Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin kaybettikleri haftada Gaziantep maçı, Galatasaray açısından daha kritik bir hal almıştı. Nitekim sarı- kırmızılılar bu fırsatı kaçırmadılar ve 2-0’lık bir skorla önemli bir üç puanı hanelerine yazdırmayı başardılar.
Elbette Galatasaray açısından Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin kaybetmesi kadar önemli olan bir başka olay da Trabzonspor’un Rizespor’u mağlup etmesiyle sarı- kırmızılıların Gaziantep FK maçı öncesinde liderle aralarındaki puan farkının ona çıkmış olmasıydı.
Bütün bu etkenlerin getirdiği ‘’ kazanma zorunluluğu ‘’ Galatasaraylı oyuncuların üzerinde ekstra bir baskı oluşturdu. Nitekim bunu telaş ve top kayıpları şeklinde gördük.
Aslında takım halinde iyi bir görüntü veren Gaziantep FK karşısında eski maçlara oranla daha diri bir Galatasaray vardı sahada. Öte yandan takımın kazanma arzusu da üst seviyedeydi. Nitekim ilk yarıda öne geçebilecek fırsatları da yakaladılar sarı- kırmızılılar. Ancak, kapanan takımlar karşısında son derece büyük önem taşıyan bu fırsatları, kötü vuruşlar yüzünden değerlendiremediler.
Gerçekten de Kerem ve Morutan, yakaladıkları iki pozisyonu kötü vuruşlarla harcadılar. Özellikle Morutan’ın kaçırdığı çok net bir pozisyondu.
Santrafor mevkiinde oynayan Halil’in Galatasaray’ın santraforu olabileceği yönünde olumlu sinyaller vermediği, beklerin hücuma katkılarının olmadığı, Berkan’ın merkez orta saha bölgesinde yine soru işaretleri bıraktığı, Barış’ın iyi niyetine rağmen vasat kaldığı ve takımın en iyisinin Marcao olduğu ilk yarı, topla gereğinden fazla oynayan ve etkisiz bir görüntü sergileyen Morutan’ın harika golüyle sona erdi.
Evet, futbol böyle bir oyun ve bu oyunda Morutan gibi skoru her an değiştirebilecek yeteneğe sahip yıldız adayları büyük önem taşıyor. Morutan da kötü oynadığı ilk yarının uzatma dakikalarında öyle bir gol attı ki, 45 dakika boyunca bıraktığı bütün olumsuz izleri sildi süpürdü.
Beşli savunmayla oynayan Erol Bulut’un ikinci yarıya ofansif anlamda değişikliklerle başlaması gerekirdi. Fakat bu değişikliği yapan ve bir anlamda maçı koparan Fatih Terim oldu. Tecrübeli teknik adam, Barış’ın yerine Feghouli’yi sahaya sürdü ve Feghouli de tecrübesini ve kalitesini sahaya yansıtarak bir tek topla fişin çekilmesini sağladı.
Gerçekten de Cezayirli futbolcu, rakip defansı oyundan düşüren tek pasla iki kez Kerem’i topla buluşturmayı başardı. Kerem de bunların ikincisinde güzel bir vuruşla fileleri havalandırdı.
Feghouli, kalitesi belli olan bir oyuncu. Fatih Terim genellikle Babel’i tercih etse de ben Feghouli’nin daha çok şans bulması gerektiğini düşünüyorum. Genç ağırlıklı bu kadroda Feghouli gibi bir ismin sağlayacağı katkı çok büyük bir önem taşıyor.
Evet, Galatasaray genç bir kadro kurdu. Bu kadroda Kerem gibi gelecek vaat eden önemli yetenekler var. Cicaldau ve Morutan da bu kapsamda değerlendirilebilirler. Lakin Berkan, Barış ve Halil gibi isimler ciddi anlamda soru işareti taşıyorlar. Van Aanholt da şu ana kadar olumlu bir izlenim bırakamadı. Yedlin zaten tam bir hayal kırıklığı. İşte kadro anlamında kırılgan bir görüntü sergileyen Galatasaray’da Feghouli önemli bir yapı taşı özelliği taşıyor.
Maçın adamı tartışmasız bir biçimde Marcao idi. İnanılmaz bir maç oynadı. Esasen onun da yeniden doğrulmak için böyle bir maça ihtiyacı vardı.
Sonuç olarak Galatasaray, son derece önemli bir üç puan kazandı. Şimdi gözler Perşembe akşamı oynanacak Lokomotiv Moskova maçına çevrildi. Grubunda lider olan sarı- kırmızılılara, Lokomotiv Moskova karşısında başarılar diliyorum.