Yarım kalan hesap diyerek belki geçen yıl ertelenen zaferi söylüyoruz ama bu hesap çok önceden açılmıştı. 45 yıldır basketbola yapılan yatırımın ilk karşılığı 1996 yılında Koraç Kupası’nda alınmıştı. Ardından çok badireler yaşadı kulüp, belki de hiç hak etmediği şeylerle karşılaştı. Ancak en büyük teşekkürü Tuncay Özilhan’a göndermek lazım, birçok kişi kızıp çekilirdi belki bu sevdadan ama o Efes markasını Avrupa’nın en büyüğü yapmaya kararlıydı.
İlk kupanın mimarlarındandı Ergin Ataman, efsane Aydın Örs’ün yanındaydı, 25 yıl sonra en büyük kupa da ona nasip oldu, bu kez coach olarak, doğduğu-büyüdüğü camiaya unutulmayacak bir zafer daha yaşattı. Yani yarıda kalan hesap kapandı diyoruz ama bence bu 45 yılın en büyük hakkıydı bu şampiyonluk, o yüzden Efes’e çok ama çok yakıştı.
Maç bittikten sonra tribüne meşhur yumruk şovunu yaparken, ‘İnandık, inandık’ diye bağırıyordu Ergin hoca... Sadece o değil, oyuncularını da inandırmıştı Türk Basketbolu’nun yetiştirdiği en büyük antrenörlerden Ataman.
Çok da iyi hazırlamıştı takımını, rakibin savunmasına karşı herkes gereken hamleyi yaptı. Uzunlarla durdurulmaları planlanan Micic-Larkin ikilisi, potaya yaptıkları ataklarla Barcelona’yı çaresiz bıraktı. Micic neden MVP olduıunu bir kez daha gösterdi dün. Yine sahanın yıldızıydı ama 4 faule ulaştıktan sonra kenara geldiğinde skor eşitlenince hocası biraz da risk alarak onu sahaya attığında krizden çıkaran üçlüğünün Barça için yıkıcı etkisi her şeyden fazlaydı.
Bir MVP de Sertaç Şanlı’ydı hepimiz için. Yine maça mükemmel başladı, faul problemi belki onun hızını kesti ama en kritik anlarda yine sahadaydı, yine aslanlar gibi görevini yaptı.
Kenardan gelip ribaunt sıkıntısını çözen Moerman, rakibin gömülen savunmasını şutlarıyla açan Pleiss, ‘iş sertleşecekse ben de buradayım’ diyen Dunston, bu takımın her zaman ilk opsiyonu Larkin, Beaubois, Simon, Singleton, Dunston, Pleiss, Anderson, Buğrahan, Tolga, Yiğitcan, Erten... Ve tabii ki bu takımın kaptanı, abisi Doğuş...
Hepsine helal olsun, herkes aldığı her saniyenin karşılığını vermeyi başardı.
Teşekkürler her engeli aşan Alper Yılmaz, Özgür Alyüz... Tebrikler Ergin Ataman, teşekkürler gecesini gündüzüne katan yardımcıları, sağlıkçıları, fizyoterapisti, masörü, kondisyoneri, diyetisyeni, malzemecisi... Unuttuğumuz varsa affetsin, yani tüm emekçileri... Bize yaşattığınız günün öyle büyük ki... Bu gece uyuyamayacağız muhtemelen, çünkü yıllardır hayal edilen o kupanın Doğuş’un ellerinde hacaya kalkışı, gözümüzün önünden gitmez ki.