Fernando Muslera’nın 220 gün sonra yeşil sahalara geri dönmesi, Galatasaray - Denizlispor maçına ayrı bir anlam kattı. Heyecanı gözlerinden okunan Muslera, bir kez daha herkese profesyonellik dersi verdi. Sanki yedi aydır formasından uzak kalan o değildi. Konsantrasyonu, aldığı doğru pozisyonlar ve yaptığı kritik kurtarışlarla kaldığı yerden devam etti. Tamamen doldurdu kalesini ve büyüdükçe büyüdü bir kez daha herkesin gözünde… Defansın da güveni geri geldi Uruguaylı eldivenin dönüşüyle. Belki bu nedenle biraz fazla arkaya adam kaçırdılar bu maçta. Ama biri dışında her defasında duvara çarpar gibi geri döndü bu toplar Muslera sayesinde. Sırf iki tane karşı karşıya pozisyon kurtardı kaptan. Hoş geldin Muslera… Sırf sarı- kırmızı renkler için değil, tüm renkler adına hoş geldin… Taraflı tarafsız herkesin sevgisini ve saygısını kazanan kaç kişi var şu alemde? Hoş geldin Fernando Muslera, hoş geldin…
Sakatlıktan dönen bir başka isim olan Feghouli de oldukça etkiledi maçın hikayesini. Hem oynadı hem oynattı Feghouli… Hem kendi attı hem de kimi gollerin organizasyonunu yaptı aynı bir virtüöz gibi…
Gerçekten de Feghouli’nin dönüşü pek çok oyuncuyu olumlu etkiledi. En başta da Belhanda’yı. Gençlerbirliği maçının yıldızı, yine iç sahada çıktı sahneye sanki Beşiktaş derbisindeki kötü performansını unutturmak istercesine… Daha önce de defalarca yazdım, en büyük sorunu devamlılık Belhanda’nın. Zaten o sorununu bir çözebilse, yazdırır adını altın harflerle vazgeçilmezlere…
Feghouli, Belhanda’yı; Belhanda da Emre Akbaba’yı olumlu etkiledi. Nitekim Emre Akbaba da golle tanıştı bu sezon, bu ittifakın sayesinde. Üstelik oyun olarak da pozitif sinyaller verdi.
Arda Turan, yine başarılı performansıyla göz doldurdu. Sekidika, çok güzel bir gol attı. Bu gol ona büyük moral olacaktır.
Beşiktaş karşısında Luyindama’yı oynatan Fatih Terim, Denizlispor maçında Donk’u sahaya sürerek doğru tandeme geri döndü. Donk- Marcao ikilisi, hem rakip hücumlarda daha doğru pozisyon alıyorlar hem de geriden çok daha iyi oyun kuruyorlar. Denizlispor maçında da bunu net olarak bir kez daha gördük. Bu arada Donk, güzel bir de kafa golü attı. Topu takibi, zamanlaması ve sıçraması gayet güzeldi.
En son Babel’e değinmek istiyorum. Santrafor olarak sahaya çıktı Hollandalı ve takımının altı golle kazandığı mücadelede hiç gol atmadı. Lakin oynadığı futbolla bu farklı galibiyetin mimarlarından oldu.
Maça baskılı başlayan ve 17 dakikada skoru 2-0’a getiren, ardından oyundaki etkinliğini Denizlispor’a kaptıran lakin devrenin sonunda Donk’la 3-0’ı bulan, ikinci yarının başında yediği gole rağmen oyundan düşmeyen ve doğru reaksiyonla farkı açan Galatasaray, Beşiktaş derbisindeki mağlubiyetin yarasını sarmış oldu. Ama en önemlisi Muslera ile Feghouli’nin dönmeleriydi.
Sarı- kırmızılılar maçlarını kazanıp, rakiplerinin hata yapmalarını bekleyecekler. Bakalım bu uzun maratonda en az hatayı kim yapacak?