Türkiye HaberleriTürkiye'nin 1996 ile başlayan Avrupa Şampiyonası macerası!

Türkiye'nin 1996 ile başlayan Avrupa Şampiyonası macerası!

13.06.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:

Avrupa Futbol Şampiyonası'na uzun yıllar uzaktan bakan Türkiye, 1996 yılında İngiltere ile yapılan finallerle siftah yaptı. 2008'de Fatih Terim önderliğinde gerçekleşen yarı final ise ay-yıldızlıların tarihine ayrı bir gurur tablosu olarak katıldı

Türkiyenin 1996 ile başlayan Avrupa Şampiyonası macerası

1996-İNGİLTERE
İngiltere'deki finallerde takım sayısı 8’den 16’ya çıkıyordu. Grup ikincilerine de şans doğuyordu. Fatih Terim yönetimindeki Milliler için en büyük engel, grup kuralarında en alttaki torbada olmaktı.
Macaristan deplasmanında 2-0’dan geri gelerek alınan 2-2’lik beraberlik ve ardından gelen 5-0’lık İzlanda galibiyetiyle umutlandık. İsviçre’ye evimizde 2-1 kaybedince karamsarlığa kapıldık. Ama devamında arkamıza bakmadık. Dünya üçüncüsü İsveç’i 2-1 yendik. Ardından İsviçre deplasmanından da aynı sonuçla galibiyet çıkardık. Macaristan zaferi ve İzlanda ile İsveç deplasmanlarından gelen beraberliklerle tarihte ilk kez finallerde bulduk kendimizi.

turnuvadaki ilk maçımız Hırvatistan önündeydi. Son dakikada Vlaoviç’i düşürmeyen Alpay, Fair Play ödülü aldı ama maçı 1-0 kaybettik. Portekiz önünde de Couto’nun golüne engel olamadık. Son maçımızda da Danimarka’ya 3-0 kaybettik ve ilk turnuvamızdan gol atamadan geri döndük.
Euro 96’da İngiltere ile Almanya arasındaki yarı final 1-1 bitti ve penaltılara kaldı. Southgate’in kaçırdığı penaltı, Almanları finale taşıdı. Çekler de Fransa’yı penaltılarla geçip rakip oldu Almanya’ya.
Finalde Çek Cumhuriyeti, 59’da Berger’in penaltısıyla öne geçti. 73’te beraberlik golünü atan Bierhoff, uzatmanın 6’ncı dakikasında Altın Gol’ü atarak kupayı Almanya’ya getirdi.

2000-HOLLANDA/BELÇİKA
Avrupa şampiyonası yolunda hocamız Mustafa Denizli’ydi. 3-0’lık Kuzey İrlanda galibiyetinin ardından 1-0 ile tarihi Almanya zaferi geldi. Ancak evdeki 3-1’lik Finlandiya yenilgisi keyifleri bozdu. Moldova’yı 2-0 ile geçtik. Kritik maçta Finlandiya’yı deplasmanda 4-2 yenip rövanşı aldık. Kuzey İrlanda önünde Belfast’ta 3-0 kazandık. Sergen’in müthiş oynadığı 0-0’lık Almanya beraberliği ile grup ikincisi olduk ve play-off’a kaldık.
Play-off’ta rakip İrlanda’ydı. Deplasmanda 1-1, evimizde 0-0 berabere kalıp Hollanda-Belçika vizesi aldık. Akıllarda en çok kalan da, Denizli’nin, “İçimizdeki İrlandalılar” sözleri oldu.
Finallere İtalya maçıyla başladık. Okan Buruk’un beraberlik golü yeterli olmadı ve 2-1 kaybettik. Ardından İsveç ile sıkıcı bir 0-0 oynadık. Son maçta rakip ev sahiplerinden Belçika’ydı. Hakan’ın 2 golüyle kazanıp kendimizi çeyrek finalde bulduk.
Portekiz önünde 30’uncu dakikada Alpay, kırmızı kart gördü. 1-0 yenik durumdayken Arif penaltı kaçırdı. 2-0 kaybedip turnuvaya veda ettik.
Yarı finalde İtalya-Hollanda maçında Portakallar 90 dakikada 2, seri penaltılarda da 3 penaltı kaçırınca kaybettiler. İtalya’nın finaldeki rakibi 117. dakikada Zidane’ın attığı penaltıyla Fransa oldu. 2-1 kaybeden Portekiz’in hakem isyanı vardı.
Finalde İtalya, Delvecchio ile 55’te öne geçti. 90+4’te Wiltord, maçı uzatmaya götürdü. Trezeguet 103’te attığı Altın Gol’le şampiyonluğu Fransa’ya taşıdı.

2004-PORTEKİZ
Avrupa Şampiyonası elemelerine dünya üçüncüsü unvanıyla girdik. Şenol Güneş yönetiminde iddialıydık. Beckham’ın penaltı kaçırdığı maçta evimizde İngiltere ile 0-0 berabere kalınca play off’a geldik. "Çek bir Letonya" dedik Letonya’yı çektik. Ne var ki deplasmanda 1-0 kaybettik. İstanbul’da 2-0’ı koruyamayıp 2-2 berabere kalınca finallere gidemedik.
Finallere damgasını vuran takım Otto Rehhagel yönetimindeki Yunanistan oldu. Komşu, çeyrek finalde Fransa’yı Charisteas ile geçti. Yarı finalde Çek Cumhuriyeti, Dellas’ın 105’inci dakikadaki kafasıyla aradan çıkarıldı. Finalde rakip, ev sahibi Portekiz’di. 19 yaşındaki Cristiano Ronaldo’yu barındıran rakiplerini açılış maçında yenmiş olan Yunanistan, bu kez de Charisteas ile sonuca gitti.

