07.10.2017 - 21:29 | Son Güncellenme:
Fenerbahçe'nin yıldız oyuncusu Valbuena yayıncı kuruluşa özel açıklamalarda bulundu.
Ajansspor'un Valbuena'nın açıklamalarından derledikleri şu şekilde:
Büyük bir olaydı ve ambiansı rüya gibiydi. Çılgın bir atmosferdi. Çok fazla taraftar vardı. Fransa’dan ayrılmaktan dolayı pişmanlık duymadım. Fransa’da derbilerdeki gibi taraftarları görmek çok fantastikti. Buna hayran oldum.
"Kalabalığı gördüğümde korktum"
Bu gerçekten çok özel bir şey. İstanbul’a geldiğimde kalabalığı gördüğümde korktum. İlk defa böyle birşeyle karşılaştım. Kalabalık beni heyecanlandırdı. Ardından bende bir beklenti olduğunu anladım. Bu benim için çok sıradışı bir andı. Taraftarların bu ilgisi büyülü bir andı diyebilirim. Bunun ötesinde bu sezon için zorlu hedeflerimiz de vardı. Bu sezonun ilk derbisini Beşiktaş ile oynadık. Bizin sahmızda rakip 12 yıldır kazanamıyordu.
"Beni mutlu eden bir teklifti"
Adaptasyon sürecim iyi geçti. Bana gelen ilk teklif daha sonra çok somutlaştı. Nisan-Mayıs ayıydı. Sportif direktör beni aradı ve benimle çalışmak istediğini söyledi. Böylesi bir durum bir oyuncu için çok önemliydi. Daha sonra teknik direktör de beni aradı ve projeden bahsetti. Gelecek sene bizimle olmak ister misin? diye sordu. Bu güzel bir teklifti. Bütün şartlar iyi görünüyordu. Beni mutlu eden bir teklifti. Bu Marsilya ile anlaştığım döneme benziyordu. Bu açıdan benzer bir şehirdi. Bütün şartlar oluştu ve transfer gerçekleşti.
"Süper oyuncularımız var"
Evet Van Persie’nin burada 3.yılı. Büyük bir kariyeri var ama şu an sakat.Ligde çok iyi kariyerleri olan oyuncular da var. Buradaki oyunculara bakarak sportif açıdan süper bir ligde oynuyoruz diyebilirim. Robin 3 yıldır burada. Soldado yeni yeldi. Kendilerini kanıtlamış oyuncular. Forma giyen çok kaliteli oyuncu var. Bu karışımın biraz birbirine alışması gerek. Diğer arkadaşlarla da kaynaşmaya başladık. Çok tecrübeli, süper oyuncularımız var.
"Gomis ile konuşuyorum"
İlgi çekici bir ligdeyiz. Çok güzel ambianslar var. Galatasaray’dan Bafetimbi Gomis ile konuşuyorum. Onun önceden iyi tanıyorum. Derbide karşılaşacağız. Vainqeuer ile de konuşuyoruz. Dinamo’da berabaer oynadık. O da Antalyaspor’a oynamaya geldi. Fransız oyuncuların buraya gelmesinden memnunum.
"Türkçe henüz öğrenmedim"
Türkçe zor bir dil. Daha henüz öğrenemedim. Ama sahaya çıktıktan sonra biraz daha İngilizce konuşuyoruz diyebilirim. Birçok oyuncu İngilizce konuşıyor. Brezilyalı oyuncular da Portekizce konuşuyor. Soyunmma odasında iletişim önemli. Maça çıktığımızda İngilizce konuşuyoruz. Ya da jest ve mimiklerle anlaşıyoruz.
"Şampiyonlar Ligi'nde Barcelona ile karşılaşabiliriz"
Babam futbol antrenörüydü. Evet doğru. Topla oynamaya başladım. Babamı antrenmanda izledim. Annemi biraz bu konuda kızdırmış oldum. Futbola başlangıç hikayem böyle oldu. 5-6 yaşlarında oynamaya başladım. Babam İspanyol. Tüm tatillerde İspanya’ya giderdik. Özellikle Barcelona’ya. Kendisi de Barcelona hayranıdır. Her yıl tatile gittiğimiz zaman Camp Nou’yu ziyaret etmeden dönmezdik. Bizi orası çok cezbederdi. Gözlerime inanamazdım. O stat ve Barcelona’dan geçen büyük oyuncuları düşünürdüm. Ayrıca şehir çok güzel. Ronaldo orada oynuyordu. En çok sevdiğim oyuncuydu. 45 dakikalık antrenmanı izlemeye çok fazla insan geliyor. Bu fantastik. Orası tabi benim oynamadığım statlardan biri. Ne marsilya, Ne Lyon ne de Moskova ile fırsat olmadı. Ama Fenerbahçe ile Şampiyonlar Ligi’ne gidersek belki orada Barcelona ile karşılaşabiliriz.
"Kaza geçirdim"
Doğru. Bir kaza geçirdim. Ailem seyahatlere giderdi. Bir kayalığın üzerine çıktım ve düştüm. O zamanlar enerjim çoktu. O gün hatırlatığım tek şey bunlar. Abim beni taşımıştı. Bir daha asla futbol oynayamayacağım diye korkmuştum. Bu bir saplantı olmuştu. Ama halen gençtim. Güzel bir jenerasyon vardı. Mavuba Chamakh… Daha sonra Casteste’e gittim. Oralar benim futbolumu geliştirdi. Oynamadığım zamanlar da oldu. Marsilya defteri de daha sonralarında açıldı. Ne olursa olsun Langon ve Libourne bana çok şey kattı.
