Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim... Elbette matematiksel olarak Fenerbahçe’nin şampiyonluk şansı var. Ama bence ve dünkü oyunu gördükten sonra şampiyonluk artık Kaf Dağı’nın arkasında...
Emre Belözoğlu bir şeyler deniyor... İşe yarayacağı kesin... Ama iş işten geçtikten sonra bu deneme çalışmaları başladı. Oysa Belözoğlu’nun uygulamak istediği sistem için bir sezon başlangıcına ihtiyaç var. Erol Bulut’un durağan, topu rakibe bırakan oyunundan, biraz daha tempolu ama topu rakibe bırakmak istemeyen yapıya geçiş için Emre Belözoğlu’nun önünde yeterli süresi yok. Ancak gelecek sezon için iyi bir başlangıç olduğunu söyleyebiliriz...
Çift stoper ile geriden oyun kurup, hem tempolu oynamak, hem de kanatları oyuna sokmak Fenerbahçe teknik ekibinin istediği sitemin küçük çaplı tanımı... Ama bunun için tempoyu yükselten ve özellikle de iyi pas yapabilecek stoperlere ihtiyacınız var. Serdar Aziz bu tanımı hiç karşılamıyor ve akmaya başlayacak gibi görünen oyunun bir anda durağanlaşmasının ana nedeni oluyor. Emre hoca maç içinde sürekli değişiklikler yapıyor. Acaba kalan maçlarda Serdar’ın yerine Luiz Gustavo’yu stoperde denemeyi düşünür mü?
Ayrıca eğer oyununuzu kale önünden başlatmayı planlıyorsanız, tıpkı Çağdaş Atan’ın Alanyaspor’u gibi... O zaman kalede kendine güvenen bir eldivene ihtiyaç var. Harun iyi kaleci olabilir, maç içinde kritik toplar da çıkarabilir, ki dün çıkardı da... Ama artık günümüz futbol anlayışında kaleciden bir libero gibi oynaması isteniyor. Yani en yakındaki oyuncusuyla paslaşmayı bilecek kadar cesur, prese karşı koyacak kadar teknik olmalı...
Dün ilk yarıda Harun bu konuda gerçekten çok ürkekti. İkinci yarıda bu ürkekliği üzerinden atmış gibi göründü ama kanadı kırık takımının topla çıkacak hali, becerisi ve isteği çoktan kaybolmuştu.
Fenerbahçe’nin Alanya karşısındaki yumuşak karnı maç başlamadan çok net biçimde ortadaydı. Sakatlıktan yeni çıkmış, fizik gücü düşük ve birlikte oynama alışkanlıkları hiç olmayan Gökhan Gönül, Mesut Özil kanadı sarı-lacivertlilerin yumuşak karnıydı. İşin ilginç yanı; Gönül-Özil ikilisinin önündeki bölge, geriye çok gelmeyen ve görevi Gökhan Gönül’ün üzerine oynamak olan Davidson’dan dolayı Alanyaspor’un da yumuşak karnıydı. Gerçekçi olmak lazım, iki teknik adam da o bölgeleri kullanma konusunda zayıf kaldılar.
Mesut Özil verdiği bir kaç ara pas, tempoyu artırma girişimleri, boş alana gitme, alan açma gibi futbol oyununun son derece önemli unsurlarını bir kaç tane örnek sergileyerek çok iyi bildiğini herkese gösterdi. Özil’in kumaşını tartışmak futbola ihanet olur. Ama şöyle bir gerçek var, Özil gelecek sezonun oyuncusu...
Yaşar Kemal Uğurlu’nun VAR uyarısıyla iptal ettiği Fenerbahçe lehine olan penaltı pozisyonu, İFAB’ın kural kitapçığında iptal edilmemesi gerekliymiş gibi anlatılıyor. Ben hakem değilim ama kural kitapçığında yazılanları okuyup anlayabiliyorum. Bence penaltı verilmeliydi. Pozisyonun hakem hocaları arasında gece boyunca tartışıldığını yakından biliyorum.
Ne demiştik, şampiyonluk artık Kaf Dağı’nın arkasında, F.Bahçe eleğini duvara assın!