17.05.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
ŞANSAL BÜYÜKA ile DOBRA DOBRA
Yarışın rengi siyah-beyaz... Zaten belliydi ama son Bursaspor maçının ardından zirvede “siyah-beyaz” renkler daha belirginleşti.
Bitime üç hafta var. Beşiktaş iki puan önde ve baktığınızda bu kalan üç haftada çok ciddi bir fikstür avantajı var. Kabul ediyorum, oynanmadan maç kazanılmıyor. Evdeki hesaplar çoğu kez sahaya uymuyor ama bir de futbolun gerçekleri var. Nedir onlar; Beşiktaş bu hafta kendi sahasında Kasımpaşa ile oynayacak. Kasımpaşa güçlü bir takım... Ancak kendine hedef olarak seçtiği kupa yarı final maçından yorularak, yıpranarak çıkacak. Diyelim ki çok zinde çıktı. En azından maç Vodafone Arena‘da oynanacak. Bu Beşiktaş için büyük şans değil mi?
Başakşehir bu hafta belki de en zor maçına, Trabzonspor’a gidiyor. Trabzonspor son haftalarda ivme kaybetti ama Başakşehir karşısına dinlenmiş ve en önemlisi Avrupa kupaları hesabı yaparak çıkacak. Baktığınızda 32. haftanın fikstür avantajı Beşiktaş’ta...
Beşiktaş, 33. haftayı Gaziantep deplasmanında geçirecek. Ligde kalma şansını neredeyse sıfıra indiren Gaziantepspor hangi kadrosuyla, hangi gücüyle, hangi motivasyonu ile Beşiktaş’a direnebilecek? Başakşehir ise evinde lige veda eden Adanaspor ile oynayacak. İki takım için kolay rakipler ama gene de kabul edelim ki, her şeye rağmen Başakşehir bu haftada sanki kıl payı daha avantajlı gibi...
Osmanlı puan alabilir mi?
Son hafta, yani 34. hafta, Beşiktaş’ın rakibi Vodafone Arena’da Osmanlıspor... Bu sezon Avrupa kupaları dahil, 50’den fazla maç oynayan ve yürüyecek hali kalmayan, savunma yapamayan, gol atamayan Osmanlıspor, şampiyonluk kutlamaları ve büyük şölen için Vodafone Arena’yı dolduracak 40 bin seyirci önünde Beşiktaş’tan puan alabilir mi? Ya da Beşiktaş yüzüp yüzüp kuyruğuna geldiği büyük yarışta ve böyle bir ortamda puan bırakır mı?
Büyük farkla Beşiktaş
Bu da mümkün görünmüyor. Başakşehir ise son haftayı Mesut Bakkal ile büyük ivme yakalayan Kayserispor deplasmanında geçirecek. Görülüyor ki, avantaj büyük farkla Beşiktaş’ta... Beşiktaş son 3 haftada zaten 2 puan önde... Fikstür avantajı da Beşiktaş’ta... Bütün bunları görünce, yarışın siyah- beyaz biteceği çok net görünüyor. Ayrıca Başakşehir ikinci sırada kalsa bile, bu sıralama kendileri ve Türk futbolu için şampiyonluk kadar değerli, önemli ve yürekten alkışı hak eden büyük bir başarı...
Olan Galatasaray’a olur
Önüne gelen Tudor’a posta koyuyor. Galatasaray Yönetimi madem ki, yeni sezonda Igor Tudor ile çalışmayla karar verdi, teknik direktörünü koruma konusunda azami titizliği göstermeli... Futbolculara bunu hissettiremezse takım çok zarar görür.
Bakıyorum Galatasaray’da gelen giden teknik direktör Igor Tudor’a posta koyuyor. Buna, genç Bruma da dahil, gitmek için gün sayan büyük şöhret Podolski de...
Bir yandan Sinan Gümüş’ün menajeri isyan ediyor, öte yandan bir başkası Igor Tudor’a bir başka nedenle posta koyuyor. Sonra da “yok efendim, biz hocaya yapmadık da, biz ona kızdık, buna kızdık da...” gibi elli türlü bahaneler, adres şaşırtmalar... Galatasaray Yönetimi madem ki, yeni sezonda Igor Tudor ile çalışmayla karar verdi, teknik direktörünü koruma konusunda azami titizliği göstermeli...
Galatasaray Yönetimi bu günden başlayarak bu önlemi almaz ve futbolcularına bunu hissettirmezse yeni sezonda çok sıkıntı çeker, çok zarar görür. Olan Galatasaray’a olur. Iskalanan son iki yıldan sonra, Galatasaray’ın hoca- futbolcu gerilimleriyle yeni bir sezonu daha kaybetme şansı ve lüksü yok...
Atın gitsin!
Galatasaray genel kurul üyesi olmak önemli bir ayrıcalık, önemli bir sosyal statü... Buna rağmen, yönetimin maille, mesajla yaptığı ısrarlı uyarılara rağmen yaklaşık 2 bin 700 üye aidatlarını halen ödememiş durumda...
20 Mayıs son gün... Ödemedikleri taktirde kulüpten ihraç edilecekler. Aidat dediğiniz topu topu yıllık 300 lira. Yani ayda 25 lira... Hani leblebi-çekirdek parası bile değil... Hem Galatasaray genel kurul üyesiyim diye hava atacaksın, hem de ayda 25 lirayı ödemeyeceksin. Atın gitsin, bunlar Galatasaraylı olamaz.
