Bu maçın kırılma anı 43. dakikadaki Fernandes’in atılma anı mı yoksa 47. saniyede Ekrem’in Troisi’yi kaçırdığı pozisyonun golle sonuçlanması mıydı?
Fernandes oyunda kalsaydı Beşiktaş bu maçı çevirebilir miydi?
Biraz Fernandes konuşalım…
Sezonun başında Beşiktaş’ın iki parçalı bir takım olduğunu tartışmış; Portekizlilerle diğerleri ayrımı konuşmuş ve bunu göstermiştik. Bu süreçte Beşiktaş puanlar kaybetti. Sonra bu parçalı yapıdan önce Guti gönderildi, Fernandes yedeğe alındı ama yine olmadı.
Quaresma, Simao ve Almeida’lı kadro hala kırılgandı, aksıyordu. Sonra bir takım sakatlıklar oldu ve bu üçlüden ikisi de oynamamaya başladı; Fernandes forma buldu.
Bu süreç Beşiktaş’ın futbolunun sezon içindeki en doğru sonuca ulaştığı yerdi. Fernandes sanki yeniden doğmuş veya “transfer” edilmişti.
Çünkü Fernandes bu oyuncular arasında takım oyununa en uygun futbolcuydu. Arkasına aldığı Ernst ve Necip’le iyi bir orta saha oluşturmuştu Veli ile de uyum sağlamıştı ve Simao-Quaresma’nın yapamadığını yapmıştı.
İki haftadır Simao’yu oynatmak için takım kurgusu ile oynuyor Carvalhal; yetmedi bir de Quaresma geldi taşlar en eski yerine koyuldu.
Bir de baktık ki Fernandes o en baştaki dağınık görüntüsüne bürünmüş. Sorumsuzlaşmış; gördüğü kartın geri planında tahrik vardı ama dünyanın neresinde oynarsanız oynayın bu hareketin karşılığı kırmızıdır.
Fernandes’i bozan şeyin ne olduğunu bu kısa girişin içinde olup olmadığını bilmiyoruz. Ancak şunu net olarak izleyebiliyoruz ki bu üç Portekizli’nin bir arada oynadığı maçlarda Beşiktaş istediği oyunu bir türlü kuramıyor, etkili olamıyor.
Kayserispor maça şok bir golle başladı. Bu şoku maçın tüm zamanlarına yaymasını da becerdi. Ancak daha fazlasını atamadı.
Rüştü’nün etkili oyununu izledik. Defansının yapamadığı alan daraltmayı çok iyi becerdi tecrübeli kaleci çünkü bir ara her pozisyonda Kayserisporlu futbolcularla karşı karşıya kaldı.
Beşiktaş’ın sağ kanadı çok aksadı. Ekrem önünde oynayan Troisi’yi defalarca kere kaçırdı. Ya Ekrem’le birlikte oynaması gereken Simao nerelerdeydi?
Ama Kayserispor sadece soldan gelmedi; birçok defa Beşiktaş defansını çizgide yakalayıp gol pozisyonuna girdi. Burada son vuruş becerisi ön plana çıktı.
Futbolumuzun en büyük sorunu; örneğin Furkan öyle kötü şut tercihleri yaptı ki kendisinin altyapı sürecini sorgulamak zorunda kaldık. Mesele gol vuruşu yapmak, topu ağlarla buluşturmak değildir; kale çerçevesine yakın bir bölgeye göndermeyi başarmaktır. O top bir kale boyu yukarıdan giderse futbolcunun ne yaptığını, nasıl yetiştiğini sorgulamak zorunlu hale gelir.
Kayserispor’un farkı arttırmasının önüne geçen bir başka etken santraforsuz oynamasıydı. Zaten çok önemli bir gol sorunu olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Beşiktaş’ın da kulübesinin yeterli oyunculardan kurulu olmadığını görüyoruz. Futbolcular her ne kadar kaliteli de olsa sonuç alıcı oyun oynayamıyorlar.
Ve ne tesadüftür ki transfer dönemlerinde takımların bu eksikliği daha fazla göze batıyor.
Beşiktaş liderin yenildiği hafta puan kazanamayarak bir avantaj daha kaybetti. Oysa böyle haftalarda bir puan bile olsa yaklaşmak gerekiyor.