetin özeti: Eğitim ve öğretmen konusunda MEB’in de YÖK’ün de hükümetin de kafası karışık! Bir yandan öğretmen yetiştirme konusunda bizden daha iyisi yok deniyor, öte yandan teyide muhtaç hale getiriliyor. O da yetmiyor, atayıncaya kadar eziyetin her türlüsü çektiriliyor!..