Galatasaray’ın bu sezon attığı gollerin genelinde önce rakip defansın alan baskısı nedeniyle yaptığı hatalar, ceza sahasına yığılan forvet oyuncuların çokluğu ve çeşitliliği, duran top organizasyonlarını doğru kullanan yetenekli ayakları görüyorduk.
Başlama düdüğü ile birlikte rakip alana yığılan ve baskı yapan Galatasaraylı oyuncular bu sezon benzer çok fazla gol buldular. Bu baskıyı aşabilen takımlara karşı da önce çift forvetli ileri ucu ve buna eklenen orta saha oyuncularıyla ikinci oyun planını devreye soktular.
Defansif anlamda bu baskıya karşılık veremeyen takımlar Galatasaray’dan goller yediler.
Bursaspor bu planı iyi öğrenmiş gibiydi karşılaşma boyunca; Ertuğrul Sağlam önce rakibini kendi ceza sahasından uzak tutmaya çalıştı, sonra da mümkün olduğunca da hatasız oynayıp, ilk toplara müdahale etmeye çalıştırdı takımını.
Özellikle Batalla’nın golüne kadar bu strateji tuttu diyebiliriz. Bunda muhtemelen oyunun dengede devam etmesi ve Galatasaray’ın maçtaki tempoyu oyunun sonlarına doğru yükseltme anlayışının etkili olduğunu düşünüyorum.
Aslında Galatasaray golü çok erken yedi ve karşılaşmayı çevirebilecek kadar zamanı vardı.
Fakat Bursaspor defansta rakibini çok dikkatli karşıladı ve net pozisyonlar üretmesine izin vermedi. Serdar Aziz ve İbrahim Öztürk bu anlamda üstlerine düşeni fazlasıyla yerine getirdi. Stephanov da oyundan çıkana kadar bıktırıcı bir savunma yaptı.
Bursaspor’un ileri hattı için çok olumlu şeyler söyleyemeyeceğiz. Maç boyunca en güzel ve doğru atağın gol olması takımın verimliliğini arttırdı ama kalitesi hala iki sene öncesiyle kıyaslanamayacak derecedeydi.
Teker teker hepsi fazlasıyla nitelikli futbolcular olmalarına karşın takım oyunu oynamada sadece bu maç için değil, genelde fazlasıyla başarısız oluyorlar.
Batalla, Sestak, Ozan İpek, Adem Koçak kaliteli ayaklar ve bu oyuncuların hepsi İstanbul takımlarında oynayabilir. Ancak bu sene Ertuğrul Sağlam ayarı bir türlü tutturamadı.
Galatasaray defansı da en az Bursaspor’unki kadar dikkatli ve başarılıydı. Belki de onların da ilk ve tek hatasının gol olması bu bakımdan ilginçti.
Semih Kaya futboluyla her geçen gün biraz daha büyüyor ve gelişiyor. Kuşkusuz o bölgede oynayan futbolcunun başarı ölçüsü Avrupa maçlarıyla değerlendirilebiliyor ve henüz çok erken. Ujfalusi ile iyi anlaşıyorlar.
Galatasaray kazandığı Samsunspor maçını da sayarsak son Eskişehirspor ve Bursaspor deplasmanlarında aksadığını, İstanbul’daki kadar iyi oynayamadığını izledik. Samsunspor maçı 2-0’dan döndü ama ilk yarı kaybedilen bir oyun oynadılar. Eskişehirspor maçının da berabere bitmesi şans oldu. Dün de kaybettiler.
Baros’suz oynanan maçlarda Elmander sanki yalnız kalıyor ve başka hiçbir oyuncu ile uyum gösteremiyor. Bu da etkili gol pozisyonu üretkenliğine yansıyor. Sercan Yıldırım bu maçta da olmadı.