Usulden beraat

DAMLA GÜLER

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın beraat kararına açıklık getiren mahkeme, 6222 sayılı yasanın çıkması sonrasında yeni bir tedbire başvurulmadığına dikkat çekti, usulsüz yapılan dinleme ve izleme kararlarının hüküm için kullanılamayacağını belirtti.

Kamuoyunda “şike davası” olarak anılan ve Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın da içinde bulunduğu 36 sanıkla ilgili kararını veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 288 sayfalık gerekçeleri dün açıkladı.

Aziz Yıldırım ve Olgun Peker’in de arasında olduğu tüm sanıklara örgüt ve şike suçundan beraat kararı veren mahkeme, şike delillerinin usulsüz toplandığına hükmetti ve bunların delil oluşturamayacağını belirtti. Yıldırım hakkındaki şike ve teşvik primi suçlamalarıyla ilgili bölümde mahkeme, soruşturmanın 6222 Sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine dair yasanın çıkmasından önce başladığını hatırlattı. Kararda, “Şike ve teşvik primi suça esas alınan dinleme ve izlemeler şike yasasından önce olduğundan sanıklar aleyhine kullanılamayacağı, dosya kapsamından da görüleceği üzere 6222 Sayılı Yasa gereği yeni bir tedbire başvurulmadığı, bu tarihten önce başlatılan dinleme kararlarına devam edildiği, bu nedenle mahkememizce usulsüz yapılan dosyada mevcut dinleme ve izleme kararlarının hükümde kullanılamayacağı ve esas alınmayacağı” belirtildi. Heyetin açıklaması şöyle devam etti:

“Bu nedenle şike nedeniyle yargılanmakta olan Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının şike ve teşvik primi verme suçundan cezalandırılmasını gerektirir dosyada yeterli kesin, her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığından beraatlerine karar verilmiştir.”

Hiyerarşi var ama...

Mahkeme, örgüt suçlaması hakkında da Yıldırım hakkında şu ifadeleri kullandı:

“Fenerbahçe bir spor kulübüdür, başkanı ve yöneticisi vardır. Bu başkan ve yöneticiler arasında bütün spor kulüplerinde başkanın diğer üyeler üzerinde bir ağırlığının olması onlara söz geçirmesi normaldir. Örgüt başkan ve üyelerine bakıldığında örgüt başkanı Yıldırım ve üyelerinin kulüp yöneticileri oldukları, bu haliyle zaten mevcut düzenli işleyen yasa gereği kurulan bir kulüp ve yönetimi vardır, yönetimle idaresine bakıldığında kendi işinde bir bütünlük, bir birlik ve hatta bir hiyerarşi bulunması gerekir. Bu nedenle örgütün varlığı somut olayımızda düşünülemez ve kabul edilmeyeceğinden beraat kararı verilmiştir.”

Fenerbahçe ile özdeşleşmiş

Mahkeme kararında, Aziz Yıldırım’ın 1998’den beri “Türk futbolunda 4 büyükler” arasındaki Fenerbahçe Kulübü’nün başkanlığını yürüttüğü, kulübün tüm Türkiye’de büyük bir taraftara sahip olduğu hatırlatıldı. Bu ölçüde Aziz Yıldırım’ın da Fenerbahçe Spor Kulübü ile tanınmış ve özdeşleşmiş bir kişi olduğu belirtildi.

Delil yetersiz

İddianamedeki 1 numaralı sanık olan Olgun Peker hakkındaki gerekçe açıklandı. Kararda Olgun Peker’in suç örgüt lideri Sedat Peker ile eylem ve fikir birliği içinde olduğu belirtilirken, “Sedat Peker örgütü içerisindeyken kurduğu birden fazla menajerlik şirketinde çalışanlarla bir araya gelerek bu kez kendi liderliğinde suç örgütü kurduğu” ifadeleri kullanıldı. Peker’in dosyadaki örgüt üyeleri ile bağlantılı olduğu ya da talimat verdiğinin tespit edilemediğine vurgu yapan mahkeme, yeterli delil bulunamadığı için beraat kararı verildiğini belirtti.

‘Suç sabit değil’

Beşiktaş ile İstanbul Büyükşehir Belediyespor arasında oynanan Türkiye Kupası finalinde sonucu etkilemek amacıyla şike yaptıkları iddia edilen yönetici Serdal Adalı ile teknik direktör Tayfur Havutçu’nun beraatlerinin gerekçeli kararları da dün yayınlandı.

İkisi için de aynı ifadelerin kullanıldığı kararda şu ifadeler yer aldı:

“Her ne kadar sanık SERDAL ADALI’nın/TAYFUR HAVUTÇU’nun; 11.05.2011 tarihinde oynanan Beşiktaş-İ.B.B Spor Türkiye Kupası final müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla şike yapmak suçundan dolayı cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış ise de yüklenen suçtan cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı kanıtlara ulaşılamadığı ve bu bağlamda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE,

Sanık kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık ücret tarifesince hesaplanan 3.000 TL maktu vekalet ücretinin hazineden tahsili ile sanığa verilmesine karar verilmiştir.”

TFF, kamu kurumu sayılmadı

Gerekçeli kararda sanık Haldun Şenman’ın 2011 yılında futbol menajerliği sınav sorularını almak için Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) görevlisine rüşvet verdiği iddiaları da yer aldı. Kararda, TFF’nin bir kamu kurumu olmadığı, bu nedenle özel bir şahıs olan Şenman’ın kamu görevlisi olmayan TFF çalışanına maddi menfaat temin etmesi TCK’da suç olarak düzenlenmediği belirtildi. Şenman hakkında bu nedenle beraat kararı verildiği anlatıldı.