Emtia piyasasında yükseliş eğilimi hakim
Emtia piyasasında, geçen yılın ardından görülen satış baskısının devamında özellikle merkez bankalarının faiz indirimlerine başlaması ve jeopolitik risklerin etkisiyle bu yılın 9 ayında yükseliş eğilimi hakim oldu.
Emtia piyasasında bu yıl sert dalgalanmalar görülmesine karşın genel olarak pozitif bir seyir izleniyor. ABD Merkez Bankası'nın (Fed) politika faizinde indirime gitmesi sonrasında talebin artacağına ilişkin beklentilerin öne çıkması, jeopolitik riskler, ABD'nin yaptırım kararları, Çin'in ekonomisini güçlendirmek için attığı adımlar ve kurak hava koşullarının etkisiyle emtia piyasası için bu yıl destekleyici faktörler olarak öne çıktı.
ABD'nin Çin'e yönelik yaptırım kararlarına Çin'den misilleme gelebileceğine ilişkin öngörüler ile küresel çapta hava olayları da emtia piyasasında yükselişi tetikleyen diğer sebepler arasında.
Analistler, Fed'in faiz indirimlerini sürdüreceğine yönelik beklentilerin gücünü korumasının da emtia piyasasını bundan sonra pozitif etkileyebileceğini belirtti.
ABD seçimlerine ilişkin belirsizlikler, Çin ekonomisine yönelik endişeler ve iyileşen hava koşulları ise bazı ürünlerin fiyatlarında düşüşe neden oldu. Emtia piyasasındaki yükseliş eğilimine karşın ABD'de ekonomik aktivitenin öngörülenden daha sert yavaşlayabileceği endişesiyle küresel piyasalarda görülen tarihi satış baskısının etkilerinin varlık fiyatları üzerinde de görülmesi bu yıl emtia piyasasındaki fiyatlamalarda ürün bazlı ayrışmalara neden oldu.
DEĞERLİ METALLERİ ALTIN VE GÜMÜŞ SIRTLARKEN BAZ METALLER SERT YÜKSELDİ
Yılın 9 ayında ons bazında altın yüzde 27,7, gümüş yüzde 31 değer kazanırken, platin yüzde 1,2, paladyum yüzde 8,8 değer kaybetti.
Bu dönemde, altının ons fiyatı 2 bin 685,61 dolarla rekor seviyeyi test etti.
Tezgah üstü piyasada libre bazında fiyatlar bakırda yüzde 17,6, kurşunda yüzde 3,9, alüminyumda yüzde 9,4, nikelde yüzde 7, çinkoda yüzde 16 arttı. Bakırın libresi bu yıl 5,25 dolarla tarihi zirveyi gördü.
Altın fiyatları, Orta Doğu'daki gerginlikten dolayı yatırımcıların "güvenli limana" yönelmesi nedeniyle yükseldi. Merkez bankalarının devam eden altın alımları da altının ons fiyatını destekleyen önemli bir faktör olarak öne çıktı.
Analistler, Fed'in faiz indirimlerine başlaması, merkez bankalarının altın alımları ve altının güvenli liman özelliğinin artmasıyla altının ons fiyatının 2 bin 900 dolar seviyelerine kadar çıkabileceği öngörüsünde bulundu.
Öte yandan düşük faiz oranları, faiz getirmeyen altını tutmanın fırsat maliyetini azaltıyor.
Analistler, jeopolitik ve ekonomik belirsizliğe karşı korunmak için Çin başta olmak üzere Asya'da altına talebin arttığını dile getirdi. Bölgede, gayrimenkul ve hisse senedi gibi diğer yatırım seçeneklerine güvenin azalması da altının tercih edilmesine neden oldu.
Analistler, değerli metallerde, özellikle altında, güvenli liman özelliğinin öne çıktığını, altın fiyatlarının gücünü korumasında jeopolitik risklerin payının büyük olduğunu söyledi.
Tahvil faizlerindeki gerileme de altındaki fiyat artışlarını destekledi.
Küresel çapta madenlerde gümüş üretiminin yavaşlaması ve endüstriyel alanda talebin artmasıyla bu ürünün fiyatı yükseldi. Madenlerdeki üretim hızının düşmesi ve güçlü endüstriyel talep, arzın talebin gerisinde kaldığını gösterirken bu da gümüş piyasasında açığa neden olacağı endişelerini tetikledi.
Gümüş endüstriyel alanda genellikle otomobil, güneş paneli, mücevher ve elektronik imalatında kullanılıyor.
