Sakat ve cezalı futbolcularından dolayı sıkıntı yaşayan, teknik direktör konusunu net bir zemine oturtamayan Fenerbahçe, Akhisar deplasmanında çok önemli bir maça çıktı. Ne yazık ki bu maçın taşıdığı önem, Fenerbahçe gibi bir kulübe yakışmayacak nitelikteydi. Gelgelelim bu önemli karşılaşmayı da kaybeden sarı- lacivertliler, ligde 16. sıraya indiler.
Esasen karşılaşmaya Fenerbahçe iyi başladı. Lakin sarı- lacivertlilerin bu üstün görüntüsü sadece on dakika sürdü. Daha sonra oyunun kontrolünü eline alan Akhisarspor, set hücumu kurdu, pas oyununu çok güzel oynadı, kısacası futbolun neredeyse tüm gereklerini yerine getirdi. Nitekim yeşil- siyahlılar, gole ulaşmakta da gecikmediler.
Aslında bu gol bile Fenerbahçe’deki sıkıntıları gözler önüne seren bir örnek oldu. Serginho’nun şutunu kaleci Harun çok kötü bir yere kesti. Bokila da, iki stoperin arasından topa vurarak golünü attı.
Akhisarspor’un üstün olduğu bu bölümde Fenerbahçeli futbolcular takım halinde topun arkasında kaldılar. Durumu değiştirmek için bir reaksiyon gösteremediler. Zaten Hasan Ali Kaldırım ve Mehmet Ekici dışında göze batan futbolcu da yoktu.
İlk yarının sonlarında Akhisarspor’un skoru koruma içgüdüsüyle geriye yaslanması sonucunda Fenerbahçe rakip kalede daha çok gözüktü. Ama sarı- lacivertliler, Mehmet Ekici’nin duran topu dışında tehlike yaratamadılar.
Esasen Fenerbahçe’nin oyun planında sorun vardı. Daha doğrusu acaba Fenerbahçe’nin bir oyun planı var mıydı? Sağ kanat zaten hiç çalışmadı. Solda ise, kanat orijinli olmayan Eljif etkili olamadı. Böyle olunca bütün yük Hasan Ali’nin sırtına bindi.
57’deki Şener- Benzia değişikliğinden sonra olması gerektiği gibi Isla sağ beke, Eljif de orta sahaya geçtiler. Ancak Mehmet Ekici’nin sol açık bölgesine alınması doğru bir hamle değildi.
Yine de Akhisar’ın geriye yaslanmasından dolayı sarı- lacivertliler, rakip yarı sahada daha çok yer almaya devam ettiler. Ama kadro kalitesizliğinden dolayı bir türlü ciddi bir pozisyon yaratamadılar. Slimani’nin boş boş koşmasının dışında, oyuna umut olarak alınan Benzia da hiçbir varlık gösteremedi.
Lakin Koeman asıl bomba hamlesini 78’de Mehmet Topal’ın yerine İsmail Köybaşı’nı alarak yaptı. Bu değişiklikle Hasan Ali orta sahaya, İsmail ise sol beke geçti. Cihat Arslan’ın Manu ve Regattin gibi iki hızlı oyuncuyu sahaya sürmesinden sonra yapılan bu hamle intihardan farksızdı. Nitekim bu değişiklikten sonra Fenerbahçe orta sahası çöktü ve kısa bir süre sonra Manu’nun golü geldi. Regattin’in 90+5’deki golü de geceyi Fenerbahçe adına daha dramatik bir şekle getirdi.
Diğer taraftan ev sahibi Akhisarspor galibiyeti sonuna kadar hak etti. Yeşil- siyahlılar, Seleznyov’un yokluğunda iki santraforlarından da gol elde ettiler. Bütün futbolcular görevlerini yerine getirdi. En önemlisi, Fenerbahçe’ye göre daha çok inandılar, daha çok istediler. Sonucunu da 3-0’la aldılar.
Fenerbahçe sezon başında yapılan hataların bedelini ödüyor. Comolli’nin transferleri tel tel dökülüyorlar. Bu anlamda Akhisar maçındaki mağlubiyeti de tek başına eksiklere bağlayamayız. Çünkü Fenerbahçe o futbolcular varken de iyi değildi. Nitekim Koeman ile birlikte takımın kurtarıcısı, eski oyunculardan Valbuena oldu!
Fenerbahçe’nin kadrosu genel olarak iyi değil. Bu kadro Fenerbahçe’ ye yakışmıyor. Öte yandan takımın hala gerçek bir teknik direktörü yok. Erwin Koeman o kulübeyi dolduracak kapasitede değil. Bu maçta da yukarıda açıkladığım bir sürü hataya imza attı. Fenerbahçe’nin gelecek adına bir an önce iyi ve gerçek bir teknik direktörle anlaşması gerekiyor.
Kısacası iş dönüp dolaşıp Ali Koç ve yönetimine geliyor. Bakalım Fenerbahçe yönetimi, gerekli kararları hızlı ve radikal bir biçimde alabilecek mi?