Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nüfus aldı başını gidiyor.Dünya nüfusu son 50 yılda bir milyardan 7 milyara çıktı.Diğer canlılarınki de.
Her şey devasa boyutlarda büyüyor.Özellikle de beton yığınına dönüşen kentler!
Bu durumu geleceğimiz için tehlike olarak görenler olduğu kadar gülüp geçenler de var.
Onlara, Dünya’da hiçbir şey yoktan var olmaz, varken de yok olmaz sözünü hatırlatıp, her şey Dünya’nın bir yanından öte yanına taşınıyor, değişen sadece şekilleri, dolayısıyla ağırlık artmaz deseniz de yine bildiklerini okuyorlar...
Peki ya nüfus, 10 gramlık bir spermden ya da tohumdan devasa boyutlara ulaşan insanlar, hayvanlar, bitkiler?
Sakın ola kafanız karışmasın, çünkü canlıların tümü de var olan kaynaklarla doğup, büyüyor...
Niye artmaz!
Bilimin cevap veremediği konu çok az.
Bugün için tam bir açıklama getiremezse de bir süre sonra çok net kuramlar geliştirebiliyor.
Ama bazı temel teoriler var ki hiç değişmez.
Bilimsel konularda ne zaman ayrıntıya girsek, hemen Ural Hoca’yı ararız.
Bilim Tarihi dersleri veren ve bu konuda çok ciddi makaleler yazan Ural Hoca’ya (Prof. Dr. Ural Akbulut / Kimya / ODTÜ eski rektörü) bu konuyu da sorduk.
Herkesin anlayacağı bir dille, her şeyi o kadar net anlattı ki eminim artık bu soruyu soran kalmaz:
“Dünya’nın nüfusu 100 miyar da olsa ağırlığı artamaz. Çünkü Dünya tam bir kapalı kutu.
Dünya, tıpkı uzay istasyonu gibi.
Yenilen, içilen ve vücuttan atılan her şey içerden alınıp tekrar içeriye bırakılıyor.
Dünya’daki insanlar, ağaçlar, sebzeler vb. yani var olan tüm canlılar, Dünya’daki hammaddelerden oluşuyor ve Dünya’daki hammaddelerle büyüyüp çoğalıyor.
Tüm canlılar, havadaki karbondioksit, yer altından çıkan su, diğer mineraller ve besinlerle büyüyor.
İnsanlar ve diğer canlılar yediği ve içtiği her şeyi tekrar yeryüzüne bırakıyor.
Soluduğumuz oksijeni karbondioksite çevirip havaya bırakıyoruz.
Bitkiler de karbondioksit ve suyu alıp odun, meyve veya sebzeye dönüştürüyor.
Yakılan petrol kömür vb. ise yeraltında binlerce yıl boyunca ölmüş ağaçların dönüşmüş hali.
Yani Dünya’dan alınan her şey geri bırakılıyor, yeni canlılar onlarla büyüyor.
İçtiğimiz su bile, binlerce yıl önce ölen canlıların vücudundan atılan sudur...
Dünya’nın ağırlığını sadece uzaydan gelen göktaşları ve meteorlar artırır.
Onlar da çok az zaten.
Diğer yandan atmosferden uzaya kaçan gazlar nedeniyle de Dünya’nın ağırlığı sembolik oranda azalır.
Yani Mars’ta olduğu gibi! Oradaki tüm atmosfer, zamanında uzaya kaçtı.
Ama “Dünya’daki insan sayısı arttı, hayvanlar arttı, bina arttı, Dünya ağırlaştı” diyemeyiz.
Onların tümü zaten Dünya’da var olan hammaddelerden oluştu. Bu konuda bir tartışma mı var? İlk kez duydum!..”
Mars’a dönmeyelim!
Öküzün altında buzağı aramayı ve absürt konuları tartışmayı bir marifet sayan bir kesim her zaman var.
Olmaya da devam edecek.
İnsanlık tarihini incelediğimizde, Dünya ve evrenle ilgili neler söylenmedi ki!..
Bu yüzden böyle tartışmalar bizi hiç şaşırtmıyor.
Önemli olan, sabırla dinleyip, nerede yanlış yaptıklarını ısrarla anlatmak.
Eğitimin ve bilimin bir görevi de bu değil mi?..
Özetin özeti: Referansınız bilim olduğu sürece her sorunun cevabına mutlaka ulaşırsınız...