12.06.2014 - 11:38 | Son Güncellenme:
İSTANBUL (AA)
Beşiktaş Kulübü Basketbol Genel Direktörü Yiğiter Uluğ, yeni sezonda Beşiktaş'ın büyüklüğünden ödün vermeden mücadele edeceklerini söyledi.
Uluğ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kulüp olarak feda dönemi yaşadıklarını, çalışan herkesin de harcanan paranın her kuruşunun hesabını tutmak ve vermek durumunda olduğunu belirterek, "Ekonomik işler çıkarmak önemli ama Beşiktaş'ın büyüklüğünden ve geleneklerinden ödün vermemek durumundayız. Başarıyı kovalayacağız. Bunu, rakiplerimizin üçte biri, dörtte biri oranında bütçeyle yapacağız" dedi.
İşlerinin kolay olmadığına dikkati çeken siyah-beyazlı idareci, "Ama bir taraftan bakıldığında büyük bir iddia var. Böyle yaptığınızda işin anlamı büyüyor. Geçen sezon başarılı olan takımın çizgisini bir sonraki burca dikmeye çalışacağız" diye konuştu.
Beşiktaş'ın çok büyük bir kulüp olduğunu vurgulayan Yiğiter Uluğ, "Biz de sezona başlarken herkesin gönlünde yatan şampiyonluk için mücadele edeceğiz ama Beşiktaş'ın 1967'den beri iki şampiyonluğu var. Son 10 senede hep tepede yer almış, final oynamış ve kupa kazanmış. Avrupa kupalarında bir yerde olmuş. Bizim ilk sıraya yazacağımız görev bu istikrar tablosunu korumak olacak" değerlendirmesinde bulundu.
"Alacağımız sonuçlarla haber olmak istiyoruz"
Profesyonel bir yapıda paranın önemli olduğunu vurgulayan Yiğiter Uluğ, şunları söyledi: "Parasız takım kurma şansınız yok ama paranın hangi akılla kullanıldığı önem kazanıyor. Olympiakos ve Maccabi Electra daha büyük bütçelerle istedikleri yere gelememiş takımlardı. Daha az parayla, doğru kimyayı yakalayarak şampiyon oldular. Biz de bu çizgide anılacak kulüplerden biriyiz. Transfer zamanlarındaki bol sıfırlı kontratlarıyla etrafa para saçan takım olarak haber olan değil, play-off zamanı geldiğinde kazandığı maçların sonuçlarıyla haber olan bir takım yaratmak istiyoruz. Feda döneminin şans olduğunu düşünüyorum. Bütçelerin daraldığı, sıkıntılardan çözüm üretmek zorunda olduğunuz günlerde daha akılcı adımlar atıyorsunuz. Paranın değerini bilerek kontratlar yapıyorsunuz."
Siyah-beyazlı kulüple iki yıllık sözleşme yapan basketbol direktörü Uluğ, takımın son yıllarda ULEB Avrupa Kupası'nda mücadele verdiğini, kendilerinin ekibi THY Avrupa Ligi seviyesine taşımak istediklerini ve bunun için şampiyon olmayı veya final oynamayı amaçladıklarını dile getirdi.
Transfer konusu
Takımın başarılı bir sezon geçirmesinin bedelini yaşadıklarını kaydeden Yiğiter Uluğ, özellikle iç transferde çok terleyecekleri bir dönem olacağını söyledi.
İyi sezon geçiren oyunculara taliplerin arttığını anlatan Uluğ, "Sizde çok büyük paralar olmadığı için onlar da daha iyi sözleşmelere yaklaşmak durumunda oluyorlar. Bütün oyuncularımıza teklifler olduğunu biliyoruz. Oyuncularımızla geçen yılki şartlarda devam etmenin kolay olmadığını da biliyoruz. Bizi hayli terletecek yaz aylarını yaşayacağımızı ilk günden öğrendik" ifadelerini kullandı.
