Sanayi üretimi son çeyreğe de güçlü giriş yaptı
Sanayi Üretim Endeksi, ekimde beklentilerin üzerinde artarak son yılın son çeyreğine güçlü bir giriş yaparken, ekonomistler, ilk sinyallerin milli gelir büyümesinin 2020'nin son çeyreğinde ılımlı güç kaybettiğine işaret ettiğini, yatırım malları üretiminde yaşanan artışın ise talebi karşılamak açısından önemli olduğunu belirtti.
AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlediği bilgilere göre, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi ekimde geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 10,2 ile beklentilerin üzerinde arttı. Arındırılmamış sanayi üretim endeksindeki artış da yıllık bazda yüzde 9,4 düzeyinde gerçekleşti.
Sanayi Üretim Endeksi'nde ekimde yıllık bazda en yüksek artış yüzde 16,6 ile orta-yüksek teknoloji grubunda elde edilirken, yatırım malları üretimindeki yıllık artış son 3 aydır yüzde 10 seviyelerini yakaladı.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, ekim ayında sanayi üretiminin beklentilerin üzerinde arttığını belirterek, öncü sayılan enerji ve altın hariç ara malı ithalatının da avro bazında yıllık yüzde 7,1 yükseldiğine işaret etti.
Yıllık bazda temel sektörlerden çelik üretiminde yüzde 19,4, otomotivde yüzde 15,2, elektrik üretiminde ise yüzde 4,4 artış kaydedildiğini aktaran Bürümcekçi, "Takvim etkisinden arındırılmış endeksin 3 aylık hareketli ortalamasının yıllık değişimi yüzde 9,7 artış gösterdi. Dipten dönüşün mayıs ayında başladığı endeks, toparlanmanın son çeyrekte güç kazandığına işaret ederek yılın en yüksek değerine ulaştı." dedi.
Bürümcekçi, sanayi üretiminin ana eğilimi açısından izlenen mevsimsellikten ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinin son 6 ayda güçlü artış kaydettiğini ve ekimde 126,4 ile yeni tarihi zirvesine çıktığını ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Söz konusu göstergenin aydan aya büyük oynaklık göstermesi üretimdeki ana eğilimi belirlemekte zaman zaman zorluk çıkarmaktadır. Bu nedenle sanayi üretimi ivmesinin gücünü ay bazında değerlendirmektense çeyrekten çeyreğe değişimlere bakmayı daha doğru buluyoruz. Sonuç olarak, çeyrekler bazında bakıldığında bu yıl ilk çeyrekte yüzde 0,7 artış, ikinci çeyrekte yüzde 19,9 ile belirgin güç kaybından sonra üçüncü çeyrekte yüzde 30,3 gibi çok güçlü bir artış kaydedilmişti. Son çeyreğe de daha ılımlı da olsa artışla girilmiş durumda. Ekim gerçekleşmesi ile sanayi üretimi son çeyreğe de güçlü bir giriş yapmış oldu. Son çeyreğin ikinci ayı olan kasım için öncü göstergeler toparlanmanın sınırlı güç kaybettiğine işaret etmişti. Önümüzdeki dönem görünümünü ele aldığımızda ise ilk sinyaller, milli gelir büyümesinin 2020'nin son çeyreğinde ılımlı güç kaybettiğine işaret etmekte."
"Parasal sıkılaşma daha çok 2021 yılını etkileyecek"
Haluk Bürümcekçi, mevcut parasal sıkılaşmanın aktivite ve iç talep üzerindeki etkilerinin henüz sınırlı kalması ve sanayi üretiminde yakalanan güçlü ivmenin, parasal sıkılaşmanın daha çok 2021 yılını etkileyeceğini düşündürdüğünü söyledi.
Son verinin, hızlı kredi artışı ve karantinaların kaldırılmasıyla 3. çeyrekte yakalanan ivmenin son çeyrek başında da korunduğunu gösterdiğini vurgulayan Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Dış talebin toparlandığına dair işaretler alınmakta ancak başta turizm olmak üzere hizmet sektörlerinin benzer ölçüde toparlanma göstermediği izlenmektedir. Ayrıca, bankacılık kredi hacminin, Merkez Bankası'nın TL değer kaybını sınırlama amacıyla fonlama maliyetlerini politika faizi artışı ve likidite kanalı ile yükseltmeye yönelmesiyle bu görünümü koruyamayarak trend büyüme hızını geçmiş yıllar ortalamalarının hafif altına gerilettiği izlenmektedir. Ancak ekim ve kasım ayı öncü göstergeleri, ekonomik aktivite ve iç talepte bariz bir yavaşlamanın gözlenmediğini yansıtmaktadır. Bu bağlamda, yılın geneli için milli gelir büyüme gerçekleşmesinin yüzde 1 civarında olması daha olası görünüyor. Buna karşılık Merkez Bankası'nın para politikasında ilave sıkılaşmayı politika faizi üzerinden sağlamaya başlaması olası ivme kaybının 2021 büyümesi üzerinde daha fazla etkili olabileceğini düşündürüyor."
"Yatırımların artması, gelecek 6 ayda hızla artacak talebi karşılamak açısından önemli"
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener de sanayi üretiminin Türkiye'de nisan ayında zirve yapan pandeminin etkisiyle yüzde 31 düşüş gösterdiğini anımsatarak, mayıstan itibaren ise alınan önlemlerle "V" tipi toparlanmanın başladığını söyledi.
Ekim ayı itibarıyla bu toparlanmanın devam ettiğinin anlaşıldığını belirten Şener, "Ekim ayında yıllık bazda imalat sektörünün yüzde 11 artması 2020 yılında sanayi üretiminin beklenenin ötesinde pozitif olmasını beraberinde getirecektir. Orta-yüksek segmentin yıllık yüzde 16,6 artması ise Türk sanayisinin gelecek vizyonu açısından oldukça önemli bir göstergedir." dedi.
Şener, sanayi üretiminde ekim ayı artışının, Türkiye'de normalleşme adımlarının hızlanmasıyla doğrudan alakalı olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yurt dışı talebin artması sanayi üretimini desteklemektedir. Ham madde tedarikinde talebin hızla artması da önümüzdeki 6 aylık dönem için sanayi sektöründe yukarı yönlü beklenti ve talebi artırmaktadır. Ayrıca, sanayide yatırım malları üretiminde yıllık artış olarak son 3 aylık dönemde yüzde 10'un altına düşülmemesi, Türk sanayisine dönük talebin ve yatırımların dünyada artarak devam ettiğini göstermektedir. Türkiye, dünyada yeni tedarik zincirinin bir halkası olma yolunda önemli adımlar atmaktadır. Pandemi sonrası yeniden şekillenecek dünya ekonomisinde artan sanayi yatırım trendiyle birlikte Türkiye konumunu yeniden şekillendirecektir. Yatırımların artıyor olması, gelecek 6 aylık süreçte hızla artacak dünya talebini karşılayabilmek açısından da önemlidir."