Tolga Ersarı

Tolga Ersarı

tolgaersari@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Her ne kadar Okan Buruk’un maç öncesinde de söylediği gibi önceden duyulmuş olsa da beklentilerden farklı bir on birle çıktı Galatasaray sahaya. Hakim Ziyech’in maç eksiğini giderip ritim yakalaması için doğru maçtı Kasımpaşa karşılaşması. Aynı şekilde Victor Nelsson’u da onu gözden çıkarmadığını göstermek ve kazanmak adına ilk on birde başlattı Okan Buruk. Lakin maçların içerisindeki zaman dilimlerinde sonradan sol beke çekilmesini dahi çoğu zaman yadırgadığımız Abdülkerim Bardakcı’nın karşılaşmaya direkt sol bekte başlaması şaşırtıcıydı. Oysa Kasımpaşa maçında Angelino, olmadı Kazımcan bu bölgede oynayabilirdi. Buruk, Kasımpaşa’nın hızlı kanat oyuncuları karşısında Angelino’ya da Kazımcan’a da güvenmemiş olabilir. Fakat sol bekte Abdülkerim tercihinin daha büyük bir nedeni olduğu anlaşılıyor. Görünen o ki, Kasımpaşa karşılaşmasını sıradan bir lig maçında öte Çarşamba gecesi oynayacağı Bayern Münih mücadelesinin bir provası olarak görmüştü Okan Buruk.
Bu anlamda Bayern Münih maçında da Abdülkerim Bardakcı’nın sol bekte oynatılacağını, stoperde ise Davinson Sanchez’in yanında Kaan Ayhan veya Nelsson’a görev verileceğini düşünüyorum. Kaan Ayhan’ı orta sahada Torreira’nın yanında değerlendirmek isteyen Okan Buruk’un, Kasımpaşa karşılaşmasındaki neredeyse sorunsuz performansından sonra Victor Nelsson’u Çarşamba gecesi ilk on birde Sanchez’in yanında sahaya sürmesi sürpriz olmayacaktır. Tabii Kasımpaşa’nın, Nelsson’un Bayern Münih karşılaşması için sınanacağı bir rakip olamayacağını belirtmek gerekiyor. Aynı Abdülkerim Bardakcı’nın sol bekte oynatılmasının yaratacağı soru işareti gibi!
Yeniden dün geceye dönersek; maça çok da istediği gibi başlayamayan ve 14. dakikada kalesinde Muslera’nın inanılmaz bir şekilde kurtardığı bir pozisyon da veren Galatasaray, dakikalar ilerledikçe oyuna ağırlığını koydu ve hâkimiyeti tamamen eline aldı. Sağda Hakim Ziyech’in istekli ve etkili oyununa, top kaybetme yarışına giren Kerem Aktürkoğlu ve Wilfried Zaha da ortak oldular. Zaha; 33’de öyle bir gol attı ki, sağ alt filelerdeki bütün tozlarla birlikte yapmış olduğu tüm top kayıplarını da sildi süpürdü!
Fildişi Sahilli futbolcu, etkili oyununu 51’de ikinci golle taçlandırırken 60’a doğru Galatasaray’ın klasik hastalığı haline gelen oyundan düşüş başladı. Nitekim Kasımpaşa da 54’de farkı bire indirdi.
Muslera’nın sakatlanıp çıkmak zorunda kalması, Kasımpaşa ataklarının yoğunlaştığı bu bölümde Okan Buruk’un Ziyech’i de planladığından biraz daha erken oyundan almasına neden oldu. Fakat Buruk, ne Ziyech’in yerine sahaya sürdüğü Tete’den ne de Oliveira dışında ilerleyen dakikalarda oyuna aldığı isimlerden beklediği verimi alabildi.
Yine de uzun süre sıkıntı yaşasa da kalesinde ikinci golü görmeden maçı tamamladı Galatasaray. Bundaki en büyük faktör de şüphesiz Torreira idi. Uruguaylı futbolcu yine müthiş oynadı. Öndeki dört forvetin arkasında neredeyse bütün Kasımpaşa ataklarını süpüren isimdi. Kuraldır, golü atan altını alır! Bu nedenle maçın adamı olarak iki gol atan Zaha görülecekse de esas kahraman, arka planda bekleyen Torreira’ydı.
Oyun anlamında sıkıntı yaşayan ve 2-1 gibi istim üzerinde bir skorla son bölüme giren Galatasaray’da, tribünlerde ve ekran başındaki taraftarların stresten tırnaklarını yedikleri bir sırada Halil Dervişoğlu’nun oyuna alınmasını anlamak mümkün değil. Bu tercihin tek bir nedeni olabilir, Halil Dervişoğlu’nu da kazanmak, onun da değerli hissetmesini sağlamak. Fakat futbol takımları, kulüpler bu şekilde yönetilmez! Üstelik de böyle sıkıntılı bir anda ve skorda. Nitekim oynadığı süre zarfında hiçbir olumlu hareket yapamadığı gibi neredeyse aldığı her topu da ya kaybetti ya da kötü kullandı Halil Dervişoğlu.
Oysa oyunun sıkıntıya girdiği bu bölümde orta sahayı üçleyebilirdi Okan Buruk. Ama o bunu asla düşünmedi!
Sakatlığından dolayı idman yapamayan ve iğne ile oynamaya devam eden Icardi, doğal olarak kapasitesinin yüzde yüzünü sahaya yansıtamıyor. Kimi zaman zorlandığı da belli oluyor. Yine de bu hali bile rakipleri korkutmaya yetiyor. Tabii Icardi’ye bir de Muslera’nın sakatlığı eklendi. Hem atanın hem de tutanın sakat olmaları ciddi bir handikap. Her iki oyuncuya da acil şifalar diliyorum. Umarım Muslera’nın önemli bir şeyi yoktur ve en kısa zamanda sağlığına kavuşur ve sahalara döner. Icardi zaten iğne ile oynuyor. Umarım bu durum ileride oyuncu sağlığı açısından bir sorun çıkartmaz.
Galatasaray’a Çarşamba gecesi Şampiyonlar Ligi’nde Bayern Münih karşısında başarılar diliyorum…