2008-İSVİÇRE/AVUSTURYA
Fatih Terim yönetiminde finaller için kararlıydık. Cezalı olduğumuz için ilk 3 iç saha maçını Almanya’da seyircisiz oynadık. Deplasmanda aldığımız 4-1’lik görkemli Yunanistan galibiyeti heyecan verdi. Ancak 3-2’lik Bosna yenilgisi, Malta beraberliği ve iç sahadaki Yunanistan yenilgisiyle işimizi zora soktuk. Ama Norveç’te 2-1 kazanıp evimizde Bosna’yı 1-0 yenip finallerin yolunu tuttuk.
Sakatlık sorunlarının zirveye çıktığı finallere 2-0’lık Portekiz yenilgisiyle başladık. Ev sahibi İsviçre önünde yenik duruma düşsek de Semih ile beraberliği bulduk. Arda son dakikada noktayı koydu. Nefes kesen Çek Cumhuriyeti maçında 2-0 geriye düştük. 75’te Arda fitili ateşledi. 87 ve 89’da Nihat, çeyrek finali getirdi. Kaleci Volkan atılınca son dakikada kaleye Tuncay geçti.
Çeyrek finalde rakip Hırvatistan’dı. 119’da Klasniç’in golü geldiğinde yıkıldık. Ama 120+2’de Semih’in mucizevi golüyle maçı penaltılara götürdük. Morali biten Hırvatistan, penaltılarda geçildi.
Artık, “Biz bitmedi demeden maç bitmez” sözü ağızlardaydı. Sakatların bol olduğu bir ortamda Almanya önüne çıktık. Uğur Boral ile öne geçtik. Schweinsteiger ve Klose, Almanlara üstünlüğü getirdi. 89’da Sabri’nin ortasında Semih ile eşitliği bulduk. Ama 90’da Lahm son noktayı koydu.
Yarı finalde Rusya’yı 3-0 ile geçen İspanya diğer finalistti. Aragones’in öğrencileri, 33’te Torres’in attığı golle Almanya’yı da geçiyor ve şampiyon oluyordu.

2012-POLONYA/UKRAYNA
Finallere Hollandalı Guus Hiddink ile hazırlanıyorduk. Grupta Azerbaycan yenilgisi ve Almanya’dan 2 maçta yediğimiz 6 gol moralleri bozdu. Geleceğin yıldızları denilen Belçika’yı da geride bırakıp play-off vizesi aldık. Ancak 3 Temmuz’da yaşananlar, futbolumuzu ve futbolcularımızı germişti. Hırvatistan karşısında evimizde 3-0 kaybettik. Deplasmanda alınan 0-0’la final şansını kaybettik.
Turnuvada İspanya egemenliği vardı. Yarı finalde 120 dakikası 0-0 biten maçta Portekiz’i penaltılarla geçtiler. Almanya’yı Balotelli’nin golleriyle 2-1 deviren İtalya diğer finalistti.
İki takımın gruptaki maçları 1-1 bitmişti. Ancak finalde İspanya unvanını kolay korudu. Silva, Alba, Torres ve Mata’nın golleri 4-0’ı getirdi.

2016-FRANSA
Takım sayısı 24’e çıktığı için grup üçüncülerine de şans doğmuştu. Ama elemelere 3 maçta 1 puanla başlayabildik. Hollanda’dan alınan 4 puan ve Çek Cumhuriyeti deplasmanında gelen 3 puan bizi üçüncülüğe yerleştirdi. En iyi üçüncüler arasına girmemiz için İzlanda’yı yenmemiz ve Kazakistan’ın deplasmanda geçmesi gerekiyordu. Selçuk’un son dakika frikiği ve Kazak galibiyetiyle finallere gittik.
Ancak finaller bizim adımıza kötü geçti. Fatih Terim ile Arda önderliğindeki tecrübeli yıldızlar arasındaki sürtüşme sahaya yansıdı. Hırvatistan’a 1-0, İspanya’ya 3-0 yenildik. 2-0’lık Çek galibiyeti bizi iyi üçüncüler arasına sokmayınca elendik.
Yarı finalde Portekiz, Ronaldo ve Nani’nin golleriyle Galler’i 2-0 yendi. Ev sahibi Fransa da Almanya önünde Griezmann’ın golleriyle 2-0 kazanıp finalist oldu.
Finalde Ronaldo’nun erken sakatlığı Portekiz’i sarstı. Ama Fransa bundan yararlanamadı ve 109’da Eder’in golüyle Portekiz, kupaya uzandı.

2020-AVRUPA
Finaller, UEFA tarafından birçok ülkeye dağıtılmıştı. Şenol Güneş yönetiminde elemelerde harikaydık. Dünya Şampiyonu Fransa’dan 2 maçta 4 puan aldık. Evimizdeki 0-0’lık İzlanda beraberliği yüzünden liderliği kaçırdık ama doğrudan finallere gittik.
Ne var ki pandemi yüzünden turnuva 2021 yazına ertelendi. Takımımızın form durumu da değişmişti. İtalya’ya 3-0, Galler’e 2-0 ve İsviçre’ye 3-1 yenilip iz bırakamadan elendik.
Turnuvanın gruplarında Danimarkalı Eriksen’in geçirdiği kalp krizi herkesi üzdü. Aynı Danimarka, yarı finale kadar çıktıysa da İngiltere’ye uzatmada 2-1 kaybetti. Mancini yönetimindeki İtalya ise 120 dakikası 1-1 biten maçta İspanya’yı penaltılarla geçti.
Wembley’deki İngiltere-İtalya finali de 120 dakika sürdü. Shaw ve Bonucci’nin golleri maçı 1-1 bitirdi. Penaltılarla kupa İtalya’ya gitti.