Bunun en çarpıcı örneğinin Christopher Lofton olduğunu vurgulayan siyah-beyazlı idareci, "Kontrat süresini ve ücretini artırmak istedik. Sezon içinde imzalamaya yakındık ama play-off'ta iyi oynaması nedeniyle dışarıdan gelen teklifler, aklının karışmasına neden oldu. Kendisi zeki bir adam. Beşiktaş'ın farkını anlayacaktır ve yine bizde devam etmek için imzasını atacaktır diye düşünüyorum" şeklinde görüş belirtti.
Lofton gibi Doron Perkins, Mehmet Yağmur, Bradley Buckman ve Tomislav Ruzic'e de teklifler olduğunu anlatan Uluğ, "Kontratı devam eden Muratcan Güler, Ryan Broekhoff, Doğukan Şanlı ve Kartal Özmızrak var. Doğukan ve Kartal'ın önümüzdeki sezon biraz daha ön plana çıkarak sorumluluk almalarını bekliyoruz. Dış transferde şu ana dek Caner Erdeniz ile anlaştık" diye konuştu.
"Yabancı oyuncu konusunu bekliyoruz"
Dış transferde özellikle yabancı oyuncu konusunda ellerinde çok uzun bir liste bulunduğunu belirten Uluğ, federasyonun yabancı oyuncu sayısı konusundaki kararına göre hareket etmeye çalıştıklarını ifade etti.
Bunun yanında NBA'deki seçmelerin de durumu belirleyeceğini anlatan Yiğiter Uluğ, şunları söyledi: "Benim şu ana kadar takım şablonu konusunda bir bilgi verebilmem gerekiyordu ama kulüpler olarak hala önümüzdeki yıl kaç yabancıyla sahaya çıkabileceğimizi net olarak bilmiyoruz. İlk olarak 5+0 açıklaması geldi. Ama kulüplerin çoğunluğunun altı yabancı isteği var. Tabii transfer haberlerinde Engin Atsür, Kerem Tunçeri ve Barış Ermiş'in isimleri de sıralanıyor. Her takım bu sıralamayı yapıyordur. Kimseyle sözleşme imzalamadık. Şartlar olursa birlikte çalışmak istediğimizi çeşitli oyunculara ilettik."
"Artık NBA bizden transfer yapacak"
Geçmiş sezonlarda Beşiktaş'ın NBA'deki oyunculara ilgisinin hatırlatılması üzerine Uluğ, "Artık NBA bizden transfer yapacak" dedi. Beşiktaş'ın NBA'den transfer yaptığı dönemlerde çok parasının olduğunu vurgulayan Yiğiter Uluğ, "Kaynakların şimdi daha dikkatli kullanıldığı, paradan çok akılla sonuç almaya çalıştığımız bir dönemden geçiyoruz. Beşiktaş, geçmişte gidip NBA yıldızlarına teklif yapıyordu. NBA'i oyuncu havuzu gibi görüyordu. Ancak bu dönem daha değişik olacak. NBA, Beşiktaş'ı izleyerek, buradaki oyunculara teklif yapacak. NBA'in gözden kaçırdığı çok yetenekli, gelecekte mutlaka bu organizasyonun çeşitli takımlarında görebileceğimiz yıldız adaylarıyla transfer listesi yapıyoruz. Biz NBA'den oyuncu almayacağız, NBA bizden alacak. Bu oyuncuların içinde yerli basketbolcuların da olması en büyük dileğimiz."
"Yerli oyuncu havuzu çok geniş değil"
Kulüplerin yabancı oyuncu sayısının artmasını istemesiyle ilgili soruyu yanıtlayan Yiğiter Uluğ, yerli oyuncu havuzunun çok geniş olmadığını dile getirdi.
