Galatasaray, şampiyonluk yolunda doğrudan rakiplerinden biri olan Beşiktaş’ı kendi sahasında yenerek hem büyük bir engeli aşarak yoluna devam etti, hem de önemli bir rakibini ekarte etti.
Maçın tamamında daha çok isteyen, daha çok mücadele eden taraf ev sahibi Galatasaray’dı. Sarı- kırmızılılarda Mariano’nun erken bir dakikada sakatlanıp yerini Linnes’e bırakmasından sonra ataklar hep sol taraftan geldi. Bu anlamda Nagatomo öne çıkan isim oldu. Nitekim Nagatomo’nun maçın adamı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Japon futbolcu sol kanadı çok etkili kullandı. İlk golde asisti yapan isimdi. Nagatomo geldiği günden beri gösterdiği performansıyla ne kadar isabetli bir transfer olduğunu gösterdi.
Sarı- kırmızılılarda Nagatomo dışında Rodrigues ve Muslera ön plana çıkan futbolcular oldular. Bunların dışında golü atan Fernando, Fatih Terim’in elinde adeta parlayan Donk ve sonradan oyuna dahil olan Linnes de iyi bir performans sergilediler. Gomis’in de gol atamamasına ve penaltı kaçırmasına rağmen oyun anlamında başarılı olduğunu söyleyebilirim.
Galatasaray’da stoperler bireysel hatalar yaptılar. Belhanda ve Feghouli de istenilen seviyede değildiler. Buna rağmen sarı- kırmızılılar, rakiplerinden çok daha iyi mücadele ettiler ve haklı bir galibiyet aldılar. Elbette bunda en büyük faktörü Fatih Terim oluşturdu. Tecrübeli teknik adam Galatasaray’a büyük bir dinamizm getirdiği gibi, takımını bu maça da oldukça iyi hazırlamış olduğu görüldü.
Bununla birlikte Beşiktaş ve Şenol Güneş için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Hafta içerisinde yaşananlar Şenol Güneş’i ve takımını oldukça olumsuz etkilemiş. Bu negatif etki, Şenol Güneş’in ve futbolcuların her hallerinden belli oluyordu. Oysa Şenol Güneş ve teknik kadro, böylesine hayati bir maç öncesinde futbolcuların o olumsuz havadan sıyrılıp Galatasaray karşılaşmasına motive olmalarını sağlamalıydılar. Lakin en başta Şenol Güneş o olumsuz havanın etkisinden sıyrılamamıştı.
Şenol Güneş’in maç içerisindeki performansı da oldukça kötüydü. Tecrübeli teknik adamın, oyundan çıkmak zorunda kalan Negredo’nun yerine Vagner Love’ı sahaya sürmesi daha doğru olurdu. Ancak o tercihini Lens’den yana kullandı. Lens’in bu sezonki olumsuz performansı ve de skorun 1-0 Galatasaray lehine olduğu düşünüldüğünde, Vagner Love’ın daha doğru bir seçim olduğu net bir şekilde kendisini gösteriyor. Diğer taraftan santrafora çekilen Babel’in bu bölgede daha önce de denendiği ve başarılı olamadığı da herkesin bildiği bir gerçek.
Şenol Güneş, Pepe’nin sakatlanıp oyundan çıkmak zorunda kalması üzerineyse Vida’yı sahaya sürdü. Bu da doğru bir tercih değildi. Beşiktaş 1-0 mağlup durumdaydı ve de orta sahada büyük sıkıntı yaşıyordu. Bu nedenle Pepe’nin yerine Medel stopere çekilebilir ve de oyuna Vida yerine Oğuzhan dahil edilebilirdi.
Kısacası Beşiktaş hiçbir anlamda maça hazır değildi ve iyi bir maç çıkartamadı. Siyah- beyazlılarda sahanın en iyi ismi Medel’di. Bununla birlikte kırılma anları da yaşadı. Örneğin maç 0-0 iken Negredo, Muslera ile karşı karşıya kaldığı pozisyonu çok daha iyi değerlendirebilirdi. O zaman maçın hikayesi daha farklı olabilirdi.
Esasen Galatasaray için de bazı kırılma anları söz konusuydu. Mariano’nun sakatlanıp oyundan çıkmak zorunda kalması, skor 1-0 iken Feghouli’nin gol vuruşunu Medel’in kesmesi ve Gomis’in kaçırdığı penaltı sarı- kırmızılılar açısından kırılma anları olabilirdi. Ancak müthiş motive olan Galatasaraylı futbolcular buna izin vermediler ve sahadan galip ayrılmasını bildiler.
Beşiktaş’ın işi artık çok zor. Galatasaray ise yoluna lider olarak devam ediyor. Ancak şampiyonluk için kalan üç maçın da kazanılması gerekiyor. Sarı- kırmızılıların bu sezonki deplasman performansı, taraftarların Akhisar deplasmanı nedeniyle kaygı duymalarına neden oluyor. Galatasaray’ın Beşiktaş derbisindeki galibiyetinin anlam kazanması için Akhisar deplasmanından galibiyetle ayrılması gerekiyor.