Analistler, Çin'in, büyük miktarlarda üretmeye devam ettiği güneş panellerinde önemli bir malzeme olan gümüşün ithalatını artırabileceğine işaret etti.
ABD başkanlık yarışında Demokrat aday Kamala Harris'in, Cumhuriyetçi aday Donald Trump'la karşı karşıya geldiği canlı yayında ABD'nin yabancı petrole olan bağımlılığını azaltmak için "çeşitli enerji kaynaklarının" destekçisi olduğunu söylemesi sonrasında gümüş fiyatları yükseldi.
Gümüş fiyatlarındaki yükselişe değinen analistler, 2025'te gümüşün onsunun 40 dolar seviyelerini görmesinin ihtimaller dahilinde olduğunu belirtti. Ekonomik aktivitede daha kayda değer iyileşmeler görülmesi durumunda emtia piyasasında en olumlu etkilenecek ürünlerden bir tanesinin gümüş olduğunu ifade eden analistler, bu iyileşmelerin paladyuma da olumlu yansıyabileceğini kaydetti.
Analistler, gümüşün yükselen altın fiyatlarından faydalanabileceğine de dikkati çekti. Gümüş piyasasının ileriki yıllarda açık vermeye devam edebileceğini dile getiren analistler, bu durumun gümüş fiyatlarının temelde desteklenmesine yardımcı olabileceğini ve yatırımcıların gümüşe ilgisini artırabileceğini vurguladı.
Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) faizlerde indirime gitmesi de altın ve gümüş fiyatlarına olumlu yansıdı.
Öte yandan paladyum fiyatları ise elektrikli araçların yaygınlaşmasının normal otomobillere talebi azaltabileceğine dair endişelerle düştü. Arzın istikrarlı olacağı, buna karşın talepteki azalışın devam edeceği öngörüler de paladyum fiyatlarını aşağı yönlü etkileyen unsurlar arasında yer aldı.
Endüstriyel alanda paladyuma yatırım talebinin azalacağına yönelik tahminlerle de paladyum fiyatları geriledi.
ABD ile İngiltere'nin, Rusya tarafından üretilen alüminyum, bakır ve nikelin ABD'ye ithalatı ile metal borsalarında işlem görmesini yasaklaması baz metal fiyatlarında sert yükselişlere neden oldu.
ABD Başkanı Joe Biden, Çin çeliği ve alüminyumuna yönelik gümrük vergilerinin üç katına çıkarılması çağrısında bulunmuştu. Çin hükümetinin ülke ekonomisi için attığı destekleyici adımlar da özelikle baz metallerde talebin daha fazla artabileceği öngörülerini öne çıkardı.
Analistler, fiziki piyasada bakır açığının söz konusu olduğunu belirtti.
Çin, zayıflayan inşaat piyasasına rağmen ülkenin askeri ve ulusal güvenlik alanları için de bakır talebinde bulunuyor. Bu ülkenin yanı sıra Avrupa ve Hindistan da yeşil ekonomi ile çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim gibi alanlarda etkili olmak için bakıra yöneldi.
Çin'de ayrıca bakır izabe tesislerinin üretimi azaltacağına dair haberler bakırda arz endişelerini meydana getirdi. Ülkenin toplam işlenmemiş bakır ithalatının yükselmesi bakıra talebin arttığını gösterdi.
Küresel çapta madenlerin üretimlerinde kesintiye gitmesi, bakırda arz endişelerine yol açtı. Yatırımcıların, maden şirketlerinin bakıra olan talep artışını karşılamakta zorlanacağına dair öngörüler bu emtianın fiyatını destekledi.
Öte yandan dünya genelinde ekonomik aktivitenin güçlü kalmaya devam edeceğine yönelik beklentiler bakır fiyatlarını destekleyen en önemli unsurlar arasında yer aldı.
Yeşil enerjiye geçişin artması da bakır fiyatlarının artmasına kapı araladı. Analistler, küresel imalat sektöründe büyümeye yönelik işaretler ve bakır piyasasında sıkılaşan koşullarla bakır fiyatlarındaki yükselişlerin devam edebileceğine vurgu yaptı.
Güç kablolarında, rüzgar türbinlerinde, elektrikli araçlarda ve güneş panellerinde kullanılan bakır, enerji dönüşümünde önemli bir malzeme konumunda. Uzak Doğu'da, faiz indirimlerinin başlayabileceğine yönelik beklentilerle bölgeye verilen siparişlerdeki artışlar da bakır talebinde canlanmaya yol açtı.
Rusya'ya uygulanan yaptırımlar özellikle bakır fiyatlarının yönünü etkiledi.
