Süper Kupa’ya Kartal Pençesi
Son şampiyon ünvanıyla maça çıkan ve şampiyon kadroyu koruyan Galatasaray karşısında Giovanni van Bronckhorst’un Beşiktaş’ı, maça tam anlamıyla damga vurdu. Nitekim Kara Kartal, Süper Kupa’yı pençesine alırken rakibine de ağır bir darbe indirdi.
Geçen sezona da çok kötü başlayan, hatta takımdan gönderilmesi gündeme gelen ve geç form tutan Nelsson’un dejavusu sonucunda henüz 21. saniyede yeni golcüsü Immobile’nin ayağından bulduğu golle adeta maça 1-0 önde başladı Beşiktaş. Bu gol, Icardi’ye ait olan Süper Kupa’nın en erken golü rekorunu tarihe gömerken aynı zamanda maç öncesindeki çoğu planı da soyunma odasının zeminine gömdü. Nelsson kötü performansını maç boyunca sürdürdü ve yine acemice bir hata sonucu 87’de kırmızı kart gördü. Ardından da Beşiktaş’ın dördüncü ve beşinci golleri geldi.
Esasen Galatasaray’daki hatalar silsilesi, erken gelen ilk golün öncesinde Okan Buruk’un kadro tercihiyle başlamıştı. Buruk, Leo Dubois’a olan takıntısı nedeniyle bu oyuncuyu kulübede oturturken orijini sağ bek olmayan Kaan Ayhan ile başladı derbiye. Onun önündeki Ziyech de etkisiz kalınca o kanadı hiç verimli kullanamadı Galatasaray.
Diğer taraftan Kerem Demirbay’ı yedek soyundurup Berkan Kutlu’ya ilk on birde yer vermesi de doğru bir tercih değildi. Buruk, Torreira- Berkan yani iki altı numara ile kupaya uzanabileceğini nasıl düşündü acaba?
Sol kanattaki garabet de işin daniskası oldu! Hazırlık maçlarının tamamına sol açıkta Zaha ile başlayan Okan Buruk, Süper Kupa’daki derbiye ilginç bir şekilde Kerem Aktürkoğlu ile başladı. Kerem Aktürkoğlu da kaptırdığı toplarla geçen sezon bıraktığı yerden devam ettiğini gösterdi. Bu arada duygusal olarak çabuk düştüğü malum olan Zaha’nın, hazırlık maçlarında oynayıp üstelik gol katkısı da sunduktan sonra böyle önemli bir karşılaşmada kulübeye çekilmesinin kendisinde yaratacağı mental olumsuzluk da cabası.
İlk on birde başlayabilecek diğer bir isim olan Barış Alper Yılmaz’ı 46’da sahaya süren Buruk, Mertens’i de aynı dakikada çıkarttı ve Batshuayi’i oyuna aldı. Oysa sorun Mertens’de olmadığı gibi çözüm de Batshuayi değildi. Sorun, top kayıpları ve başarısız uzun oynama denemeleri nedeniyle Mertens ve Icardi’ye doğru topların ulaştırılamaması idi. Çıkması gereken Berkan Kutlu’ydu fakat Okan Buruk, onu ancak 2-0'dan sonra çıkarttı! Aynı şekilde Ziyech’e de 60 dakika tahammül etti!
Sonradan giren oyuncuların, bir nebze Barış Alper Yılmaz dışında istenilen katkıyı sunamadıkları da doğru. Çünkü onlar da bozuk düzende düzgün çark olamadılar! Elbette burada mental açıdan hazır olamama faktörünü de göz önüne almalıyız ki, bu durumda da gözlerin yöneleceği kişi yine Okan Buruk’tur.
Giovanni van Bronckhorst ve oyuncuları ise her açıdan doğruları yapan taraftı. Daha çok istediler, daha çok mücadele ettiler, tartışmaya açık ve tehlikeli çizgi savunması haricinde doğru bir oyun planına sahiptiler ve bunu disiplinli bir şekilde uyguladılar. Diğer taraftan tüm oyunculardan iyi bir verim aldılar. Bilhassa omurgaya monte edilen yeni transferler göz doldurdular. Özellikle Rafa Silva ve Immobile maçın kaderi üzerinde çok etkili oldular. Rashica ve Gedson Fernandes de geceye damga vuran oyuncular arasında yer aldılar. Öyle ki, geçen sezon çok tartışılan Al Musrati bile olumlu sinyaller verdi.
Evet, bir tarafta dağınık, birbirinden kopuk, senkronize olamayan ve son derece kötü bir futbol ortaya koyan geçen sezonun şampiyon kadrosu; diğer tarafta ise inanmış, istekli, mücadele eden ve futbolun doğrularını yerine getiren Giovanni van Bronckhorst’un oyuncuları. Kısaca sonucu belirleyen teknik direktör farkı oldu ve Beşiktaş, son derece hak ettiği bir galibiyetle kupaya uzandı. Elbette sezon başı olmasını ve iki takımın da tam anlamıyla hazır olmadıkları gerçeğini göz ardı etmiyoruz. Nitekim Beşiktaş da ilk yarının ikinci bölümünde çok top kaybı yaşadı. Ancak siyah- beyazlılar, tartışmasız bir şekilde rakiplerinden çok daha iyiydiler ve kupayı kazanmayı hak ettiler.
Bu arada maçın hakemi ile VAR hakemlerinin de sezona tam olarak hazır olmadıkları görüldü!
Beşiktaş’ın bu skor ve kupadan dolayı rehavete kapılmaması gerektiği gibi Okan Buruk’un da bu ağır mağlubiyetten gereken dersleri çıkartması gerekiyor. Sonuçta daha sezon başındayız ve lig de haftaya başlayacak. Yani bu yenilgi her şeyin sonu değil. Fakat gereken dersler çıkartılmazsa yolun nerelere gideceğinin net bir göstergesi. Bakalım gereken yerler ve kişiler gereken dersleri alabilecek mi?