29.12.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Trabzonspor, Fenerbahçe karşısında alınan galibiyetin ardından Fatih Karagümrük deplasmanında hezimete uğradı. Bordo-mavililer, taraftarlarının deplasman tribününü doldurduğu müsabakadan 4-1'lik yenilgiyle ayrıldı. Trabzonspor'un futbolu ve Abdullah Avcı'nın tercihlerini spor yazarları değerlendirdi.
Milliyet Gazetesi yazarlarından Cemal Ersen, bordo-mavililerin tecrübeli futbolcusu hakkında dikkat çeken ifadeler kullandı. İşte Fatih Karagümrük - Trabzonspor maçı sonrası yapılan değerlendirmeler...
HER ŞEYİ YANLIŞ YAPTI / CEMAL ERSEN
Beş gün önceki Fenerbahçe galibiyeti küçümsenemezdi. Taktik savaşı idi. Abdullah Avcı dersini iyi çalışmıştı. Rakibin gücünü tartacak, analiz edecek, önlemini alacak ve bitirici darbeyi vuracaksın.
O maçta Avcı’nın öğrencileri önce Fenerbahçe’yi oynatmadı, sonra kontrolü eline aldı ve istediğini elde etti.
Dün akşam da benzeri bir planı Karagümrük’ten bekliyordum. Andrea Pirlo gibi bir futbol zekasından söz ediyoruz. Elindeki malzeme ne olursa olsun, pes etmeyecek bir karakterden. Eee bu satranç oyunu ise “zeka” öne çıkar, ego değil değil mi?
Maçtan önce önce; Abdullah hocayı dinlediniz mi? “Biz futbolun mantığını geliştirmeye çalışıyoruz. Bazen kazanır, kimi zaman planlarınız tutmaz kaybedersiniz.”
Evet hocam; gerçekler farklı. Geçen haftaya kadar Jorge Jesus’u övgüye boğanlar size yenilince yerin dibine soktular. Bu hafta farklı bir skor alınca, yazılarının mürekkebi kurumadan rota değiştirdiler. Şimdi size ne yazacaklar? Böyle bir hezimet şampiyon adayına yakıştı mı? Kimse kusura bakmasın, bu Trabzonspor takımı en az on yıl daha kent insanını mutlu edemez. İstatistikler, bilimsel çalışmalar, ekibin deneyimi. Eee nerede kaldı hepsi?
Bu hüsrana nasıl bir gerekçe bulursunuz bilmiyorum. Evet; bir teknik adam için en kötü senaryo oyunun başında gol yemektir. Hele akıl dışı olursa. Ozdoev bir orta yaptı, tüm savunma seyretti. Sonra Bartra faturayı kesti.
Lakin bu bir antrenman maçı değil. Hata affetmez. Hele savunmada gevşersen bedel ödersin. O nasıl bir yerleşme? Abdullah hocam kusura bakma da çekeceğin çok kulak var. Bu ne sorumsuzluk? Rakip ikinci kez geliyor ve Borini ile keyif yapıyor, herkes izliyor.
Ya uzatma dakikaları. Ya kardeşim Bartra, karşındaki amatör takım oyuncusu mu? Tamam ayağın kaydı, belki olası golü engelledin ama, kırmızı kartını inkar edebilir misin?
Eksik kalmış Trabzonspor’un ikinci yarıdaki performansı merak ediliyordu elbette. Abdullah Avcı’nın hamleleri de. On kişi kalmışsın, ne yapabileceksin. Gbamin stopere, Larsen son beke geçti. Hemen ardından Visca’nın sakatlığı ve Djaniny değişikliği. Futbolda adalet yok. Rakip de on kişi kalınca Trabzonspor’a şans doğdu diye düşünenler yanıldı. Futbol şans değil, fırsat ve akıl oyunu. 67. dakikada gelen Matteo Ricci’nin golüne şapka çıkarıldı.
Trabzonspor’un dün geceki performansı bir gerçekle yüzleşmesine sebep olmalı. Siz kimsiniz, Fenerbahçe maçını kazandınız diye şampiyon mu oldunuz? Ligden düşme adayı bir takıma üç fark yemek yakıştı mı?