Çin'deki devalüasyon endişeleri bakır fiyatlarının artmasına neden olan önemli bir faktör olarak öne çıktı.
İmalat sanayinde en çok kullanılan ürünlerden olan bakırda, resesyon endişelerinin sınırlı da olsa yatışması ve gelecek dönemde bakıra olan talebin güçlü kalabileceğine ilişkin beklentilerle de bakırda kayda değer yükselişler görüldü.
Fed'in 50 baz puanlık faiz indiriminin endüstriyel metallere olan talebi artırarak ekonomik büyümeyi teşvik edeceği umudu özellikle bakır ve gümüş fiyatlarını olumlu etkiledi.
Arz endişeleri nikel fiyatlarında da yükselişe yol açtı.
Avustralya merkezli finansal hizmetler ve altyapı varlık yönetimi şirketi Macquarie Group, Endonezya'daki madencilik faaliyetlerine verilen onay kısıtlanırsa küresel nikel piyasasında bu yıl sürpriz bir açık oluşabileceği tahmininde bulunmuştu.
Nikel fiyatları ayrıca dünyanın en büyük maden yataklarından bazılarını barındıran Fransa'nın, topraklarından 17 bin kilometre uzaklıktaki kolonisi Yeni Kaledonya'daki şiddet olaylarının üretimi kesintiye uğratmasıyla sert yükseldi.
Londra merkezli madencilik şirketi Rio Tinto Group'un gaz sıkıntısı nedeniyle faaliyetlerinde aksama yaşanmasıyla, şirket Avustralya'nın Queensland kentindeki rafinerilerinden yapmayı planladığı alüminyum kargoları üzerinde mücbir sebep ilan etmişti. Bu durum alüminyumda arz endişelerini meydana getirdi.
Çin'de alüminyum stoklarının düşmesi alüminyum fiyatlarını destekledi. Yenilenebilir enerji sektöründen gelen güçlü talebin, arzda daralmaya neden olması ise alüminyum fiyatlarını desteklerken, fiyatları destekleyen bir diğer önemli faktör ham madde maliyetlerindeki artış oldu.
Kanada'daki çelik ve alüminyum üreticilerinin, Asya'da üretilen metallerin Kanada pazarını baskıladığını ve iç piyasayı tehdit ettiğini belirtmesi ve ülkenin Başbakanı Justin Trudeau hükümetine Çin ürünlerine hızla yeni gümrük vergileri getirmesi çağrısında bulunması baz metallerde arz endişelerini gündeme getirerek, alüminyum, nikel ve çinko fiyatlarında artışa neden oldu.
Kurşun ve çinko fiyatları ayrıca küresel çapta bazı madenlerin faaliyetlerine son vermesi veya üretim miktarını düşürmesi nedeniyle yükseldi. Çin'de izabe tesislerinin bakım, ham madde yetersizliği ve düşük marjlar nedeniyle üretimi azaltması kurşun ve çinko fiyatlarını yukarı yönlü etkiledi.
RESESYON ENDİŞELERİ BRENT PETROL FİYATLARINI AŞAĞI YÖNLÜ ETKİLEDİ
Enerji grubuna bakıldığında Brent petrolün varil fiyatı yüzde 6,5 azalırken, New York Ticaret Borsası'nda işlem gören doğal gazın İngiliz Termal Birimi (MMBtu) cinsinden fiyatı yüzde 16,3 artış kaydetti.
Orta Doğu'da devam eden gerginlik ve Beryl Kasırgası endişelerine karşın Brent petrol fiyatları geriledi. Analistler, kasırga başlamadan önce önlem almak için üreticilerin yaptığı stokların Brent petrol fiyatlarındaki yükselişi engellediğini söyledi.
Brent petrol bu yıl özellikle artan resesyon endişeleri nedeniyle sert düştü.
Libya'da petrol üretiminin askıya alınmasına ilişkin kararın değişebileceğine yönelik beklentilerin artması da Brent petrol fiyatlarında gerilemeye neden oldu.
Dünyanın en büyük ham petrol ithalatçısı Çin'den gelen zayıf ekonomik veriler, petrol fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturmaya devam ederek piyasa oyuncularının talep endişelerini tetikledi.
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun ekim ayından itibaren üretimi artırabileceğine yönelik öngörüler de Brent petrol fiyatlarının gerilemesine yol açtı.
Öte yandan Suudi Arabistan'ın petrol üretim artışına hazırladığına dair haberler de fiyatların düşüşünde etkili oldu.
Doğal gaz arama maliyetlerindeki artış ise doğal gaz fiyatlarını yükseltti.
