16.09.2020 - 10:24 | Son Güncellenme:
Muğla'nın Marmaris ilçesinde Dünya Ralli Şampiyonası'nın (WRC) 5. ayağı Türkiye Rallisi öncesi hazırlıklar tüm hızıyla sürüyor. Bizde ülkemizde gerçekleşecek organizasyon öncesinde FIA Doğu Avrupa Ralli Kupası Şampiyonluğunu kazanan ilk Türk pilot Yağız Avcı sorularımızı yanıtladı.
Türkiye Rallisi'nde Adus Motorsport, 4 ekiple boy gösterecek. Peki ilk hedef ne olacak?
Bu sezona yeni bir oluşum olan Adus Motorsport ile başladık. Kutay Grup’un otomotiv bacağı olan Adus Otomotiv’in motor sporları takımı. İlk aşamada 4 ekipten oluşan bir takımımız vardı. Ekiplerimizden birinde kadın pilotumuz Billur Hasbay mücadele edecekti. Fakat kadın pilotumuz Billur bu yarışta farklı bir görevde olması sebebiyle, yerine misafir pilotumuz Dağhan Ünlüdoğan yarışa bizim ile katılacak. İki tane R5 aracımız var. İki tane Mitsubishi EVO IX aracımız var. Sezon beklenenden geç başladı. Tüm takımlar biraz soğuk. Elimizden geleni yapıp en iyi şekilde sezona başlamak istiyoruz. Sezona başlamak için oldukça zor bir yarış. Hatta Dünya Ralli Şampiyonası’nın bile en zor yarışlarından biri. Kolay olmayacaktır ama eğer kayıpsız çıkarsak çok iyi bir sonuç alacağımızı düşünüyorum hem puantaj olan takımlar şampiyonasında, hem de bireysel sınıflarda iyi şekilde mücadele etmek istiyoruz.
Türkiye Rallisi takvimde çok özel bir yere sahip. Her pilot parkurun zorluğundan bahsediyor. Sizce Türkiye'de pilotları en çok zorlayan şey ne?
Türkiye Rallisi Antalya’da, Kemer’de yapıldığı zamanda da benzer bir karaktere sahipti. O zamanda aynı yorumlar oluyordu pilotlar tarafından. Kendine has bir karakteri vardı. Daha sonra bir kere İstanbul’da yapıldı. Daha temizdi ve araçları zorlamayan bir yarıştı. Ama şimdi özüne döndü diyebilirim Marmaris’teki etaplarla. Eskiden Akropol Rallisi olurdu Yunanistan’da, benzer karakterliydi o da. Takvimde bu tarz bir ralliye ihtiyaç vardı. İlk sene biraz negatif eleştiri alsa da sonrasında çok olumlu yorumlar geldi. Burada markaların olması, markaların dayanıklılığını da göstermeleri adına önemli bir platform. Dolayısıyla bu yarışı iyi bir şekilde bitirdiğinizde markanız adına da iyi bir gösterge oluyor aslında. Pazarlama tarafında da iyi şeyler yapabiliyorsunuz. Zor bir parkur. Hem otomobiller, hem lastikler, hem de pilotlar açısından. Sıcak bir hava var. Takvimin en zor yarışlarından ilk üçte diyebilirim. Doğal şartlar zorlayıcı oluyor.
Önce WRC takvimine geri döndük. Şimdi de Formula 1 takvimine döndük. Motor sporlarındaki bu olumlu gelişmeleri değerlendirir misiniz?
Türkiye olarak Dünya Ralli Şampiyonasına 2018’de geri döndük. Sanırım 8 yıl aradan sonra Dünya Ralli Şampiyonası ülkemize geri dönmüş oldu. Tabii yarışın geri dönmesi biz ralli tutkunları için çok sevindirici bir gelişme oldu. Formula 1 bu sene yaşanan gelişmelerden dolayı takvimi doldurmak adına programa eklendi ve sanırım bizim için bir şans oldu. Umarım iyi değerlendirilir. Daha önce seyirci azlığından dolayı gerekli değeri görememiş bir yarıştı. Bu sene iyi geçerse inşallah seneye tekrar takvimde oluruz. Formula 1 tarafını açıkçası çok bilmiyorum. Yanlış bir yorum yapmayayım; ama sevindirici tabi ki. O pistin kullanılıyor olması da sevindirici. Güzel bir pist, pilotların sevdiği bir pist bildiğim kadarıyla. Dolayısıyla bunlar sevindirici gelişmeler. Uzun soluklu olması lazım her iki organizasyonun da ve en önemlisi içinde yarışan Türk sporcularımızın olması lazım.
Pandemi bütün spor branşlarının kâbusu oldu. Motor sporları bundan ne kadar etkilendi.
