Göreve geldikten üç gün sonra Göztepe gibi zorlu bir takım karşısında ilk maçına çıkan Fatih Terim, güzel bir başlangıç yaptı.
Tecrübeli teknik adam, doğru bir kararla kadroda önemli bir değişikliğe gitmedi. Sadece, olması gerektiği gibi Linnes’i sağ, Denayer’i ise sol bekte görevlendirdi.
Taktiksel anlamda ise yine doğru bir değişiklik söz konusuydu. Sarı- kırmızılılar, 4-3-3 olarak da yorumlanabilecek 4-1-4-1 şeklinde bir dizilişle sahaya çıktılar. Fernando tek ön libero olurken, onun önünde Belhanda ve Ndiaye yer aldılar. Rodrigues ve Feghouli de olması gerektiği gibi kanatlarda görev yaptılar.
Her ne kadar Belhanda aksasa da, gerek yeni teknik direktör, gerekse de taraftar etkisiyle Galatasaray maça etkili başladı. Ancak golü bulan Göztepe oldu. Bu gole rağmen mücadeleci futboldan vazgeçmeyen Galatasaray, kısa süre sonra beraberliği yakaladı.
Bununla birlikte, ilk yarının kalan dakikalarında konuk Göztepe’nin istediğini daha çok yapan taraf olduğunu belirtmek gerekiyor. İzmir’in sarı- kırmızılı ekibi, oldukça rahat ve soğukkanlı bir şekilde oynayarak ilk yarıyı bitirdi.
Fatih Terim ikinci yarıya, Belhanda’yı Gomis’in arkasına alarak 4-2-3-1 şeklinde başladı. Bu değişiklik sahaya oldukça pozitif yansıdı. Bir de Galatasaraylı futbolcular rakiplerine önde basıp top yapmalarına izin vermeyince, galibiyet golleri arka arkaya geldi.
Galatasaray, fiziki açıdan oldukça diriydi. Tudor’un bu anlamda iyi bir takım bıraktığını söyleyebiliriz. Ama taktiksel açıdan önemli problemler vardı. Bu problemler futbolcularda mental yorgunluğa, o da fiziki düşüşe neden oluyordu. Fatih Terim’in küçük bir taktiksel dokunuşu Cim Bom’u yeniden şaha kaldırdı.
Esasen olması gereken de buydu. Aklın yolu birdir. Daha önce de defalarca belirttiğim gibi, bir teknik direktör elindeki futbolculardan en yüksek verimi almaya çalışmalıdır. İşler iyi giderken sürekli taktik değiştirmek ve futbolcuların yerleriyle oynamak doğru değildir. Bu, takıma zarar vermekten başka bir işe yaramaz. Nitekim Tudor’un yaşadığı ve yaşattığı da buydu.
Fatih Terim ise olması gerekeni yaptı. Galatasaray’ın kendi yarı sahasından çok rakip sahada oynamasını sağladı. Bunu yaparken de Ndiaye’yi daha önde oynattı. Sezon başından beri bunun olması gerektiğini söylüyoruz. Nitekim Ndiaye biraz öne çıkarılınca daha etkili oldu.
Aynı şeyi Rodrigues için de söyleyebiliriz. Fatih Terim, tercihini genç futbolcudan yana kullanmakla doğru yaptı. Nitekim semeresini de aldı. Rodrigues’in sakatlanıp çıkmasından sonra oyuna giren Yasin de geçmiş maçlara göre oldukça etkili oldu. Elbette bunda, teknik direktör değişikliğinin büyük etkisi vardı.
Tudor’un işler kötü gidince oyundan çıkarttığı ilk isim olan Maicon da, attığı harika frikik golü ile skora nasıl etki edebilen bir futbolcu olduğunu göstererek, bir anlamda Tudor’a mesaj gönderdi.
Tamer Tuna, ikinci yarıda Galatasaray’ın agresif bir şekilde üzerine gelmesi üzerine oyuna müdahaleler yaptı. Ancak yine Scarione’de hayal kırıklığı yaşadı. Tecrübeli futbolcu, maç 3-1 iken yakaladığı iki net pozisyonu hoyratça harcadı.
Hakem Yaşar Kemal Uğurlu’ nun Göztepe lehine verdiği penaltı kararı doğruydu. Bununla birlikte Fernando’ya 44.dakikada çıkan kartın rengi kırmızı olmalıydı. İkinci yarıda Yasin’in Göztepe ceza sahasında Sabri’nin arkadan müdahalesiyle yerde kaldığı pozisyon ise penaltıydı.
Özetle, iki sarı- kırmızılı takım arasında güzel bir mücadele izledik. Elbette bunda Göztepe’nin pozitif futbolu da çok etkili oldu. Zaten Göz Göz, iyi bir takım. İyi de bir teknik direktörleri var. Bu arada Göztepe kaptanı Sabri’ye Galatasaray taraftarlarının gösterdiği sevgi, duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Benzer duygusal anlar Fatih Terim’in sahaya çıkışında da yaşandı.
Fatih Terim’in saha kenarında eskiye oranla çok daha sakin ve babacan bir tavırla yer alması da dikkat çekiciydi. Yaşadığı duygu yoğunluğu net bir şekilde belli oluyordu. Artık sarı- kırmızılı taraftarların tam anlamıyla güvendikleri bir isim kulübede duruyor. Fatih Terim, devre arasında takıma daha esaslı müdahaleler yapacaktır. Bu arada gidecek ve gelecek futbolcular da olabilir. Ama Galatasaray’da pek çok şeyin artık eskisi gibi olmayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.