Ortaya çıkan arz yönlü sorunların gelecek kışa yönelik stokları azaltma riski oluşturması doğal gaz fiyatlarındaki artışı destekledi.
Azalan üretim ve sıvılaştırılmış doğal gaza (LNG) yönelik artan talep, ABD'de doğal gaz fiyatlarında yaşanan artışın önemli nedenleri arasında yer aldı.
Asya tarafından gelen güçlü talep de doğal gaz fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Asya'da elektrik talebinin artması ve yenilenebilir enerji kaynaklarına erişimin azalması doğal gaz fiyatları için destekleyici bir unsur olarak öne çıktı.
Doğal gaz fiyatları ayrıca ABD'de günlük üretimdeki düşüşler, evlerin ve iş yerlerinin beklenen sıcak hava dalgasından kaçmak için doğal gazla çalışan klimalara yönelmesiyle sert yükseldi.
Fiyatlar, Ukrayna birliklerinin Rusya'nın Avrupa'ya gaz sevkiyatını sağlayan geçiş noktasını ele geçirdiği haberiyle de sert yükseldi. Analistler, elektrik üreticilerinin artan elektrik kullanımını karşılamak için çok daha fazla doğal gaz kullanacağına dair beklentilerin de fiyat artışlarında etkili olduğunu söyledi.
ABD'deki doğal gaz depolama seviyelerinin azalması da doğal gaz fiyatlarının yükselmesine yol açtı.
TARIM GRUBUNA KAKAO VE KAHVE DAMGASINI VURDU
Chicago Ticaret Borsası'nda kile başına fiyatlar, buğdayda yüzde 7, mısırda yüzde 9,9, soya fasulyesinde yüzde 18,6 pirinçte yüzde 2,1 azaldı.
Buğdayın kile fiyatı, 5,1425 dolarla Ağustos 2020'den bu yana, mısırın kile fiyatı ise 3,85 dolarla Ekim 2020'den bu yana en düşük seviyeyi gördü.
Intercontinental Exchange'de libre bazında fiyatlar, kahvede yüzde 43,5, şekerde yüzde 9,2 artarken, pamukta yüzde 9,1 azaldı. Kahvenin libre fiyatı, 2,7505 dolarla Eylül 2011'den bu yana en yüksek seviyeyi test etti.
11 bin 722 dolarla tarihi zirveyi gören kakaonun ton başına fiyatı ise yılın 9 ayında yüzde 84 artış kaydetti.
Tarım grubunda ise yılın 9 ayında sert dalgalanmaların görüldüğü bir yön arayışı hakim oldu.
ABD'de buğday hasadının üretime yönelik endişeleri azaltması buğday fiyatları sert düştü. Rusya ve Ukrayna arasındaki jeopolitik gerilimin azalacağına yönelik beklentilerle buğday fiyatları geriledi. Ukrayna'da buğday ihracatının azalması da buğdayda arz endişelerinin düşmesine neden oldu.
Rus buğdayının fiyatının ucuz olması ve Çin'in ABD'den bazı buğday alımlarını iptal edebileceğine yönelik haberler buğday fiyatlarını olumsuz etkiledi. ABD'de mısır teslimatlarının artması bu ürünün fiyatlarının gerilemesine yol açtı.
Rusya ve Ukrayna'nın kurak bölgelerinde yağışların başlaması buğday ve mısır fiyatlarını aşağı yönlü etkileyen başka bir faktör olarak öne çıktı.
Petrol fiyatlarındaki düşüşle talebe yönelik endişeler mısır fiyatlarında düşüşe neden oldu
ABD'de, soya fasulyesi ekim alanlarının artması fiyatların düşmesinde rol oynadı. Çin ekonomisine ilişkin problemlerinden dolayı ülkede talebin azalacağı endişeleri de soya fasulyesi fiyatlarının gerilemesinde etkili oldu. İyileşen hava koşulları da soya fasulyesi fiyatlarını aşağı yönlü etkiledi.
ABD'de üretimin artmasıyla Çin'den gelen talebin azalmasının bir araya gelmesi pirinç ve soya fasulyesi fiyatlarının düşmesinde önemli bir unsur oldu.
Hindistan'ın pirinç ihracatındaki kısıtlamaları kaldıracağına yönelik haberlerin arza yönelik endişeleri azaltmasıyla pirinç fiyatları düşüş kaydetti.
Brezilya'da ve Vietnam'da havanın kurak olması nedeniyle üretime yönelik endişelerin devam etmesi kahve fiyatlarında yükselişe yol açtı.
