İş dünyası OVP'yi değerlendirdi
İş dünyası temsilcileri, 2025-2027 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'ın (OVP) ülkenin ekonomik açıdan geleceğine yönelik olumlu sinyaller vermesi, gelişme ve kalkınmaya olumlu katkı sağlayacak olması açısından önemine işaret etti.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, yazılı açıklamasında, ülkenin ekonomide 3 yıllık yol haritasını belirleyen programın hayırlı olmasını diledi.
OVP'nin açıklanmasının ülkenin ekonomik geleceğine ilişkin sinyaller sunması açısından önemli olduğunu belirten Ardıç, "Belirlenen stratejik adımlar, son dönemde bozulan makroekonomik dengenin yeniden tesis edilmesine katkı sağlayacaktır." değerlendirmesini yaptı.
OVP'de yapısal reformlarla desteklenen makro istikrara yönelik politika hedeflerini görmenin kendilerini umutlandırdığına işaret eden Ardıç, özellikle fiyat istikrarının sağlanması için kapsamlı ve koordineli yaklaşımın olumlu olacağını bildirdi.
Ardıç, beklentilerin yönetilmesinin güvenin yeniden tesisi açısından önemini vurgulayarak, parasal sıkılaşma, mali disiplin ve yapısal reformların istikrara giden yolda ülkenin temel politikası olacağını vurguladı.
OVP'de yapısal dönüşüme ilişkin somut yol haritasının ortaya konulduğunu da belirten Ardıç, şunları kaydetti:
"Sanayide sektörel dönüşüm sağlanarak yüksek katma değerli üretim yapısına geçişin hedeflenmesi, sanayicilerimizin rekabet gücünü yükseltmeye, dış pazarlara erişimini kolaylaştırmaya, üretim, istihdam ve ihracatımızı artırmaya katkı sunacaktır. Ülkemizin OVP'de belirlenen hedeflere ulaşabilmesi için topyekun hareket etmeliyiz. Sanayicimizin üretme azmini kırmadan bu hedeflere hep birlikte ulaşabilmek için uygun koşullar sağlanmalıdır. Programın kararlı bir şekilde uygulanması, makroekonomide istikrarın sağlanmasında oldukça önemli olacaktır."
"OVP'NİN ŞEFFAF BİÇİMDE PAYLAŞILMASI ÇOK KIYMETLİ"
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran da iş dünyası olarak ekonomide öngörülebilirliğin artırılması ve yatırım ikliminin iyileştirilmesi adına OVP'de ortaya konulan hedef ve politikaların kamuoyuyla şeffaf biçimde paylaşılmasını çok kıymetli bulduklarını belirtti.
Programın hazırlanmasında emeği geçen tüm kurum ve kişilere teşekkür eden Baran, OVP'nin temel amacının, enflasyonun kademeli olarak tek haneli seviyelere düşürülmesi, büyüme potansiyelinin dezenflasyon süreciyle uyumlu şekilde yükseltilmesi olduğunu bildirdi.
Baran, şunları kaydetti:
"Enflasyonla mücadelenin sonuçlarının ortaya çıkabilmesi ve enflasyonun tekrar tek haneli seviyelere inerek fiyat istikrarının sağlanabilmesi için para politikalarının tek başına yeterli olmadığını her fırsatta ifade etmiştik. Programda, para, maliye ve gelirler politikaları arasındaki güçlü eşgüdümün sağlanacağına vurgu yapılmasını kıymetli buluyoruz. Yıl sonu enflasyon hedefindeki artışın, gerçekçi bakış açısıyla yapılan bir revize olduğu görülmekle birlikte, sürecin uzaması veya iniş sürecinde enflasyonun belli bir noktada uzun süre kalmasının reel sektörü olumsuz etkileyeceğini de hatırlatmak isteriz."
Gürsel Baran, verimliliğe dayalı yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması için yapısal reformların hayata geçirilecek olmasının önemine dikkati çekerek, "Yeşil dönüşüm ve yapay zeka ile birlikte küresel ekonominin büyük bir dönüşüm yaşadığı bu süreçte, Türkiye'nin geleceğini, her alanda gerçekleştirilecek yapısal reformlar şekillendirecektir." ifadesini kullandı.
"ADİL VE ETKİN BİR VERGİ SİSTEMİNİ SAVUNUYOR VE BEKLİYORUZ"
Kayıt dışılığın Türkiye ekonomisinin uzun yıllardır mücadele ettiği bir olgu olduğunu belirten Baran, şu ifadeleri kullandı:
"Reel sektör olarak, adil ve etkin bir vergi sistemini savunuyor ve bekliyoruz. Bunun için öncelikli olan da kayıt dışı ile mücadele ve denetimlerde etkinliktir. OVP'nin omurgasını oluşturan konulardan birinin kayıt dışıyla mücadele olması, programın hedefine ulaşacağına inancımızı pekiştirdi. Kayıt dışı bir yandan Türkiye ekonomisinin büyüklüğünü gizlerken öte yandan, haksız rekabetiyle kayıtlı ekonomiyi de etkilemektedir. Bu nedenle kayıt dışı ile hak ettiği şekilde gerçekleştirilecek mücadele, Türkiye ekonomisini kuvvetlendirecektir."
Baran, KOBİ'lerin sağladığı istihdam, üretim ve ticaretle, Türkiye ekonomisinde önemli bir yer edindiğini vurgulayarak, sürdürülen sıkı para politikalarıyla çelişmeyecek seçici kredi uygulamalarının KOBİ'lerin desteklenmesi açısından büyük fayda sağlayacağına işaret etti.
KOBİ'lerin desteklenmesinin Türkiye ekonomisinin belkemiğinin korunması anlamına geleceğini ve programda yer alan büyüme, istihdam, enflasyon, cari denge, yeşil ve dijital dönüşüm hedeflerine olumlu katkı sunacağını bildiren Baran, şunları kaydetti:
"Reel sektörün desteklenmesi açısından katılım bankalarının daha etkin hale gelmesi gerekiyor. Gelişme ve kalkınmayı, buna paralel olarak da yatırım ve istihdamda büyümeyi odağa alan bu programın, ülkemizin daha müreffeh yarınlara erişebilmesinin anahtarı olacağına inanıyoruz. OVP'nin ülkemize hayırlı olmasını diliyoruz. İş dünyası olarak dün olduğu gibi yarın da elimizden geleni yapmaya devam edecek, ortaya konulan hedeflerin gerçekleşmesi için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğiz."