Pınar Karşıyaka’nın mutheşem bir sezon geçirerek finale kadar gelmesini sağlayan etken agresifliğiydi; Efes’in rakibine agresiflik konusunda ne ölçüde yanıt vereceği bu serinin kilidi.
Dün tam istediği gibi başladı maça Karşıyaka, hatta beklediğinden de iyi. 16 dakikadaki 15’te 9 üç sayı isabeti rüya gibi! Agresiflik Efes’in topu içeriye yeterince sokmasını da önlüyordu ve bu düzende fark 13’e çıktı. Ama Ivkovic, rakibe aynı agresiflikle yanıt verecek beşi, 2. çeyreğin ortasında 4 kısaya dönerek buldu, bu düzende gelen 10-0’lık seri Efes’i ayakta tuttu.
Ancak Efes’in kazanması için sadece tempoyu eşlik etmesi yetmeyecekti, kağıt üzerindeki pota altı üstünlüğünü sahaya da yansıtması gerekliydi. Boyalı alanı da Krstic devreye soktu. Karşıyaka kadar olamasa da, kapanan savunmaya karşı ceza üçlükleri de gelince, kontrol Efes’in oldu.
Ancak öyle inatçı bir takım ki Karşıyaka, hiç geri adım atmadı, hep küllerinden doğmayı başardı. Fenerbahçe serisinden çıkan, sorumluluğu 3-4 oyuncunun sırtına yükleme zorunluluğu bulunan İzmir ekibinin böyle bir enerji göstermesi ne kadar inandıklarının göstergesi. Uzatmada bile 6 sayı geriye düşen bir takımın ayağa kalkışı başka neyle açıklanabilir ki! Son bölümdeki hakem kararları yine çok tartışılır ama Karşıyaka’nın bir destan daha yazması için sadece final dakikalarındaki faulleri sokması yeterliydi!
Dün kazanan Efes’ti, çünkü atarak kazanmanın çok zor olduğu bir takıma karşı 1 ve 5 numaradan istediği skor katkısını elde etti, cezaları kesti. Ancak bu serinin devamının çok renkli geçeceği de, gün gibi...