Yani bütün sporlar kadar motor sporları da etkilendi. Bazı yerel şampiyonalar 1.5-2 ay önce başladı. Çoğu başlayamadı. Birçoğu komple sezonu iptal etti. Dünya Ralli Şampiyonası 2 hafta önce başladı Estonya Rallisi ile. Dolayısıyla çok ciddi hasar aldı diyebilirim bütün sporlar gibi. Özellikle tamamen geçimini buradan sağlayan birçok takım var uluslararası seviyede onlar için de oldukça zor olduğunu düşünüyorum ekonomik anlamda. Sporcular tarafında da tabi ki bir çoğunun mesleği bu spor. Onlar açısından da mesleklerini devam ettirememiş oldular. Yeni başlamış bir genç pilot örneğin 8 ayını kaybetti. 1 yaş yaşlandı neredeyse. Bence gençler açısından biraz daha kayıp oldu. İnşallah bundan sonrası hızlıca düzelir ve eski haline geri döner
Türkiye'de her spor branşına çok ciddi yatırımlar yapılıyor. Yeni pilotlar yetişmesi için motor sporlarına ne gibi yatırımlar yapılabilir? Bu konu sizin gelecek planlarınızda yer alıyor mu?
Yeni yatırımlar yapmak çok önemli. Geçen sene genç pilot tarafı ile ilgili aslında buna benzer bir şey başlattık. Hedefimde bu spor dalını hep daha fazla güçlendirmek vardı. Geçen sene yarışmadığım için de buna başlama fırsatım oldu. Önümüzdeki dönemde bunu çok daha kapsamlı hale getirip belki de bir antrenman kompleksi oluşturup orada tam anlamıyla her şeyi ile bir pilot yetiştirme programı başlatılabilir. Bununla ilgili yurtdışı ile bağlantılı bazı destekler ve ortaklıklar da olabilir. Adus Motorsport’la da bu yönde, ortak hedeflerimiz var. Doğru çalışmaları yapıp, hayata geçirmek istiyoruz. Uluslararası düzeyde Türk sporculara motor sporlarında daha fazla ihtiyaç var. Bizi temsil eden milli sporcularımız arttıkça sporumuz değerleniyor. Nasıl Kenan Sofuoğlu, Toprak Razgatlıoğlu, Ayhancan Güven varsa; daha nice başarılı sporcumuzun ülkemizi temsil etmesini isterim. Bu şekilde sporun popülerliği artıyor. Genç pilot alanında mutlaka gelişmemiz gerekli.
Bu yatırımlar nasıl olmalı? Bir kompleksten bahsettiniz. Onun dışında ne yapılabilir sporcularla ilgili? Biraz bunu da açmak lazım…
TOSFED’in başlatmış olduğu ‘Tosfed Yıldızını Arıyor’ diye bir proje var. Aslında yetenekli gençlerimizi keşfetmek için güzel bir proje ama devamlılığı konusunda, ülkenin de getirdiği bazı zorluklarla, devamlılığı çok kolay olmuyor. Keşfedilen yetenekli pilotlar kariyerlerinin devamında takımlara entegre edilemiyor. Çünkü sporun genel olarak bilinirlik anlamında bir seviye atlaması lazım. O zaman markalar da motor sporlarına yatırım yapmaya başlıyor. Tabi ki medya desteğinin de daha fazla olması lazım. Örneğin Fransa Federasyonu genç pilot çıkardığında birkaç sene boyunca onu mutlaka belli bir seviyeye kadar taşıyor. Devamlılığının da kurgulanması gerekiyor. Bir yere kadar gelip orada kesilirse bir anlamı olmuyor.
Aslında motor sporlarına sadece ralli olarak baktığımızda her dönemde bir sporcumuz vardı. Gelecekte bu branşı seçmek isteyenlere ne gibi tavsiyeleriniz olur?
Kendimden örnek vereyim. Babam bu sporun içerisindeydi ve motor sporları ile tanışmam ve yarışmaya başlamam o çevrenin içerisinde büyümem ile oldu. Bunu bir bayrak devri gibi düşünebilirsiniz. Sporun içinde hep bulunmak lazım, üstüne gitmek lazım, çok vakit ayırmak lazım. Gerek videolar izlemek, gerek yarışlarda bulunmak, sporun farklı alanlarında bulunmak lazım. İlla ‘ben direksiyon başına geçeyim’ dememeli. Diğer görevlerde de yer almak gerekiyor. Sporun içinde olmak lazım. Mümkün olduğunca birileri ile tanışmak, fikir almak lazım. Sonrasında, ne zaman, ne olacağı belli olmaz, her an karşınıza bir fırsat çıkabilir. O zaman da önceden kurduğunuz ilişkileri kullanabilirsiniz.