Brezilya'da kurak havanın devam edeceğine yönelik öngörüler ve bunun kahve rekoltesine zarar vereceğine ilişkin endişelerle kahve fiyatları yükseldi. Ülkede, don olaylarına ilişkin endişeler de kahve fiyatlarındaki yükselişi hızlandırdı.
Husilerin Kızıldeniz'deki saldırılarının Asya'dan Avrupa'ya kahve sevkiyatını yavaşlatması kahve fiyatlarının artmasına neden olan başka bir unsur olarak öne çıktı.
Kahve çekirdeği üreticilerine ev sahipliği yapan Güneydoğu Asya'daki aşırı sıcak ve kuraklıkların Vietnam başta olmak üzere daha düşük hasatlara yol açması da kahve fiyatlarını yukarı yönlü etkiledi.
La Nina hava olayının etkisini göstermesiyle birlikte kahve rekoltesinin azalabileceğinden endişe ediliyor. Güneydoğu Asya ülkelerini vuran Yagi Tayfunu'nun Vietnam'daki kahve üretilen alanlara zarar vermesi kahve fiyatlarını destekledi.
Hindistan ve Avustralya'da pamuk rekoltelerinin artmasıyla da pamuk fiyatları düştü.
Şeker piyasasında küresel üretim açığı beklentilerinin devam etmesiyle şeker fiyatları yükseldi. Şeker rallisi ayrıca Brezilya'daki kurak hava koşullarıyla ilgili süregelen arza ilişkin endişeler nedeniyle hız kazandı. Kuraklık ve aşırı sıcaklar son zamanlarda Brezilya'da büyük yangınlara neden oldu ve bu yangınlar Brezilya'nın en çok şeker üreten eyaleti Sao Paulo'daki mahsullere zarar verdi.
Brezilya realinin dolara karşı güçlenmesinin, şeker üreticilerini ihracat yapmaktan caydırması kahve ve şeker fiyatlarında yükselişe neden olan önemli sebepler arasında yer aldı.
Fildişi Sahili ve Gana'daki büyük kakao fabrikalarının tohum maliyetlerini karşılayamadığı için üretimi kısma veya durdurma kararı almasıyla kakao fiyatları bu yıl rekor kırdı.
Kakao arzında sorunların ana nedeni uzun süreli kuraklık ve şiddetli yağmur gibi kötü hava koşulları gösterilirken, bitki hastalıkları da mahsulü etkiledi. Özellikle kakao ağaçlarının ölmesine neden olan CSSVD virüsü kakao üretimini olumsuz etkileyen önde gelen faktörler arasında yer aldı.
Fildişi Sahili'nde kakao satışlarındaki kısıtlamalar da arzın daha fazla sıkılaşacağı endişelerini artırdı. Fildişi Sahili kakao düzenleyicisi Le Conseil du Cafe-Cacao, ülkede işleme tesisi olmayan şirketlere ve ihracatçılara, kakao çekirdeklerini satın alamayacaklarını bildirmişti.
Batı Afrika'da başlayan Harmattan rüzgarlarının kakao hasadı için tehdit oluşturması ve teslimat için limanlara az miktarda ürün gelmesi, sonrasında Fildişi Sahili'nde kakao teslimatlarının azalması da bu ürünün fiyatlarında yükselişe sebep oldu.
Gana'nın 2023-2024 dönemine ilişkin kakao üretim tahminlerini aşağı çekmesi de fiyatlardaki artışta etkili bir faktör olarak öne çıktı.
Gana'nın mahsulün kötü olması nedeniyle 350 bin tona kadar kakao çekirdeği teslimatını gelecek sezona ertelemeyi planladığına dair haber akışı, fiyat yükselişini tetikleyen başka bir neden oldu.
Ülkenin kakao üretimi, küresel iklim değişikliği kaynaklı olumsuz hava koşulları, bitki hastalıkları ve kakao çiftliklerinin yerini yasa dışı altın madenciliğinin alması nedeniyle azalıyor.
Ganalı çiftçilerin kakao çekirdeklerini komşu ülkelere kaçırdıkları ve buralarda daha yüksek kazançla sattıkları yönündeki iddialar da fiyatlardaki sert yükselişi destekledi.
Batı Afrika'da yağışların yetersiz olması da kakaoda üretim endişelerinin devam etmesine yol açtı.
Öte yandan Fildişi Sahili'nde kakao üretiminin azalması, Gana hükümetinin kakao üreticilerine ödediği desteği artırması ve dolara talebin azalması kakao fiyatlarının sert yükselmesine neden olan başka bir etken oldu.