Galatasaray'a Hatay çelmesi
Şimdiye kadar Hatayspor’a karşı deplasmanda sadece bir kez, o da hükmen olmak üzere galip gelebilmiş olması maç öncesinde Galatasaray için ciddi bir uyarıydı. Ancak hem Okan Buruk’un hem de Galatasaraylı futbolcuların bu uyarıyı alamamış oldukları net bir şekilde görüldü.
Evet, Hatayspor’un ligdeki durumu belli ve Galatasaray ile de aralarında kadro kalitesi açısından ciddi bir fark var. Ancak bununla birlikte Hatayspor’un çok da kötü bir kadroya sahip olmadığı ve teknik direktör değişiminin getireceği ivmeyi dikkate alması gerekirdi sarı- kırmızılıların. Hele bir de Hatayspor’a karşı yukarıdaki paragrafta belirttiğim gibi bir deplasman karnesi varken!
Fakat bunların hiçbirini göz önünde bulundurmamıştı sarı- kırmızılılar ve hakemin başlama düdüğüyle birlikte bunun ceremesini sahada çekmeye başladılar.
Aslında daha maç başlamadan Okan Buruk’un ilk on birde iki altı numara, Torreira ve Berkan Kutlu’ya yer vermesi dikkat çekti. Hatayspor karşısında Sara’nın yokluğunda iki altı numara ile oynamak doğru bir tercih miydi? Elbette değildi ancak bu tercihinden dolayı Okan Buruk’u çok da suçlayamayız. Çünkü geçen haftaki Başakşehir maçında da görüldüğü üzere Kerem Demirbay’ın performansı hiç umut vermiyor. İşte Okan Buruk’u bu konuda yani Kerem Demirbay’ın ve hatta Nelsson’un ve bunun da ötesinde diğer yedeklerin bir türlü yükselmeyen hatta her geçen gün daha da gerileyen form durumları nedeniyle eleştirebiliriz.
Yeniden sahaya dönersek ilk kırk beş dakika koca bir hiçti Galatasaray için. Hatayspor’a karşı son derece olumsuz deplasman geçmişini hiç hesaba katmadan, şu andaki durumu nedeniyle rakibi küçümsemenin etkilerini iliklerine kadar hissetti sarı- kırmızılılar. Elbette bunda futbolcular kadar onları mental olarak bu maça yeterli bir şekilde hazırlayamayan Okan Buruk da hatalıydı.
Oyun olarak ise rakip defansın arkasına atacağı toplarla adam kaçırıp gol bulmayı amaçladı Galatasaraylı futbolcular. Hatayspor da maça bu anlayışla başlamış olsa da bir süre sonra pas oyununa döndü. Gerçekten de Galatasaray’a göre çok daha doğru bir pas oyunu oynadı Hataysporlu futbolcular ve daha organize ataklar geliştirdiler. Sarı- kırmızılılarda ise doğru işleyen hiçbir şey yoktu. Ne kanatlar doğru düzgün çalıştı ne bir organizasyon vardı ne de tempo! Sonuç olarak da bu oyunun tezahürü olan bir golle soyunma odasına 1-0 mağlup gitti Galatasaraylı oyuncular.
Soyunma odasında yapılan konuşma ve Sallai’nin oyuna dahil olması ile ilk yarıya göre tamamen farklı bir Galatasaray izledik ikinci yarıda. Hele beraberlik golünden sonra rakip kalede pozisyon üstüne pozisyon buldu sarı- kırmızılılar. Ancak maç öncesinde sirayet eden konsantrasyon eksikliği burada da kendisini gösterdi. Son tercihler ve son vuruşlardaki hatalar, bu net pozisyonların gole dönüşmesini engelledi. Galatasaray gibi bir takımın üç golünün birden ofsayta takılmasının temel nedeni de bu konsantrasyon eksikliği ve bu nedenle oyuncuların doğru yer alamamalarıydı.
Yukarıda da belirttiğim gibi hatalar silsilesinin başında Okan Buruk vardı. Onun 82’de, sarı- kırmızılıların doğru işleyen tek halkası olan Torreira’yı oyundan çıkartması Galatasaray’ın galibiyet şansını da ortadan kaldırdı. Gerçekten de Torreira çıkınca sarı- kırmızılıların zaten problemli olan savunma ve hücum hattı arasındaki bağlantı koptu ve bu nedenle Hatayspor son bölümde Galatasaray kalesinde öne geçebileceği pozisyonlar buldu. Torreira’nın yerine oyuna dahil olan Batshuayi ise yine saç baş yoldurdu. Kısacası bu değişiklik bırakın galibiyeti, neredeyse mağlubiyete neden olacaktı.
90+5’de Barış Alper Yılmaz’ın yerine Jelert’i sahaya sürmesi de Okan Buruk’un kafa karışıklığının son örneğiydi.
Tabii Hatayspor maçı doğal olarak Göztepe ve Başakşehir karşılaşmalarında da kendisini gösteren kötü oyunun, Yunus Akgün ve Barış Alper Yılmaz başta olmak üzere Galatasaraylı futbolcuların performanslarındaki gözle görülür düşüşün sorgulanmasına neden olacaktır. Barış Alper Yılmaz belki oyun olarak ikinci yarıda iyiydi ama son tercihler ve son vuruşlarda inanılmaz kötüydü. Nitekim çok fazla net pozisyonu harcadı.
Diğer taraftan Osimhen gibi bir yıldızın daha fazla beslenmesi gerektiği de bir gerçek. Nitekim Sallai’nin oyuna girmesiyle kanatlar daha aktif çalıştı. Ama yine de tam olarak Osimhen’in istediği topları alabildiğini söylemek zor.
Öte yandan bir Sara’nın eksikliğinin takımı bu kadar olumsuz etkilemesi de ayrıca dikkat çeken bir olay. Galatasaray’ın orta sahaya iyi bir alternatif bulması gerekiyor. Sağ bek ve forvet bölgesine de takviye şart. Batshuayi her geçen gün daha da geriliyor.
Bu maçın bir diğer özelliği de bu sezon ilk defa yabancı VAR uygulamasıydı. Ama Galatasaray’ın çok net iki penaltısı verilmedi. Kısacası teknoloji de olsa insan faktörü yine devreye girdi ve VAR yabancı da olsa hata yaptı. Aynı geçen sezonki Sivasspor- Fenerbahçe maçında olduğu gibi.
Murat Şahin, teknik direktör olarak çıktığı ilk maçtan başarıyla ayrıldı. Tabii kaleci Bekaj’ı da atlamamak lazım. Kosovalı kaleci, Erce Kardeşler’in sarı kart cezası nedeniyle bulduğu şansı çok iyi değerlendirdi ve bence maçın adamı oldu. Hatayspor çok daha iyi yerlerde olmayı hak ediyor. Murat Şahin’le bu ilk maçlarında gelecek için umut verdiler. Murat Şahin’e ve Hatayspor’a başarılar diliyorum.
Sonuç olarak Galatasaray; ilk yarısında çok kötü olduğu, ikinci yarısındaysa tarihi bir farkı kaçırdığı karşılaşmadan 1-1'lik beraberlikle ayrılarak şampiyonluk yarışında çelme yedi. Elbette bu kayıp çok önemli. Ancak eğer gereken dersler çıkartılırsa bu tür kayıplar bazen iyi sonuçlar doğurabiliyor. Atasözünün dediği gibi, bir musibet bin nasihatten iyidir!