Evet hocam ve gurur duyduğu şampiyon takıma gönderme yapan başkan Ahmet Ağaoğlu. Dün gece rakibe saygı göstereceğinize ve kendinize geleceğinize inanıyorum.
Boyun eğdiğiniz ekip bir yana, bu lig, kavga ile değil dostluk ve fair-play anlayışı ile değer kazanacaktır. Helal olsun Karagümrükspor’a..
TRABZONSPOR'A HİÇ AMA HİÇ YAKIŞMADI / AKSAL YAVUZ
Maçtan önce birileri yüz kişiye bu maçın skorunu sorsaydı, o yüz kişiden bir Allah kulu çıkıp da
‘Fenerbahçe maçında taraftarını mest eden oyuncuların sahada tanınmayacak halde kötü oynayacaklarını, haftalardır galibiyete hasret Karagümrük’ün Trabzonspor’a tarihi fark atacağını, bir o kadar da kaçıracağını söylemiş olsaydı, alacağı cevap ‘ayaz soğuğunda bayağı üşütmüşsün!’ olurdu…
Çünkü sahada, çok değil dört gün önce Fenerbahçe’yi iyi oynayarak yenen, şampiyonluk yarışında ben de varım diyen bir Trabzonspor olacaktı.
Gel gör ki Fenerbahçe galibiyeti, her maçın hikayesinin farklı olduğunu unutan Trabzonsporlu oyuncuları bayağı havaya sokmuş.
Aksi halde uzatmalar dahil her oyuncu her dakika takım oyunundan, mücadeleden uzak kafasına göre takılmazdı. Kaleciden yedek kulübesindeki oyunculara varıncaya dek; tanıyana aşk olsun… Kulübeden sahaya girenlerin de zerre katkısı olmadı!
Halbuki Trabzonspor, Fenerbahçe’yi iyi mücadele ederek, çok koşarak yendi. Sahada olan her oyuncu giydiği formanın, taşıdığı armanın hakkını vererek mağlup etti.
Ya dün gece?
Trabzonspor’u hiç tanımayan bir futbolsever, sahadaki oyunu izlemiş olsaydı; geçen senenin şampiyonu için küme düşme adayı takımlardan biri mi diye sormadan yapamazdı!
Mücadele etmez, tepki vermez, kısaca isyan etmeyip bekleyerek oynarsan; boyunun ölçüsünü alırlar, adın, şanın ne olursa olsun, geçen senenin şampiyonu da olsan…
Şampiyon olan bir takım topla çıkarken bu kadar hata yapar mı?
Şampiyonluğa oynayan takımın defansı alan ve adam savunmasında iki elin parmak sayısı kadar hata yapar mı?
Şampiyon olan, şampiyonluğa oynayan takımın sağ beki, Colley’in ortasını arka direkte bekleyen Borini’nin foto muhabirlerine poz vererek attığı halı saha golüne nasıl olur da müdahale etmez, edemez. İnanılır gibi değil.
Bartra’nın kayıp yere düşmesi, ayağa kalktıktan sonra rakibe müdahale edip kırmızıyı görmesine iş kazası diyelim… Bir eksik kalınmasına rağmen rakibe bu kadar da teslim olunmaz ki…
56’dan sonra Karagümrük de bir eksik oynadı ama Trabzonsporlu oyuncular, oynama, mücadele etme yerine, ne oynadığı bilen, galibiyeti isteyen rakibini izlemeyi tercih etti… E onlar da haklı(!) Sezon başından bu yana en iyi oyununu oynayan Karagümrük’ü izlemek onların da hakkı olsa gerek. Ne de olsa rakibin bu denli oyununun mühendisiydiler! Öyle ya, sazı eline alan, inanılmaz oynayan, takım arkadaşlarını oynatan, skoru belirleyen, ders veren Borini’yi seyretmek varken!
Abdullah Avcı’nın da oyuncu tercihlerinde, oyun sisteminde hataları yok değil. Bu mağlubiyet geçtiğimiz hafta Jesus’u avlayan, dün gece Pirlo’nun tuzağına düşen hocaya da yazar!
Derbi galibiyetinden dört gün sonra alınan bu mağlubiyet geçen senenin şampiyonu Trabzonspor’a hiç ama hiç yakışmadı…!