Galatasaray ile Beşiktaş arasındaki Süper Kupa maçı hiç de adına yakışmayacak bir karşılaşmaya sahne oldu. Öncelikle iki takımın da sezon öncesi olumsuz sinyaller verdiğini açıkça belirtmek gerekiyor. Aynı şekilde tribündeki Galatasaray taraftarları da sahaya attıkları meşaleler ile iyi bir görüntü sergilemediler.
Maça gelince, önce lig şampiyonu olarak karşılaşmaya çıkan Beşiktaş’tan başlayalım. Siyah- beyazlılar orijinal kadrolarından beş eksikle maça başladılar. Tosic çok başarılı bir maç çıkarttı. Her halde Rhodolfo tam hazır olmadığı için stoperde Necip oynadı. Ancak Necip, bu bölgede yine çok başarılı bir performans ortaya koyamadı. Nitekim Galatasaray’ın Hakan Balta ile bulduğu golde Necip’in bariz hatası vardı.
Fakat Kara Kartal’da en çok merak edilen Gomez’den sonra Cenk Tosun’un santrafor performansıydı. Gelgelelim Cenk Tosun, sezon öncesindeki bu maçta ilerisi için hiç umut vermedi. Gerek maç içerisindeki, gerekse de penaltılardaki performansı Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi öncesinde acilen ilk on birde doğrudan oynayabilecek bir santrafora ihtiyacı olduğunu gösterdi.
Beşiktaş maç genelinde oyuna daha hakim olan taraf olsa da kupayı kaybetti. Bunun temel nedeni Sosa ve Gomez gibi iki önemli eksikti. Sosa, ilerleyen haftalarda takıma dönecektir. Ancak Gomez’in yeri doldurulabilecek mi, bilmiyorum?
Penaltı atışları ise Beşiktaş adına tam bir skandaldı. Siyah- beyazlılar arka arkaya üç penaltı atışından faydalanamadılar ve kupayı kaybettiler. Beşiktaşlı futbolcuların vuruş teknikleri çok zayıf. Ayrıca daha topun başına gelirken endişeleri yüzlerinden okunuyordu.
Galatasaray’a gelince, sarı- kırmızılılar iyi bir maç oynamadılar. Beşiktaş’ın beş önemli eksiğine rağmen Galatasaray neredeyse ideal kadrosuyla sahaya çıktı. O nedenle Galatasaray her ne kadar kupayı kazandıysa da, lig için hiç umut vermedi.
Sarı- kırmızılılar öncelikle maça Podolski ile yani santraforsuz olarak çıktılar ve ileride hiçbir varlık gösteremediler. Podolski’nin sakatlanmasından sonra oyuna giren yeni transfer Eren Derdiyok da etkili olamadı. Bence Galatasaray’ın da iyi bir golcüye ihtiyacı var. Yoksa ligde gol sıkıntısı çekerler.
Tolga Ciğerci, orta alanda şimdiye kadar denenenlerden daha iyi performans gösterse de bir Melo değil. Onun hakkında ilerleyen haftalarda konuşmak daha doğru olacaktır.
Galatasaray’ın bu maçtaki en iyi futbolcuları kuşkusuz Muslera ve Bruma idi. Bruma müthiş bir değişim yaşamış. Çok hızlı. Ancak takım arkadaşları ona ayak uyduramıyorlar. Galatasaray, geçmiş yılların aksine çok yavaş oynadı. Böyle olunca da Bruma yalnız kaldı. Galatasaray’ın bu yavaş futbolunun kupa maçına mı özgü olduğunu, yoksa ligde de mi böyle oynayacaklarını önümüzdeki hafta göreceğiz. Ancak görünen şu ki, Galatasaray bu futbolla ligde hiçbir şekilde başarılı olamaz. O nedenle kupa, Galatasaray’ı kesinlikle kandırmasın. Bu arada oynanan futbol Olcan Adın’ın da takımda kalması gerektiğini açıkça ortaya koydu.
Muslera’ya ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Uruguaylı kaleci yine harika bir maç çıkarttı. Üç penaltıdan ikisini kurtararak da takımının kupayı almasında başrol oynadı. Tebrikler Muslera.
Kısır bir lig izleyeceğimizi biliyordum. Ancak şu Süper Kupa maçından sonra ümidimi iyice kaybettim. Dilerim ilerleyen haftalar, gerek yapılacak doğru transferlerle, gerekse de takımların kendi içerisinde yapacakları oyuncu değişiklikleriyle beni yanıltır.