"Türk oyuncuların pahalı olduğunu söylediğimiz zaman, sanki yöneticiler olarak onların para kazanmasına karşı çıkıyormuşuz gibi algı oluşuyor. Profesyonel insanlar dünyanın her yerinde hak ettiğini almalıdır" diyen Uluğ, "Hemen hemen her kulübün gideri gelirinden fazla. Türkiye'de maalesef yerli oyuncu kaynağı, yerli oyuncu havuzu çok geniş değil. Bir takımın kaderini belirleyecek yerli oyuncu saydığımız zaman, herkes aynı isimleri söylüyor. Arz talep dengesi müthiş bozulmuş durumda. Paranın büyük bir kısmı yerli oyuncuların ceplerine giriyor. Kaç dakika oynarlarsa oynasınlar kulüplerinden çok iyi para kazanıyorlar" ifadelerini kullandı.
Şu an Rusya, Almanya, İtalya ve İspanya liglerinde oynayan Türk oyuncunun olmadığını kaydeden Yiğiter Uluğ, şunları söyledi: "Hiçbiri oraya gitmek istemiyor. Türkiye'de ikinci lige gidiyor, Almanya liginde oynamıyor. İç pazarda kolay para oluştu. Bu para maalesef Türk oyuncuları tembelliğe itti. Bunu hepsi için demiyorum. Ama genelde Türk oyuncuların kendilerini geliştirme konusunda hiçbir şey yapmadığını, buna rağmen bir sonraki sezon daha iyi kontratla devam ettiğini görüyoruz. Bu hem ligin hem de kulüplerin batışı anlamına geliyor. Türk basketbolunun geleceği için farklı düzenlemelere ihtiyaç var. Türk oyuncular istedikleri paraları alamadıklarını düşünüyorlarsa, dünyada bütün kapılar açık. İstedikleri parayı veren kulüpleri bulabilirler. Ama bunu kimse yapmıyor. Bu da bizim ne kadar büyük bir açmazın içinde olduğumuzun göstergesi. O kadar zengin ülke değiliz. Sonsuz kaynaklara sahip değiliz."
Obradovic ve Ivkovic'in gelişi
Yiğiter Uluğ, Avrupa'nın ünlü çalıştırıcıları Zeljko Obradovic ve Dusan Ivkovic'in Türkiye'ye gelişinin ayrı motivasyon kaynağı olduğunu ifade etti.
İki isimle aynı ligde yer almanın gurur verici olduğunu anlatan Uluğ, "Genç oyunculara çok şey öğreteceklerine inanıyorum. Ama bunun bir moda haline gelip de herkesin dışarıdan çözüm üretmesini, Obrdaovic ve Ivkovic gibi isimlerin peşinden adını ilk defa duyduğumuz başka yabancı hocalara talep olması da sıkıntı olur. Ülkemiz iyi antrenörler yetiştirmiş bir ülke" diye konuştu.
"Ataman, fırtına yaratan bir hoca"
Uluğ, A Milli Erkek Basketbol Takımı'nın başına getirilen Galatasaray Liv Hospital'ın başantrenörü Ergin Ataman'ın gittiği takımlarda fırtına yaratan bir isim olduğunu söyledi. Siyah-beyazlı kulübün idarecisi, bu örneği Beşiktaş ile çalıştığı dönemde de gördüklerini hatırlatarak, sözlerini şöyle tamamladı: "Bulunduğu camiayı bütün doğru düğmelere basarak müthiş motivasyonla ayağa kaldıran, kaldırmakla kalmayıp hamle yaptıran ve insanları peşine takarak bunu başarabilen bir isim. Lider bir karakter. Onu sadece basketbol koçu olarak görmeyelim. Her gittiği yerde yaptığı şey, camiadaki tüm fertleri başarıya inandırabilmesi. Ataman bir fırtına yaratabiliyor. Dilerim milli takımda da bu olur. Türk basketbolunun buna çok ihtiyacı var. Milli takım antrenörlüğünün zaten antrenörlükten ziyade, liderlik pozisyonu olduğunu düşünüyorum. Önemli olan tüm kamuoyunu arkasına alıp, oluşturduğu gücü büyütebilmektir. Milyonları harekete geçirmek çok önemli. Tanjevic ne kadar iyi antrenör olursa olsun, bu faktörü ıskalamıştık."