06.03.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
ONUR DİNÇER
Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin spor dünyasına da büyük etkileri oldu. Ukrayna özelinde ligler ertelendi, maçlar iptal edildi, ülkede forma giyen pek çok sporcu bulundukları yerleri sınır ötesi şekilde değiştirdi. Söz konusu iki ülkenin durumları uluslararası düzlemde de spor dünyasına etkilerde bulundu.
Ukrayna’daki bir futbol kulübü içinse savaş yeni başlamadı. Onlar zaten yıllardır ağır çatışmaların ortasında bir varlık mücadelesi veriyordu. Bu ekip, Ukrayna futbolunun son 10 yılına damga vuran en başarılı takımı Shakhtar Donetsk’ten başkası değil.
Donetsk bölgesinde çatışmalar bundan sekiz yıl önce başlamıştı. Ayrılıkçılar ile devlet arasındaki gerilim, yapılan ateşkese rağmen de sürdü, çatışma bölgedeki günlük hayatın olağan bir parçası haline geldi.
Shakhtar Donetsk’in (normalde) evi olan Donbas Arena son derece modern bir stadyum... Bir Türk firması tarafından inşa edilen 52 bin kişi kapasiteli futbol mabedi, 2009’da kapılarını açtı. Ancak bunun beş yıl sonrasında, çatışmalar nedeniyle bu kez kapılarını kapamak zorunda kaldı.
Yükselen çatısı ve uçan daireye benzeyen görünümü ile dikkatleri çeken Donbas Arena, Amerikalı ünlü şarkıcı Beyonce’nin konser verdiği görkemli bir törenle kapılarını açmıştı.
Shakhtar’ın birçok Şampiyonlar Ligi maçının yanında Polonya ve Ukrayna’nın ortak düzenledikleri 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda bazı maçlar da burada oynandı.
İngiltere-Fransa, Ukrayna-İngiltere gibi grup karşılaşmalarının yanı sıra; İspanya-Fransa çeyrek finali ile İspanya-Portekiz yarı final mücadelesine de ev sahipliği yaptı Donbas Arena...
Birçok dünya yıldızının top koşturduğu futbol mabedi, 2014’te bir kısmının harap olmasına neden olan bombalamaların ardından kapılarını kapadı. Ukrayna’da inşa edilen stadyum ise, bugün itibariyle ayrılıkçıların bağımsızlık ilan ettiği bölgenin içerisinde kalmış durumda...
Antrenörleri mermilerin hedefi
Shakhtar Donetsk, Rusya’nın askeri müdahalesinin ardından can kaybı da verdi. Kulübün altyapısında görev yapan bir antrenörün kurşunların hedefi olarak hayata gözlerini yumduğu, Shakhtar Başkanı Palkin tarafından duyuruldu.
‘En büyük zafer bağımsızlık’
Ülkesinin Avrupa kupalarındaki en başarılı takımı olan Shakhtar Donetsk’te yabancı futbolcular, son haftalardaki gerilimin ardından ülkeyi terk etti.
Kulüp çalışanları, teknik ekipten isimler ve bazı oyuncuların ülkede sığınaklarda olduğunu söyleyen Shakhtar Donetsk Başkanı Sergei Palkin, “UEFA’yı ve milyonlarca futbol sevdalısını Ukrayna’ya mümkün olduğunca çok destek olmaya çağırıyorum. Hep birlikte başarılı olacağımıza inanıyorum. Shakhtar’da pek çok parlak anılarım oldu. Ancak bana öyle geliyor ki; hayatımın en büyük zaferi Ukrayna’nın bağımsızlık mücadelesini kazanmak olacak” dedi.
Shakhtar efsanesi
Ukrayna bağımsızlığını ilan ettikten sonraki dönemde, özellikle de Avrupa kupalarında ülkenin en başarılı ekibi hiç şüphesiz Shakhtar Donetsk’tir.
Galatasaray isminin bir dönem Avrupa ekiplerini ürkütmesine benzer bir etkiyi, bu coğrafyadaki dev kulüpler üzerinde uzun yıllar sürdüren Shakhtar, 2000’li yıllardaki 13 lig şampiyonluğu, 13 Ukrayna Kupası zaferi ve Kadıköy’de kaldırdığı UEFA kupasıyla efsane bir takıma dönüştü.
Donbas bölgesinde ayrılıkçı gruplarla devlet arasında çatışmaların başlamasının ardından bile hız kesmeyen ekip, farklı statları evi yapmaya, 1000 kilometre ötede bir yerde ev sahibi olarak maçlara çıkmaya başlamasına rağmen başarılarını sürdürmeyi başardı.
Lucescu’ya huzur yok
Donetsk’in başında bulunduğu dönemde müthiş bir direnişe imza atan Mircea Lucescu, Türkiye dönüşünde bu kez Dinamo Kiev’i tercih etmişti. Ancak Shakhtar’daki dönemindeki bölgesel çatışmalar, bu kez savaşa dönüştü.
Shakhtar Donetsk gibi onların eski teknik direktörü Mircea Lucescu da, benzer bir dramı paylaştı, Shakhtar’dan ayrılığı da onu olayların dışında tutmadı.
Teknik adamlığı döneminde turuncu-siyahlılara sekiz lig şampiyonluğu ve bir de UEFA kupası kazandıran Rumen teknik adamın olaylar nedeniyle takımından ayrılacağı düşüncesi bulunsa da, deneyimli hoca her seferinde buna direnerek takımındaki kalış süresini uzattı.
Ancak sonunda o da bir yere kadar dayanacaktı. Kısa bir Zenit macerasının ardından Türkiye Milli Takımı’nın da başına geçen Luce, daha sonra sevilip sayıldığı Ukrayna’ya tekrar döndü, bu kez Dinamo Kiev’in başına geçti.
Başkentte karşılaştığı manzara ise bir öncekinden de kötü oldu. Shakhtar’da bölgesel çatışmaların mağduru olunurken, bu kez tanklar Kiev’e kadar dayanmış, çatışmalar ülkenin belli bir hattındaki huzursuzluk olmaktan çıkarak, tüm satha yayılmıştı. Lucescu bu kez maçlarını oynayacağı stadı değiştirmiyor, can havliyle önce kendini Moldova sınırına atıp, oradan canhıraş ülkeyi terk ediyordu.
Sınırda gördükleri ise kendisinin deyimiyle ‘savaşın gerçek dramı’ ve ‘korkunç sahneler’ olarak hafızasında yer edindi.
Everton ve Man City, Ukrayna’ya desteklerini gösteriyor