"Marsilya zor bir hedefti"
Marsilya benim için önce ulaşılamaz yerdi… Marsilya zor bir hedefti. Aslında pek çok seçenek vardı. Ailem istemedi. Babam Marsilya’ya git dedi. Gençtim. Zor bir karardı ama yine de oraya gittim. Çünkü iyi bir fırsattı. Başarılı oldum. İyi bir seçimdi.
"Bir hırsız gibi gitmedim"
28 numaralı formayı giydim. Ben ayrılırken de senin formanı emekliye ayırmalıyız dediler. Bu önemli bir şeyti. Lyon ile anlaştığımda 28’i tekrar kullandırmaya başladılar. Bu da hoşuma giden bir şey değildi. Benimle başka türlü konuşmuşlardı. Problem etmiyorum. İyi oynadım. Bir hırsız gibi gitmedim.
"UEFA trafından takım cezalandırılmış"
Rusya’da tecrübe kazandım. Dinamo’da oynadım. Başımızda deneyimli bir isim vardı. Hem yönetici hem de teknik adamlık yapabilen biri. Daha sonra takım başka bir teknik direktörle anlaştı. O teknik direktör de takıma çok sayıda Rus futbolcu koydu. Ben de Avrupa Kupası için böyle bir kadronun oluşturulduğunu gördüm. UEFA trafından takım cezalandırılmıştı. Aulas beni aradı ve Lyon’a gelmemi söyledi. Başta isteksizdim. Lyon büyük bir kulüptü. Ama neden Lyon dedim kendime. Daha önce Marsilya çağırdı ama Dinamo göndermek istemedi. Lyon bir fırsattı. Marsilya sonrası bir fırsattı. İyi bir kontrat yapma şansım da vardı. Ayrıca Şampiyonlar Ligi’nde oynayacaktım. Sevdiğim bir projeydi. Başkan Aulas da süper bir başkan. Projesini konuştuk. Bunları düşünerek Lyon’da oynamaya karar verdim.
"Böyle bir şey görmedik
Marsilya taraftarları beni Lyon formasıyla oynarken “fantastik” bir şekilde karşıladılar. Bunun bu şekilde olacağını biliyordum. Olayları uzaktan gördüm. Ne olursa olsun beni seviyorlar diye düşündüm. Eğer onları sevmeseydim öyle davranmazdım. Lyon-Marsilya maçlarında böyle bir karşılama gördüm. Ayrıca Marsilyalı yöneticiler de “25-30 yıldır burada yöneticiyiz. Böyle bir şey görmedik” dediler. Bence Lyon ile anlaştığım için kırgın ve kızgınlardı sadece.
"Eksik olan Lyon ile kupa kaldırmak"
Benim özüme döndüğüm yerdi. İlk senem zor oldu. Sakatlıklarım oldu. Geçmiş sakatlığım nüksetti. Zor bir düzelme dönemi oldu diyebiliri. Ligin ikinci yarısında genelde sakattım. PSG maçına 2 gün kala sakatlandığımı hatırlıyorum. Daha sonra kızım doğdu. Takım kazandı. PSG’nin ilk yenilgisiydi. Öyle hatırlıyorum. Artık kazanan ve dinamik bir takımdık. 4 ay top oynamadım. Pek çok şey oldu benim için. O sırada ayrılmak isteyip istemediğim konuşuldu. Kalmak istiyordum. İnsanlara ilerleme kaydedebileceğimi göstermek istiyordum. Lyon’u sevmiyor dediler. Ama içim rahattı. Zagrep maçında sahaya çıktım. Ardından harika bir sezon geçirdim. Avrupa Ligi de bambaşka bir hedef ve atmosferdi. Kişisel hedef anlamda bunu söylüyordum. Ajax ile deplasmanda oynadık 4-1 yenildik ve daha sonra 3-1 yendik. Ama averajla kaybettik. Sonuçata yarı finale çıktık. Benim için eksik olan buydu. Lyon ile kupa kaldırmak.
"Lyon’da oynamaktan gurur duydum"
Bruno Genesio bir gün ofisindeydi. Ben bir hızlanma çalışmasında sakatlandım. O sırada başkan geziyordu. Ben de yerde yatıyordum. Başkan beni görünce “neyin var?” diye sordu. Ben de “grevdeyim” dedim. Çalışmadım. Arkadaşlara da aman çaktırmayın dedim. Bruno bana, “Sen sakin ve iyi bir adamsın” dedi. Bu beni güçlü hissettirdi. Bunlar muhteşem cümlelerdi. Bruno Genesio çok konuşmazdı. Her zaman aynı fikirde de olmazdık. Aulas da benim için önemli bir başkan. Beni zor zamanlarda desteklemişti. Ona da teşekkür ediyorum. Lyon’da oynamaktan gurur duydum.
Milli takım cevabı
Bu ölçebileceğim bir şey değil. Didier’i tanıyorsunuz. Benim fazla diyecek birşeyim yok. Takımda cesaretli gençler var. Bugünden sonra sportif performans prim yapacak mı bilmiyorum. Son gördüğüm takımdan sonra… Bu konuda bir şey soramam. Herhangi bir şey de iddia etmiyorum. Çünkü ben takıma seçilebilir durumdaydım. Mücadele etmeye devam edeceğim. Eğer şans bulursam değerlendirmek istiyorum. (Ajansspor)