Fenerbahçe’nin yıllardır Galatasaray’a karşı kurduğu üstünlüğün nedenleri üzerine çokça çeşitlemeler, tahliller yaptık. Belki de sonuca direkt etki eden şeyin stadyum gerçeği olduğunu ilk defa Arena ölçeğinde yaşamış oldu Galatasaray. Arena’nın maç öncesindeki coşkusu, açılan büyük bayraklar takımı havaya sokmakla kalmadı ekstra motivasyon yükledi. Bu ister istemez takımın genel oyun gücüne yansıdı, etki etti.
Galatasaray derbiye çok daha hazırdı. Bunun nedenlerini zaten biliyoruz. Psikolojik etkenler bu sefer ev sahibi takımın lehine işledi.
Orta sahada kurulan üstünlük rakibin defansına karşı iki üç katına çıktı.
Karşılaşmanın ilk golünün 33. dakikada gelmiş olması futbol mucizesiydi; ancak Fenerbahçe bunu Volkan özelinde başarmıştı.
İşin bu tarafından baktığımızdaysa tipik bir Galatasaray Fenerbahçe mücadelesiydi. Karşılaşmaya çok iyi başlamış bir Galatasaray vardı sahada, ataklar üst üste geliyor ancak gole dönüşmüyordu. Ya topla buluşan oyuncunun beceriksizliği veya şansızlığı ya da kaleci Volkan olağanüstü kurtarışları maçın dengede gitmesinin nedeniydi.
Ancak karşılaşmanın dengede gittiği bir an Fenerbahçe defansının yaptığı büyük hata gole dönüşünce maçın seyri ve sonucu bir anda tribünlerde ve sahada belirginleşmeye neden oldu.
Galatasaray’da Elmander, Emre Çolak, Melo ve Ebuoe çok iyi mücadele ortaya koyarken defans hattının kurgusu temelde Galatasaray’a sorun yapabilecek bir düzenin içinde oynuyordu ancak Fenerbahçe ilk yarı boyunca o bölgeye tek bir top bile taşıyamadı.
Emre orta sahada takım oyunu dışında Arena’nın atmosferinden etkilenmiş ekstra şeyler yapma gayretindeydi ancak beceremiyordu.
Bienvenu sağ kanatta kayboldu. Top göremedi.
Selçuk ve Baroni top tutmada ve oyun kurmada zaten başarısızdı.
Ve elbette derbilerin olay adamı Bilica!
Bu maçın sonucunu belirleyen adam oldu. Bir tarafından baktığımızda net hataları nedeniyle günah keçisiydi; ancak takımın genelinden daha kötü oynadığını söylemek de haksızlık olur. Takım içindeki tüm futbolcular sürekli yerlerini kaybediyorlar, Galatasaray’ın hızlı ve hırslı oyuncuları karşısında geride kalıyorlar, çabuk çalım yedikleri yetmiyormuş gibi geri hiç gelmiyorlardı.
Çok daha farklı sonuçlanması gereken bir ilk yarının 2-0'la kapanmasından sonra ikinci devre Fenerbahçe'nin çıkmamış candan umut kesilmez tarzı atakları vardı. Ancak yine bir duran topta yapılan temel bir kademe yanlışı sonucu farkı üçe çıkara golden sonra sonuç kabullenildi.
Galatasaray yıllardır Fenerbahçe'ye karşı hiç bu kadar net bir üstünlük kuramamıştı. Bu oyununu kolaylaştıran şeyin stadyumun atmosferi olduğunu bir kere daha söyleyelim.
Fırat Aydınus genel anlamda yine çok başarılıydı.
http://twitter.com/uzaygokerman