Israr pahalıya patladı
Perşembe gecesi oynanan Az Alkmaar – Galatasaray maçını değerlendirdiğim “ Anlamsız Israr “ başlıklı yazımı, “ Bakalım Okan Buruk, sistem ve oyuncu tercihleri açısından bu maçtan gereken dersleri çıkartabilecek mi? “ cümlesi ve sorusu ile bitirmiştim. Okan Buruk’un Eyüpspor karşılaşmasına yine üçlü savunma ile çıkması, bu dersleri çıkartmadığını net bir şekilde gösterdi. Doğal olarak sonuç da aynı oldu!
Esasen Galatasaray adına Az Alkmaar mücadelesine çok benzer bir karşılaşma oldu Eyüpspor maçı. Kademe hataları ve adam paylaşımındaki hatalar nedeniyle yenilen goller, rakip kalede kaçırılan net fırsatlar...
Aslında yenilen goller açısından sadece Az Alkmaar maçıyla benzeşmiyor Eyüpspor mücadelesi. Galatasaray, üçlü savunmaya geçtiği günden beri neredeyse her maç aynı sorunları yaşıyor ve kalesinde gol veya goller görüyor. Tottenham ve Samsunspor maçlarında olduğu gibi kazandığı karşılaşmalarda dahi sıkıntı yaşadı sarı- kırmızılılar. Icardi de olmadığına göre üçlü savunmada bu kadar ısrar neden? Yenilen goller ve UEFA Avrupa Ligi’nde Az Alkmaar deplasmanında yaşanan puan kaybından sonra nasıl hiçbir ders çıkartılmaz? Oynanan maçlar, yenilen goller hiç mi analiz edilmiyor?
Bir sistemi beğenip oynamak isteyebilirsiniz. Ama elinizdeki oyuncu kadrosunun da bu sisteme uygun olması gerekir. Geçen yazımda belirttim, yine yazıyorum; Yunus Akgün de Barış Alper Yılmaz da üçlü savunmanın önünde oynayacak kanat oyuncusu özelliklerine sahip değiller! Eyüpspor maçında sağ kanatta Yunus Akgün’ün yerini Sallai aldı ama o da bu özelliklere sahip değil. Nitekim Galatasaray’ın yediği gollerde bu oyuncuların aksiyonun içerisinde olduğunu görüyorsunuz. Özellikle Barış Alper Yılmaz, iki golde de başrolde! Hele ikinci golde, kaçırdığı adamı gole giderken havadan ceza sahasına süzülen topa elini kaldırdığı anda ne düşündüğünü çok merak ediyorum!
Bu konu ile alakalı olarak bu sistemde Yunus Akgün’ün heba edildiğini de belirtmek gerekiyor. Yunus Akgün, dörtlü savunmanın önünde açık pozisyonunda yıldızlaştı. Üçlü savunmanın önündeki kanat oyuncusu rolü üzerine oturmadığı gibi bu maçtaki 3-4-2-1 dizilişinde Mertens ile paylaştığı ortada da etkili olamadı. Çünkü bu rol de ona uygun değildi ve Mertens ile çok fazla birbirlerinin üstüne bindiler.
Öte yandan Galatasaray’ın stoperleri de üçlü savunma anlayışına uygun değil. Zaten Nelsson ve Abdülkerim Bardakcı çok umut vermiyorlar. Abdülkerim, Eyüpspor karşısında yenilen ilk golde de erken yatarak hata yaptı. Genç Metehan umut veriyor. Eyüpspor’un ikinci golünde oda hatalı gözükse de hatadaki aslan payının Barış Alper Yılmaz’da olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerek. Zaten o golde Metehan’ı olumsuz etkileyen de Barış Alper Yılmaz’dı.
Yani umut veren Metehan dışında stoperde güvenilecek tek tecrübe Davinson Sanchez. O da son zamanlarda garip işler yapıyor. Eyüpspor maçında da 19. dakikada Thiam’a attığı tekme nedeniyle takımını on kişi bırakabilirdi. Kaldı ki, o hareketin cezası gerçekten de kırmızı karttı. Hakem de bu pozisyonun ardından kısa süre kulaklıktan bir iletişime geçti ama sonrasında ne olduğunu bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var ki, o da Sanchez’in ders çıkartmadığı. Nitekim başka bir pozisyon sonucunda 22’de sarı kart gören Kolombiyalı oyuncu buna rağmen 55’te Thiam’ın ayağına bir değil iki defa bastı. Kısacası ikinci sarı kartı görmesi gerekirdi. Hatta ilk bastığı yer bilekti ve o kadar sertti ki, o bile tek başına kırmızı olarak değerlendirilebilirdi. Davinson Sanchez gibi bir oyuncunun bu tür hareketler yapmaması, daha sorumlu davranması gerekiyor.
Hakem Oğuzhan Çakır’ın tek hatası bu değildi. Galatasaray’ın 27. dakikada sol çaprazdan kullandığı serbest vuruşta Bruno’nun altıpasta Barış Alper Yılmaz’ın yükselmesini engellediği pozisyonda verilmeyen penaltı da dahil olmak üzere iki takım adına da pek çok hatalı karar verdi genç hakem.
Bu arada, Galatasaray’ın çok fazla gol pozisyonu yakalayıp bunları gole çeviremediğini, bu pozisyonların golle sonuçlanması durumunda tarihi bir farkın ortaya çıkabileceğini de söylememiz gerekiyor. Gerçekten de birçok gol fırsatı yakalayan sarı- kırmızılılar, direkleri ve Eyüpspor kalecisi Berke Özer’i geçemediler. Berke, yaptığı on iki kurtarışla kalesinde devleşti ve kariyer maçını oynadı. Kendisini tebrik etmek gerekiyor. Tabii bu kadar gol pozisyonunun kaçırılması, Galatasaraylı futbolcuların son vuruşlarda ne kadar başarısız olduğunu da gösteriyor.
Atlanmaması gereken bir diğer konu da sarı- kırmızılı oyuncuların yorgunluğu. Galatasaraylı futbolcuların yoğun maç temposundan dolayı yorgun olmaları son derece normal. Bu nedenle Okan Buruk’un oyuncu değişikliklerini daha erken yapması gerekirdi.
Sonuç olarak Galatasaray, kendi evinde bıraktığı iki puan ile şampiyonluk yarışında yara aldı. Okan Buruk gereken dersleri çıkartmadığı sürece iç sahadaki Eyüpspor maçında yaşanan puan kaybına benzer kayıplar asla sürpriz olmayacaktır.