Nefes kesen final serisinde birçok kişinin tahmini bu serinin 7. maça taşınacağı yönündeydi. Çünkü iki takımın da sezon boyunca sergiledikleri inanılmaz performans ve asla pes etmeyecek yapıları bunu işaret etmişti. Final öncesinde Fenerbahçe’de yaşanan sakatlıklar, Efes’te zaten rotasyonun az oyuncu üzerine kurulu oluşu bile iki takımın mücadelesini hiç düşürmedi. Dün sahaya çıkarken 80 maçın üzerinde oynamıştı iki takımın da ama oyuncuların yüzlerindeki görüntü hiç de öyle değildi. Fenerbahçe adına sahanın en yaşlısı olan Ali Muhammed’in parkeye yansıttığı hırs, takımını da sürekli motivasyon olarak hep yukarıda tutmayı bildi. Geçen maç son çeyrekte 7 üç sayı isabeti bulmuştu ama fark 22’ye çıktıktan sonra bunu başarmıştı Fenerbahçe ve bu işe yaramamıştı. Bu maçta da aynı sayıya ulaştı son çeyrekte, bu kez maçı koparıp aldı. Bu isabetlerin 3 tanesinin de Guduric’ten gelmesi, Sırp oyuncunun son 10 dakikaya 13 sayı sığdırarak serinin en iyi performansını göstermesi, Fenerbahçe’nin en önemli açığını da giderdi. Melih ile Melli’nin de ona eşlik etmesiyle yakalanan müthiş seri ve son çeyrekte bulunan 30 sayı, Fenerbahçe’yi galibiyete taşımaya yetti.
Efes ilk yarıda Buğrahan’ın 3, 2. yarıda Simon’un art arda bulduğu 2 üçlükle hep geri dönmeye çalıştı, zaman zaman bunu da başardı ama kritik isimlerinin erken faul problemine girişiyle düzenden çıktı. Dunston insanüstü bir gayretle mücadele ediyor ve neredeyse tüm maçlarda sahada kalıyor. Ancak dün yine tepeye çıktığı yardımlarda dönüşünün gecikmesi ve Fenerbahçe’nin bu ikili oyunların kaymağını fazlasıyla yemesi, onun da enerjisinin azaldığını gösterdi. Bu açığı gören ve Ahmet’i kenardan oyuna dahil edip, uzun süre çift uzunla oynayan Obradovic, Efes’i yardıma zorlayarak, dışarıdaki isimlerin daha uygun pozisyonlar bulmasını da sağladı.
Sonuçta da iki takım için de kader, dışarıdan atılacak şutlardaki isabetlere kaldı. Efes’in bu alanda en güvendiği eller Micic, Larkin ve Moerman’dan 18’te 3 üç sayı katkısının gelişi de maçı ev sahibine kazandırdı.
Fenerbahçe’nin, tamam ya da devam maçında, enerji olarak bir adım daha önde olması belki beklenebilirdi ama özellikle tecrübeli isimlerin bu mücadeleleri takdire değerdi. Efes ise hem takımın liderlerinden istediği katkıyı alamaması, hem de ortamın gerildiği anlarda sakin kalamamasının sıkıntısını yaşadı. Tabii ki herkes, nefes kesen seride son maçı beklemeye başladı. Böyle bir finale de 7. maç yakışırdı. Şimdi yaşanan tatsızlıkları, gerginlikleri, sıkıntıları bir yana bırakarak, basketbolseverleri mest eden saha içine odaklanıp, son maçın tadını çıkarmalı.