Efes’te 3 yenilgiden sonra kazanmak ‘olmazsa olmaz’lardandı. ‘2 galibiyeti cep’te Daçka ise evde ilk galibiyet için kararlıydı. Hal böyle olunca, basketbol keyfinin tavan yaptığı bir 40 dakika yaşandı.
Efes’in sıkıntısı, özellikle kısalarda rollerin oturmaması. Granger, geçen yıl Heurtel’le paylaştığı dakikalara ortak olan yeni transfer Cotton ve rotasyona giren Doğuş arasında liderliğini tescil etmek adına yaptığı hatalarla yine göze battı. Benzer bir rol kapma savaşının Cotton’da da hissedilmesi, Efes’in yanlış tercihlerini ve verdiği kolay basketleri beraberinde getirdi. Ancak çok talihsiz bir sakatlıkla Granger’ın bu maçlık rotasyondan çıkması, Efes’te bir anda rolleri kendi kendine dağıttı. Her ne kadar müthiş mücadelesiyle takımını uyandırırken, 3 de asist yapmış olsa da Doğuş, asıl işinin savunma, diğerleri ise hücum olduğunun farkındaydı. Zaten Heurtel asistleriyle, Cotton penetreleriyle Efes’i sırtladı. Heurtel’in pas trafiğini artırması, Efes’te Thomas ile Honeycutt’ın da devreye girmesini sağladı. Yani roller oturdu, Efes kazandı.
Guard savunmasındaki yanlışlar nedeniyle Mehmet’i, iki yönlü 5 numara eksiği nedeniyle de Semih’i çok arayan Daçka’nın hatası ise ilk yarıdaki direnci, 2. devre unutması ve rakibinin guardlar üzerine yığdığı oyunu aynı şekilde oynamaya çalışmasıydı. Aslında son maçlarda önemli işler yapan Oğuz, belki maç sonunda kullanılsa, Daçka hücumları ‘koş koşa’ dönmez, hücum daha iyi kurgulanırdı ancak Blatt, tercihini maça iyi başlayan isimlerle kullandı.