Cim-Bom çok haklı
Herkes hakem kararlarından dert yanıp ağlıyor. Kulüplerin belli ölçülerde haklı olduğu yerler var, kulüp penceresinden bakıp duygusal davrandıkları yerler var. Ama bu konuda Galatasaray ne derse gerçekten çok haklı... Özellikle son haftalarda öyle canları yandı, öyle penaltıları verilmedi ki, isyan etseler hakları var.
Ne, neden, niçin?
Moussa Sow, Emenike, Salih Uçan, Miroslav Stoch; Fenerbahçe’ye ne verdiler? Fenerbahçe’ye gelenler neden hep geri gidiyor? Bırakın parlamalarını, niçin geldikleri standardı ve formu koruyamıyorlar?
Fenerbahçe’nin her transfer sezonunda olduğu gibi, bu sezona da çok iddialı hazırlandığını ve önemli transferler yapacağını duyuyoruz. Ama hep söylüyoruz, iyi oyuncu alarak, iyi takım olunmuyor. Birbirlerini tamamlayacak, takımı oluşturacak oyunculara ihtiyaç var.
Ayrıca, hep gelecekler konuşulurken, gitmesi gerekenlerin de büyük sorun olma ihtimalleri var. Fenerbahçe mutlu olmayıp gönderdiklerini geçen sezon geri aldı. Ne oldu? Tribünlerin sevgilisi Sow, Emenike, Salih, Stoch; Fenerbahçe’ye ne verdiler? Daha bir sezon önce Bursa’da göz kamaştıran Volkan Şen, Ozan Tufan, Şener Özbayraklı’ya ne oldu? Alper neden bir maç oynayıp-üç maç yatıyor? Van der Wiel, devre arası kiralanan ve yüzü bile hatırlanmayan Karavayev hangi futbol aklının eseriydi? Fenerbahçe’ye gelenler neden hep geri gidiyor? Bırakın parlamalarını, niçin geldikleri standardı ve formu koruyamıyorlar?
Fenerbahçe’nin iyi diye, kaliteli diye bu kadar para verip aldığı oyuncular sürekli geri gidiyorsa, bir türlü isteneni veremiyorsa takım içindeki futbol iklimini de gözden geçirmek gerekiyor.
Kubilay çok çok çalışmalı
Bursaspor, Kubilay Kanatsızkuş’un üstüne titriyor ama Kubilay kendisine ısrarla verilen şansları değerlendiremiyor. Bu kadar şansa rağmen futbolunda bir aşama görülmüyor. Bursaspor Başkanı Ali Ay’a, “bir golcüye ihtiyacınız var” dediğimde, “O golcüyü alırsak Kubilay’ı kaybederiz. Böyle bir genci kaybetmek istemiyoruz” demişti. Bursapor başkanı, yönetimi ve camiası, Kubilay’a bu kadar destek olurken, Kubilay bu desteğe duyarsız kalamaz. Yeteneği olduğuna göre daha çok çalışmalı, daha çok çalışmalı, daha çok çalışmalı...
Yıldırım’a üzüldüm
Bursaspor-Beşiktaş maçının hakemi Bülent Yıldırım’ı izlerken kendisi adına üzüldüm. Göre göre o kadar büyük hatalar yaptı ki, kimse inanamadı. Maçı yönetmedi, adeta idare etmeye çalıştı ama onu da başaramadı.
Futbol tutkunu Sakarya
Sakaryaspor ile Diyarbekirspor arasındaki ikinci lige çıkma maçını Futbol Federasyonu rakamlarına göre tam 24 bin 900 Sakaryasporlu seyirci izledi. Maç günü Sakarya’dan başlayıp, İstanbul Olimpiyat Stadı’na kadar uzanan yol adeta yeşil-siyaha döndü.
Bir günde bu kadar seyirciyi kim taşıdı, nasıl taşıdı, nasıl araç temin edildi inanılır gibi değil... Adata bir ordu İstanbul’a gitti ve geri döndü. Bu Sakarya sezon boyu lig maçlarını da 12-15 bin ortalama seyirci ile oynadı. Sakarya yetiştirdikleriyle, büyük coşkusu ile inanılmaz seyircisiyle hızla ait olduğu lige dönmeli... Süper Lig maçları bile 3-5 bin seyirci ile oynanırken, her maçı on binleri toplayan Sakarya, hiç kuşkusuz bu ülkenin en önde gelen futbol tutkunu kentlerinden biri...
Sivasspor hak etti
Sivasspor geçen yıl inanılmaz bir kaleci hatası ile ligden düşmüştü. Bir kulüp için, bir takım için kolay kolay unutulacak bir travma değildi. Buna rağmen Sivasspor düştüğü ligden bir yıl sonra ait olduğu lige, Süper Lige dönmeyi başardı. Düşmeyi hiç hak etmemişti, dönmeyi çok hak etti.
Eskiden rakibe küfredilirdi!
Adanaspor’un hocası Eyüp Arın kendi futbolcularının bizzat kendi seyircisinden küfür yemesinden dert yandı. Bir gün sonra Gaziantep hocası Bülent Uygun, sağ beki Barış’ın kendi seyircisinden yediği küfürlere isyan etti. Önceleri küfür rakibe edilirdi. Şimdi kendi futbolcusu dahil, sınır tanımadan herkese ediliyor. Ne bir önlem, ne bir girişim... Hocalar isyanlarıyla, dertleriyle baş başa kalıyor.