A Milli Basketbol Takımı’nın tecrübeli isimlerinden birisi olan Doğuş Balbay, Bormio kampının kendileri için en önemli kamp olduğunu dile getirdi. Balbay, “Birbirimizi hem saha içinde, hem de saha dışında daha yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Herkes bunun bilincinde. Gayet güzel gidiyoruz. Çok verimli geçiyor çalışmalarımız. Hırs ve özveri en üst seviyede. Genç bir jenerasyon ile yola çıktık. Ancak tecrübeli isimler de var kadroda. İyi bir sinerji yakalayabilirsek, Ufuk Sarıca ve ekibinin de benchten getireceği sinerji ile iyi işler yapabileceğimizi düşünüyorum” dedi.
Türk oyuncuların ligde fazla oynamıyor oluşları nedeniyle kamuoyundan zaman zaman olumsuz yorumlar yapıldığını hatırlattığımız yıldız oyuncu şöyle devam etti:
“O dezavantajımız var. Bireysel olarak aramızda süre alan oyuncular da bulunuyor ama takımın genelinde böyle bir sıkıntı yaşandı. Belki bu oyunumuza da yansıyacaktır. Tabi ki bu tür olumsuz konuşmalar bizi negatif etkiliyor ama onlara kulaklarımızı tıkamak zorundayız.
Daha iyi olacak
Maalesef ligimizdeki durumumuz bu, kural bu. Biz de Türk oyuncular olarak oynamaya o rekabete girmeye hazırız ama istediğimiz süreleri alamıyoruz. Ama bizim yapmamız gereken çalışmayı bırakmadan özveriyle mücadeleye devam etmek. Daha ileriye gitmeliyiz ki bunların üstesinden gelip forma şansı bulabilelim.”
Coach Ufuk Sarıca’nın sisteminde agresif savunma yapan isimlerin önem kazandığını, bu durumda kendisinin öne çıkma şansının olup olmadığını sorduğumuz Doğuş, “Evet, Sarıca Karşıyaka döneminde de Beşiktaş döneminde de bu tür baskılı savunmalara çok önem veren bir coach. Bunu da milli takıma uygulatmaya çalışıyor. Bu sistemde ben de çok fazla katkı verebileceğimi düşünüyorum. Her maçta çıkıp 70-75 atamayabiliriz ama kesinlikle müdafamızla kazanacağız maçları. Umarım ben de önemli rol oynarım bu galibiyetlerde” ifadelerini kullandı.
Son dönemde hücumda daha aktif olmaya başladığını, potaya gidişlerinin arttığını ve antrenmanlarda da daha yüzdeli şut attığını gördüğümüz tecrübeli oyuncu, “Açıkcası eskiye göre daha özgüvenli oynuyorum. Nerede ne yapacağımı daha iyi bilip, daha doğru kararlar verebiliyorum. Önceki yıllarda, üniversitede oynadığım dönemde bu role hiç soyunmamıştım ama profesyonellikle birlikte nerede ne yapacağımı daha iyi kestirebiliyorum. Efes’te de sürem arttıkça hücumdaki becerilerimi ortaya koymaya çalışıyorum. Antrenman öncesi ve sonrası gerçekten çok çalışıyorum. Önemli olan antrenmanlarda yaptıklarımı maçlara da yansıtmak, bunun için de her gün daha fazla çalışıp başarılı olacağım” şeklinde konuştu.
Ev büyük avantaj
Avrupa Şampiyonası için şu anda bir hedef belirlemenin çok güç olduğunu da vurgulayan Doğuş Balbay, “Yeni bir ekibimiz, yeni bir antrenör ve genç jenerasyonla sahaya çıkacağız. Ama şu ana kadar da evimizde oynadığımız iki turnuvada finali görmüş bir milli takımımız var. Bu nedenle öncelikle
çeyrek finale gelip, ardından önümüzü görmek daha gerçekçi olacaktır. İlk tur maçları çok büyük önem taşıyor. En iyi neticeyi alıp çeyrek final maçına avantajlı çıkmak istiyoruz” dedi.
Sorumluluğu alacağız
‘Kafa olarak çok hazırım. Artık sorumluluk almak zorundayım. Gençlere hemen o sorumluluğu yüklemek doğru olmaz. Coachun belirlediği sistemde benim rolüm neyse yapacağım. Genelde Türk oyuncular 30’a yaklaşınca patlıyor. Ben de 28 yaşındayım ve artık zamanı geldi diye düşünüyorum.’
Smaçlar hazır
‘Seyirciyle oynamayı çok seven bir oyuncuyum. Euroleague maçlarında bu zevki alabiliyorum. Maalesef Türkiye ligi maçlarında ilgi biraz daha az oluyor ama konu milli takıma gelince biliyorum Türk basketbolseverlerin ne kadar içten bu maçları takip edeceğini. İnşallah fırsat gelir ve seyirciyi ateşleyecek, coşturacak hareketleri yaparız.’
‘Olympiakos’a elenmek bizi çok yıprattı’“Euroleague’de bu sezon birbirinden önemli galibiyetler aldık. Yunan ekibi karşısında 2-1 öndeyken kaybedince, sezonun sonu orada geldi”
Anadolu Efes’teki sıkıntı ne? Bu sezon çok yaklaşmıştınız Final Four’a ama yine olmadı...
Perasovic’e kolay uyum sağladık. Euroleague’e çok iyi başlayamasak da zamanla iyi bir takım haline gelip kritik galibiyetler aldık. Zevkli basketbol oynuyor, izleyenlere de göze hoş gelen
oyun izletiyorduk. Deplasmanda aldığımız Maccabi, Kızılyıldız, Zalgiris ve evimizdeki Fenerbahçe galibiyetleri çok önemliydi. Ancak Olimpiakos serisinde 2-1 öndeyken kaybetmek çok yıprattı. Oradan turu verince sezonun sonu geldi diyebilirim. Türkiye Ligi de önemli bir hedefti ama Olimpiakos serisinden sonra mental olarak düşünce toparlanamadık.
‘NBA’e gönderiyorum!’
O takımdan iki genç isim Furkan ve Cedi NBA’e gidiyor. ABD’de okuyan, orayı çok iyi bilen birisi olarak ne söylersin?
Benim ilginç bir geleneğim var. Texas’ta da benimle birlikte olan isimler iki sene sonra NBA’e gidiyordu. Cory Joseph, Tristan Thompson, Joe Hamilton gibi birçok isimle beraber oynadıktan sonra onları NBA’e yollamıştım. Bu geleneği Furkan ve Cedi ile birlikte sürdürdüm. Oranın spora bakışını, ne kadar profesyonel bir ortama gideceklerini çok iyi biliyorum. Son senelerde çok bahsediyordum oraya gittiğinizde şöyle şöyle olacak diye. İkisinin de çok fazla hak ettiğini düşünüyorum, çok çalışkan ve sporcu kişilikleri üst düzeyde insanlar. Bence kesinlikle başarılı olacaklardır ama biraz zaman vermek lazım. Benim kaptanlığını da yaptığım takımdan böyle iki oyuncunun yetişmiş olması ve NBA’e gitmeleri onur verici.
O zaman NBA’i hayal eden gençler, senin olduğun takıma mı gelmeli?
Gelsinler, benimle iki yıl oynasınlar, kesin giderler. Her sene minumum bir oyuncu yolluyorum, geçen sene Saric gitti, bu sene Paul de imzaladı.