11.09.2014 - 11:18 | Son Güncellenme:
ANKARA (AA)
Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te devam eden Dünya Güreş Şampiyonası'nda 125 kilo serbestte altın madalya kazanan Taha Akgül, "Öğretmenlikten şampiyonluğa doğru giden bir yolum var. Allah'ın nerede ne nasip edeceği belli olmuyor" dedi.
Sivas'ta 1990 yılında doğan ve güreşe şampiyon babası Recep Akgül sayesinde başlayan Taha Akgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, önce sporda başarılı olamadığını ve bu nedenle de spora bir süre ara verdiğini söyledi. Akgül, spordan uzak kaldığı dönemde derslere ağırlık vererek, Dokuz Eylül Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği bölümünü kazandığını ifade etti.
Üniversite için İzmir'e gittiklerini, evlerini de bu şehre taşıdıklarını belirten Akgül, şöyle devam etti: ''Üniversitede problem yaşadım. Okulu bırakmak zorunda kaldım. İzmir'de okuldan uzak kalınca Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü'ne öylesine gidip baktım. Sonra antrenmanlara çıktım ve İzmir adına 2009'da 19 yaşında Gençlerde Türkiye Şampiyonası'nda ilk derecemi aldım. Gençlerde dünya ikincisi oldum. 2011'de kulübümü değiştirdim. ASKİ Spor Kulübü'ne geçtim ve Ankara'ya geldim.''
"Yaralı yüz"
Akgül, daha sonra olimpiyat hariç bütün şampiyonalarda altın madalyalar aldığını ifade ederek, "Özbekistan'da altın madalya alarak bir hedefimi daha gerçekleştirdim. Dünya şampiyonası bu. Dünya şampiyonluğu kolay değil. Avrupa'nın 2-3 katı üst seviyede, olimpiyat düzeyinde yani. Kolay olmadı. Yaralandım, burnum kanadı, yüzümde yırtıklar oldu. Savaştım ve altın madalyayı ülkemize getirdim. Mutluyum" diye konuştu.
"Akademisyen de olabilirdim"
Öğretmenlikten şampiyonluğa doğru giden bir yolu olduğunu söyleyen Akgül, sözlerini şöyle tamamladı: "Allah'ın nerede ne nasip ereceği belli olmuyor. Hayatta her şey kısmet, nasip. Öğretmen de olabilirdim akademisyen de olabilirdim. Allah bana bu şampiyonluğu nasip etti. Benim burada yiyecek ekmeğim varmış. İnşallah bundan sonra da daha büyük başarılar kazanıp Türk milletini gururlandırırız. Tek eksik madalyamız olimpiyat, olimpiyat şampiyonluğunu da istiyoruz."